..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Doğru şeritte olsanız bile, olduğunuz yerde kalırsanız er geç ezilirsiniz. -Will Rogers
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Altuğ Öztürk




15 Ocak 2012
Samimi İman  
Altuğ Öztürk
Samimiyet ve içtenlik, kişinin güvenilir ve saygın olmasına vesile olan çok önemli bir özelliktir. Samimi olan insanlar hayatlarının her alanında bu güzel ahlakı sergileyerek topluma örnek olurlar.


:AIAF:
Samimiyet ve içtenlik, kişinin güvenilir ve saygın olmasına vesile olan çok önemli bir özelliktir. Samimi olan insanlar hayatlarının her alanında bu güzel ahlakı sergileyerek topluma örnek olurlar.

Samimiyetsiz insanlar ise çevreye güven telkin etmediği gibi, kendisine her zaman kuşku ile bakılan, ahlakından hiçbir zaman emin olunamayan kişilerdir. Bu karaktere sahip insanlar, İslam ahlakının gereği olan samimiyeti sosyal yaşamlarında hayata geçiremedikleri gibi, dini vecibelerini yerine getirirken de tam olarak yaşayamazlar.

Etrafımızda Allah'a inandığını dile getiren çok sayıda insana rastlarız. Ancak bu kişilerin çoğu Allah'a iman etmenin gereklerini yerine getirmekte gereken titizliği göstermezler. Allah kullarını, Kuran'ı Kerim'de bildirdiği emir ve yasaklara uymaları konusunda uyarır. Faizden, zinadan, yalandan, fitneden uzak durmalarını öğütler. Namaz kılmak, oruç tutmak, sabır ve tevekkül sahibi olmak gibi pek çok ibadeti kararlılıkla uygulamamızı emreder. Buna rağmen samimi olarak iman etmeyen insanlar, bu emir ve yasakları uygulamak konusunda umursamaz davranırlar. Menfaatlerine uygun olmayan bu yaşam tarzı onlara zor ya da sıkıcı gelir. Çünkü daha fazla ve daha kolay para kazanmak için faiz yemek, nefislerini tatmin etmek için zinaya yaklaşmak, mecbur kaldıklarında yalan söylemek çıkarlarına daha uygun gelir. Namaz kılmak, oruç tutmak gibi farz olan ibadetleri ise vakit bulamadıklarından, ileriki yıllara ertelediklerinden ya da önemini yeterince kavrayamadıklarından yerine getiremezler.

