..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsanlýðý tanýmak insanlarý teker teker tanýmaktan kolaydýr. -La Rochefoucauld
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik > hakan alan




10 Haziran 2011
Yýlbaþý 4  
hakan alan
Ýnsanlar hayalleriyle yaþar...


:AFCJ:
Titreyen elleriyle Halay kafenin kapýsýný itti. Loþ ýþýk rahatsýz etmiþ olacak ki yüzünü zemine çevirdi. Hýzlýca göz kapaklarýný kýrpýþtýrdý. Yaþlý bacaklarý çevik hareket etmesini önlüyordu. Yavaþ adýmlarla ilerledi.
Kafenin köþeden köþeye uzanan kanepelerinde gençler oturmuþ sohbet ediyordu. Bir yandan da hafif tonlu müzik sesi kafenin içinde çýnlýyordu. Türküden baþka bir þey çalýnmazdý bu kafede. Kafenin arka bölümü iki yana geniþliyordu. Sol kesimde yiyecek ve içecek tezgahý vardý. Bunun hemen önünden kanepeler baþlýyordu diðer tarafa uzanarak. Sað taraftaki geniþlikte köþeler koltuklarla döþeliydi. Kafenin duvarlarýna asýlmýþ fenerler loþ ýþýk veriyordu. Yerlere serilmiþ kilimler “Anadolu evi” havasý estirmiþti.
Yaþlý adam, kafenin geniþleyen bölümüne vardýðýnda tezgahtan zayýf bir genç ona yöneldi. Yaþlý adam kendisine ilerleyen gence döndü. Genç, nazik bir edayla:
“Hoþ geldiniz Lütfü bey.”
“Hoþ bulduk. Birazdan arkadaþlarým da gelecek. Bugün biraz kalabalýk.”
“Olacak o kadar, yýlýn son günü. Bazýlarý bu gibi yerlerde sohbet ederek yýlbaþýna girmeyi tercih eder. Týpký siz ve arkadaþlarýnýz gibi.”
Tezgahýn ilerisindeki koltuðu iþaret ederek: “Gelin sizi þuraya alalým. Hem canýnýz sýkýlmasýn, diðer kýsýmlar biraz gürültülü.”
“Saðol” diyerek yavaþ adýmlarla ilerledi. Kendini koltuða býraktýðýnda dermanýnýn kalmadýðýný anlamýþtý. Karþýdaki kanepede oturan olmadýðýndan ayaklarýný uzattý. Þimdi biraz daha gevþemiþti kaslarý. Yürüdüðü yolu artýk kaldýramýyordu. Gün geçtikçe daha çok yoruyordu bu yol. Arkadaþlarýna bu durumu iletmeliydi. Buluþmak için daha yakýn yer önerecekti.
Kafeyi iþleten genç meyve suyu dolu bardaklarý daðýttýktan sonra Lütfü beyin yanýna oturdu. “Sakýncasý yoksa” demeyi de ihmal etmemiþti. Yaþlý adam, “hayýr caným, ne sakýncasý olacak ki” dedi.
“Arkadaþlarým da benim gibi, buraya gelmek zorluyor olmalý. Sen ne dersin, baþka yerde yapsak þu görüþmelerimizi canýný sýkar mýyýz?”
“Aman Lütfü bey, sýkýlmasýna sýkýlmayýz da ara sýra buraya da uðrayýn. Hiç gelmezseniz o zaman gücenirim vallahi.”
Halay kafenin kapýsý açýldý. Lütfü bey heyecanla gözlerini kapýya dikti. “Ýþte bizim Mehmet de geldi.”
“Yanýldýnýz Lütfü bey” dedi genç adam. “sizden biri deðil o. Karþýdaki kahveci, bozuk para soracak herhalde. Birazdan gelir hepsi merak etmeyin.”
“Yok caným niye merak edeyim. Gelecekler tabiki. Yaþlýlýk iþte iyi seçemiyorum artýk. Bu gözlükleri de deðiþtirsem mi ne.”
Çevreyi süzerek gelen kahveci, gencin önünde durdu: “Bozuk paran var mý? Çok acil lazým.”
“Ver bakalým, bozarým tabi.”
Genç, parayý alýp tezgaha geçti.
“Engin varken para bozmazdý.” dedi Lütfü bey.
“Evet” dedi kahveci. “Yeni gelen iþinde iyi saðolsun. Bizler birbirimize yardýmcý olmayacaðýz da kim olacak. Yýl sonu olduðundan herkes kahvede. Sabaha kadar kumar oynarlar. Eeee bazýlarý bu þekilde eðlenmeyi sever.”
Genç, bozuk paralarý kahveciye verdi. Kahveci: “Saðolasýn. Senin de ihtiyacýn olursa gel. Hayýrlý iþler.”
“Güle güle..”
“Kola alabilir miyiz” diye bir ses çýnladý. Kýzýn ince sesi kafede yankýlandý adeta. Genç iþletmeci yüzünü ona dönerek: “Tabi efendim. Hemen getiriyorum.”
“Birazdan gelirim” diyerek Lütfü beyin kolunu sývazladý. Kalkarak tezgahýn baþýna gitti.
Lütfü bey sýkýlmaya baþlamýþtý. Saatine baktý: Onu geçiyordu. “bir þeyler mi içsem acaba onlar gelene kadar. Ne olur caným, geldiklerinde bir daha içerim. Ne var bunda sanki.”
“Hey oðlum” diye baðýrdý. “Bana da meyve suyu ver. Viþne olsun, yok kayýsý olsun. Elini çabuk tut boðazým kurudu.”
“Tamam Lütfü bey.”
Kolayý verdikten sonra tekrar tezgahýn baþýna geçti. Kayýsý kutusunu açarak büyük bir bardaða boþalttý hepsini. Ýçine bir de kamýþ attý.
“Buz da atayým mý?”
