Ancak Durgun Mavi
Yansıtacak Sevdamı,Yüzünü
Üsküdarda; sahilde
Kırık bir bankta
Yunuslar geçerken merasimle
Kimbilir belkide
Martılar eşlik edecek onlara
Dalgalar ritm tutacak
Şair vurulduğunda
Şiir saldırdığında
Gündüzün onikisinde
Dilekler tutulacak,Mavice
Biri vurmak ,biri kavuşmak üzerine
Biri Göze vurulur
Biri Kar Tenine
Bir Vapur geçecek
Ödünç zamanı taşımak için
Yaşamasını bilmediğimiz an
Ellerimizden akıp gidecek
Ah Klivya….!!!
Bilemez ki
Bir Bilse…..


Paşa Korusunda
İki Garip,iki Can
Üzecekler birbirini
Çay içecekler zaman akıp giderken
Yumurtanın sarısına,Zeytin tanesine
Saldır,sarıl; sen diye, biz diye
Basamaklarında
Bir küçük dudak
Bir Koca Yüreğe değecek
Gözleri saklı Elleri Minik
Bakacak avuç içine
Kader çizgisine
Görecek yokluğu
Kısa Sevdayı
Susacak ,,,Lall
Anlatmayacak gördüğünü,
Döğecek kanı
Çağıracak isyanı
Sus/acak,Asılacak
Solsun Difenbahya…!!!
Göremez ki
Bir görse…


Kız kulesi sakinleri
Gariplikleri seyredecek
Şairin dilberi seyretmesi gibi..
Sırtını dönüp Enginlere
İstanbul bitecek,Sultan şehri
Gelecek ne kadar uzak
Kalp kör,esrik lodos
İsyan bayraklarını donanıp
Mat edecek anı,
Piyonlar maskelerini bürünecek
Zehir akarken sigaradan dudaklara..
Çöpten alınan bir yudumluk sigara
Çok görülür kimbilir?
Layık olmayana…
Mavi hediyeler verilirken
Gamzende buselik makamı
Erguvanvari Açelya…!!!
Sevmiyor ki
Bir sevse…

Nihayetindedir
Boyunda ki Ben
Silmek zamanı gelir
Akıl oyuna düşer
Yürek hazırmı bilinmez
Her akla gelen yapılsaydı
Ölümsüz aşklar yürekte yeşermezdi ki;
İki Garip,iki Can
Öyle bir sevda
Orhan Veliden kalma
Sebebi var mutlaka
Aşkı anlatmak Dalgakıran mektuplarda
İstanbulun,Mavinin;İki Garibin…
Dördüncü Cemre ki
Rizomda,Mügenin beyazında
Çigan bir hamlede,döşünde
Üçüncü Ahmet çeşmesinde
Dayamışken sırtını Celi Sülüse
Uzaklaşır bir Vapur; hüzünlü
Seyredersin sessiz umutsuz
Ah…Çuha Çiçeğim….!!!
Bitmiyorki
Bir bitse…!!!
Ölmüyor ki Şairin
Bir Ölse….!!!