Etrafımızda yaşayan insanları düşünelim; çocukları için çok büyük fedakarlıklar yapan bir anne, kendisini ailesine adayan bir baba, sanat için herşeyi yapmayı uygun gören bir aktris, hayatını sistemi düzeltmeye adayan veya tek amacı üniversiteyi kazanmak olan bir genç, aşkı için ya da kendi için yaşayan bir birey... Çevremizde sıklıkla rastladığımız bu insanlar gün içinde amaçladıkları konular için herşeyi yaparlar, tüm zamanlarını ve imkanlarını bu amaçlarına ulaşmak için kullanır ve gerektiği takdirde değerlerinden taviz vermekten çekinmezler. Dünya hayatının aldatıcı metasına kapılıp Allah'ın rızasını unutan bu samimiyetsiz tutumun bulacağı karşılık bir Kuran ayetinde şöyle açıklanmıştır: ''İşte bunlar, ahireti verip dünya hayatını satın alanlardır; bundan dolayı azapları hafifletilmez ve kendilerine yardım edilmez.'' (Bakara Suresi, 86)
Allah inancını taşıdıklarını söyledikleri halde hiçbir eylemlerinde bu inancın gerektirdiği ahlakı göstermeyen samimiyetsiz kişilerin, Allah'ı hatırladıkları ve yalvardıkları tek an zorluk anlarıdır. O anlarda Allah'a yönelir, O'dan yardım dilerler. Bir an önce, yaşadıkları sıkıntıdan kurtulabilmek için dualar ederler, camilere giderler, adaklar adarlar hatta zor geldiği için yerine getirmedikleri namaz ibadetine dahi başlarlar. Ancak Allah'a olan bu samimiyetsiz yakınlıkları, duaları, ibadetleri; sıkıntıları Allah tarafından giderildiği andan itibaren son bulur ve eski hayatlarına kaldıkları yerden devam ederler. Allah bu karaktere sahip olan insanları Ankebut Suresi 65. ayette şu şekilde bildirir: '' Onlar gemiye bindikleri zaman, dini yalnızca O'na 'halis kılan gönülden bağlılar' olarak, Allah'a yalvarıp yakarırlar. Ama onları karaya çıkarıp kurtarınca, hemen şirk koşarlar.''
Yaşanan her zorluk aslında insanlara Rabbimiz tarafından yapılan bir uyarıdır. Kimi uyarıları dikkate alır ve ne gerekiyorsa yapar, kimi uyarıları umursamaz, kimi de uyarıyı fark eder ancak bir süre sonra unutur ve hayatına devam eder.
Mesela kalp sağlığına gereken önemi vermeyen bir insanı düşünün. Ufak bir kalp krizi daha dikkatli olması gerektiğini hatırlatan bir uyarıdır aslında. O andan itibaren kişi tüm hayatını, kalp sağlığını korumak için çeşitli tedbirler alarak tekrar düzenler. Yemek alışkanlıklarını değiştirir, spora başlar, sigarayı bırakır ve daha sağlıklı olabilmek için ne gerekiyorsa yapar. Allah da, hayatını sadece bu dünyaya adayan ve gaflete düşen kullarına çeşitli zorluklar yaşatarak uyarılarda bulunur ve Kendini hatırlatır. Tüm zorluklar, acılar, kayıplar aslında insanlar için birer uyarıdır. Ahireti unutup yalnızca dünya hayatının süsüne kapılanlara, Allah'ın dosdoğru yolunu hatırlatan hayati bir uyarıdır. İnsanların, ölümle birlikte sona erecek ve hiçbir anlamı kalmayacak bu dünya hayatına sımsıkı bağlanmaları aslında onları sonsuz azaba sürükleyen büyük bir hatadır. ''Onlar, dinlerini bir eğlence ve oyun (konusu) edinmişlerdi ve dünya hayatı onları aldatmıştı. Onlar, bu günleriyle karşılaşmayı unuttukları ve Bizim ayetlerimizi 'yok sayarak tanımadıkları' gibi, Biz de bugün onları unutacağız.'' (Araf Suresi, 51)
Allah'ın uyarılarını fark eden ve O'nun dosdoğru yolunda yaşamayı seçen insanlar ise Allah'a olan inançlarından ve ibadetlerinden asla taviz vermezler. Dualarına icabet eden Rabb'lerine şükrederler. O'na olan bağlılıkları zorluklarla beraber daha da artar. Bilirler ki yaşanan her zorluk kendileri için bir sınavdır. '' Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele. (Bakara Suresi, 155) ayetinin bilincinde olan samimi müminler bu sınavlarını en iyi şekilde verebilmeyi amaçlarlar. Samimi olarak iman eden insanların Allah'a olan sevgileri menfaate dayalı değildir. Sadece O'nun rızasını gözeterek yaşarlar ve her zaman O'na şükrederler.
Samimiyetsiz bir inançla, samimi iman arasındaki farkı fark edebilmek ve doğruları bulabilmek umuduyla...

Altuğ Öztürk





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İman Hakikatleri İmanımızı Artırmak İçin Vesiledir
Hz. İbrahim
Nefretin ve Şiddetin Kaynağı Dinden Uzak Yaşam
Medyanın Gücü
Kuran Ahlakından Uzak Yaşayan Toplumlar
Kötülüğü Örgütleyip Düzenleyenler
Dini Alaya Alan Fıkralara Gülmek
Boşanmalarda Kadınlar Mağdur Edilmemeli
Güzel Ahlakta Kararlı Olmak
Müslümanlar İçin Birlik Zamanı

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ramazan ve Oruç
Çözüm İslam Birliği
Dürüstlükte Kararlı Olmak
Şeytanın Oyunları
Hayat Tesadüf Değildir
Denizatı
Kuran'ı Okumak
Ne İçin Yaratıldığımızı Unutmayalım
Bakteriler
İbadette Azla Yetinmek Mümine Yakışmaz

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Her İşte Hayır Olduğuna İnanmak [Eleştiri]
Özgürlüğe Tutsak Olmak [Eleştiri]
Hz. İbrahim [İnceleme]


Altuğ Öztürk kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Altuğ Öztürk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.