Gecelere Dair İncelikler - 1
(Zümrüt Tanrıöven) 23 Mayıs 2008 |
Fantastik |
| |
Bir anda olmuştu herşey… Şimdi şehrin etrafında kapkaranlık ve bunaltıcı bir duman dolaşıyor ve yanmış cesetlerin kokuları tüm binaların içlerine doluyordu. Bur bir felaket olmuştu… Şehri sona erdiren bir şey…
...soruların her birini tek tek cevaplaması gerekiyordu. Bunun içinde bir şekilde o karanlığa dalıp, kaybolması şarttı.
|
|
Düşen Taht
(Zümrüt Tanrıöven) 20 Şubat 2008 |
Fantastik |
| |
. Cehennemin sıcak öfkesine asla ayak uydurmayacağım dediğim onca zamandan sonra, sanırım bunun o kadar da iyi bir fikir olduğunu düşünmemeye başlamıştım...Cehennem beni içine çekiyordu..yavaş yavaş ve derine.. |
|
Ateşten Vazgeçişin Bedeli
(Zümrüt Tanrıöven) 29 Ağustos 2007 |
Fantastik |
| |
Şehvet iblisinin şeytana kafa tutuşunun bedeli...Garip olan şeyler var hayatta; anlaşılmayan ve hayatınızı beklediğinizden farklı yönde çizen şeyler. Tutkular… istekler…arzular ve şehvet. Benim yaratıldığım yerde bunlar yaşamı bize katlanılır kılan nadir şeyler ama yeryüzünde bu garipsediğim resmin içinde bu kelimelerin anlamları tek bir kelimeye eşleniyor; Günah. |
|
Piyano Göz Yaşları
(Zümrüt Tanrıöven) 30 Ocak 2007 |
Fantastik |
| |
“Sessizlik hakim garip bir şekilde bu aralar sarayın avlusuna. Ne yeşilliği ve çeşit çeşit gülleriyle övündüğümüz bahçenin tadı, ne de derin derin ürpertisiyle suyunu bir havuza akıtan heykelin gizemi kalmıştı artık. Sessizliğin içine işlediği bir saray avlusu...sessizliği sizin bedeninize takılı kılan bir umutsuzluk ve umursamazlık. Sessizliği...siz yapan gerçeklik. Melankolik konuşmalardan bir türlü kurtulamadığınız o anlar. Halbuki nasıl anlatabilirsiniz onlara aslında ölümün gerçeklik olmadığını, buna inanmamaları gerektiğini? Nasıl açıklayabilirsiniz asıl onların içinde çıkmaya tedirgin olan kelimelerin onu öldürdüğünü. Asıl o cümlelerin onu yenilmezlikten uzak tuttuğunu!
Aynada oluşan her bir yansımanıza kızgın olduğunuz oldu mu hiç? Ben yansımalarımla da kalmıyorum ve artık suçlayacak şeyleri hep aynalara mahkum kılıyorum. Onun bana en son verdiği gülü bile onun önünde yansımasına mahkum bırakıyorum artık. Sanki onu benden o gül almışçasına nefret ediyorum ondan ve yok etmeyi bile düşünmüyorum...acı çekmeli ve şekilsiz bir kuruyuşun yapraklarını dökeceği o ana kadar aynanın ona sunduğu renksiz görüntüsünden acıyla karışık bir anlam almalı.” |
|
|
"Düşündklerim beni binlerce yıl ızdırap…sessizlik içinde bırakabilirdi…günahların evinde…günahtan uzak, günah kırmızısından ayrı ve günah işlemeye arzusuz kılabilirdi…bitirirdi…hatta bunu yapmıştı bile… günaha şehvetim beni yıkamış…bu kan havuzunda yeniden kirletmişti! Artık cehenneme yakın hem de uzak kılmıştı beni…kısacası var olmayan kılmıştı! Bitirmişti her şeyi."
Zümrüt Tanrıöven
|
|