“Yok oðlum ne buzu. Hasta edeceksin bizi. Zaten havalar soðuk.”
Genç, meyve suyunu koltuðun yanýndaki sehpaya koydu. Bardaðýn aðzý ýþýkta parlýyordu. Lütfü bey bardaðý aldý, iyice dikti ve yarýsýný boþaltmýþtý. Tekrar sehpanýn üzerine koydu bardaðý.
“Biz liseden beri ayrýlmayýz. Çok þükür bunca zaman geçti birbirimizden kopmadýk. Oðlum benden sana tavsiye arkadaþlarýný hayat arkadaþý seçer gibi seçeceksin. Ömür boyu sürmeli bu yakýnlýk. Sizi ancak ölüm ayýrmalý.”
“Haklýsýnýz” diyerek onayladý genç. Kafenin duvar saatine baktýðýnda on bire geliyordu. Gece yarýsýna hazýrlýk yapmalýydý.
Halay kafenin kapýsý sýkça açýlmaya baþlandý. Sigara dumaný sis bulutu gibi çökmüþtü üzerlerine. Lütfü beyin karþýsýna üç kiþi oturdu. Böylece kafe tamamiyle dolmuþtu. Genç, tezgahýn ardýna geçti. Beþ þiþe þampanya, beþ þiþe þarap ve yirmi kasa birayý çýkardý. Kadehleri de sýralayarak gece yarýsýný bekleyecekti.
“Engin varken burada böyle þeyler satýlmazdý.” diye geçirdi Lütfü bey. “Ýyi çocuktu vallahi þu Engin. Tek baþýna bütün kafenin iþini görürdü. Ýyi iþ bulmuþ olacak ki ayrýldý. Ne diyelim. Allah yolunu açýk etsin.”
Tezgahtaki genç derin düþüncelere dalmýþtý. Bu hafta yeni baþlamýþtý iþe. Baþladýðý ilk gün tanýþmýþtý Lütfü beyle. O zaman arkadaþlarýndan bahsetmemiþti. Birkaç kiþiyle sohbet edip ayrýlmýþtý kafeden.
Engin iþi verirken bir ikazda bulunmuþtu. “Sanýrým Engin’in bahsettiði ihtiyar tam karþýmda duruyor. Ýsminden anlamalýydým.” diye düþündü. Engin’in kendisine söylediklerini tekrar hatýrladý:
“Kafenin müþterileri genelde bellidir. Özellikle akþamlarý takýlan insanlar neredeyse sabittir. Zaten ara sokakta olduðundan tesadüfi gelenler çok azdýr. Bunun dýþýnda bir ihtiyar da arasýra gelebilir. Önceden sýkça geliyordu fakat sonra geliþleri azaldý. Önceden haftada bir geliyorsa þimdi ayda bir gelir. Yetmiþ yaþlarýnda gözlüklü bir beydir. Adý Lütfü. Bu adam oturur koltuðuna arkadaþlarýný bekler. Hoþsohbet bir insandýr aslýnda. Bir saat oturur, bir þeyler içer, kapýdan giren bazý müþterileri arkadaþlarý sanýr. Biraz garip hareketleri olabilir ama sen hizmetini eksik etme. Onunla sohbet et. Bu deli deyip de kovmaya kalkma. Kimseye zararý dokunmaz. Aksine grup oluþturup sohbet baþlatma gibi bir yeteneði de vardýr. Fakat son zamanlarda bunu da yapmaz oldu. Onunla ilgili bir gerçek var ki: Arkadaþlarýnýn yaþamadýðýdýr. Bunu kabullenemiyor. Çoðu zaman arkadaþlarýnýn yaþamadýðýný unutur. Zaten kafeye o zamanlar gelir. Yaklaþýk bir saat oturduktan sonra söylene söylene çýkar kafeden.”
Genç adam duvar saatine baktý tekrar: 23:45. On beþ dakika kalmýþtý yýlýn bitmesine. O arada ihtiyarýn söylenip milletin huzurunu kaçýrmasýný istemiyordu. Endiþeyle baktý ihtiyara. O anda Lütfü beyin sert bakýþlarýný kendisine doðrulttuðunu gördü. Genç adam heyecanlanmýþtý.
“Hesabý getir” dedi Lütfü bey. “Hep unuturlar iþte. Ya da yol uzun diye yürümek istemezler. Neyse. Oðlum çabuk ol! Getirsene hesabý.”
Genç, koþarak Lütfü beyin yanýna geldi. “Bu benden olsun. Ben de sizin arkadaþýnýz sayýlýrým. Daha sýk gelin, konuþuruz.”
“Saðolasýn” dedi, titreyen elleriyle gencin elini sýktý: “Ýyi seneler.” diyerek yavaþ adýmlarla kapýya yöneldi. Sohbet eden gruplarý süzdü. Bugün baþka bir gündü. Çehresinde hafif bir gülümseme belirdi. Halay kafenin kapýsýný açtý, yüzüne vuran kar tanelerini umursamadý.

Mart 2004
4. Komando Tugayý, Tunceli
(askerde yazdýðým tek hikaye, gece silahlýk nöbetindeyken)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn beklenmedik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yýlbaþý 2
Kolye

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yýlbaþý 6
Esrarengiz Sokak 1
Yýlbaþý 5

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yaþamýn ve Dünyanýn Sonu [Ýnceleme]


hakan alan kimdir?

Amatör bir yazar. .

Etkilendiði Yazarlar:
John Steinbeck, Stephan King


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © hakan alan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.