..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Bazen bir mısra yaşamı değiştirir." -Kafka
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Fuat Türker




10 Şubat 2013
Korkma Ebedi Varsın  
Fuat Türker
Ahiret inancı ise insana zorluklara karşı dayanıklılık, güvenli ve mutmain bir ruh hali kazandırır. Ölümle birlikte karar kılacağı hayat sonsuzdur çünkü.


:BADB:
Ölümden ne korkarsın, korkma ebedi varsın! (Yunus Emre)

İnsanın içindeki sonsuzluk isteği insanlık tarihiyle başlar. Hz. Adem (as) Cennet'te yaşadığı halde, "Sana sonsuzluk ağacını ve yok olmayacak bir mülkü haber vereyim mi?"(Taha Suresi, 120) diyerek vesvese verdiğinde şeytana aldanır. Allah; "Andolsun, biz bundan önce Adem'e ahid vermiştik, fakat o, unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık." (Taha Suresi, 115) buyurur. Hz. Adem (as)'ın, cennet'te rahat bir hayat süreceğini bildiği halde unutması ve şeytanın vaadine kanması bir zelledir. Bu olay insandaki ölümsüz kılınma arzusuna bir örnek olabilir.

"İnsanın fıtratında bekaya(kalıcılığa, sonsuzluğa) karşı gayet şedid(şiddetli) bir aşk var" der Bediüzzaman. İhtiyaçtan kaynaklanan isteme arzusunu yaratan Allah, insanın bekaya dair isteklerinden kaynaklanan duasını da kabul eder.

Bediüzzaman bu isteğin nasıl gerçekleşeceğinin çözümünü ise şöyle verir:

"Ey insanlar! Fâni, kısa, faidesiz ömrünüzü; bâki, uzun, faideli, meyvedar yapmak ister misiniz? Madem istemek insaniyetin iktizasıdır(gereğidir), Bâki-i Hakikî'nin yoluna sarfediniz. Çünki Bâki'ye müteveccih(yönelik) olan şey, bekanın cilvesine mazhar olur(yansımasını ortaya çıkarır)... Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız."

Allah rızası dairesinde hareket edildiğinde, ömrün dakikalarının seneler hükmüne geçeceğini söyler Bediüzzaman. Ve "insan fanidir. Fakat beka için halkedilmiş ve Bâki bir Zat'ın ayinesi olarak yaratılmıştır. Ebed yolunda Baki'ye müteveccih olabilmek için lisanımızın 'Ya Baki Entel Baki'' dediği gibi kalbimizin, aklımızın ve bütün letaifimiz(duygularımız) de aynı şekilde olmalıdır." der.

İnsan, sonsuzluk için yaratılmıştır... Ya ölüm?

Ölüm tebdil-i mekândır. Yokluk değil, sadece dünya hayatından ayrılmadır, mekân değiştirmedir.

Bediüzzaman ölümü ise şöyle tarif eder:

"Mevt, vazife-i hayattan bir terhistir, bir paydostur, bir tebdil-i mekandır, bir tahvil-i vücuddur(vücut değiştirmedir), hayat-ı bakiyeye bir davettir, bir mebde'dir(başlangıçtır). Bir hayat-ı bakiyenin mukaddimesidir(sonsuz hayatın başlangıcıdır). Nasıl ki, hayatın dünyaya gelmesi bir halk ve takdir ile, bir hikmet ve tedbir iledir. Çünkü en basit tabaka-i hayat olan hayat-ı nebatiyenin mevti tefessüh(bozulma) ile, çürümek ve dağılmakla görüldüğü halde, gayet muntazam bir muamele-i unsuriye(çeşitli işlemler) ve hikmetli bir teşekkülat-ı zerreviyeden(atomların şekillenmesinden) ibaret olan bir yoğurmaktır ki, bu görünmeyen intizamlı ve hikmetli ölümün, sümbülün hayatıyla tezahür ediyor. Demek çekirdeğin mevti, sümbülün mebde-i hayatıdır(hayatının başlangıcıdır); belki ayn-ı hayatı(hayatın aynası) hükmünde olduğu için, şu ölüm dahi hayat kadar mahluk ve muntazamdır."

Bir buğday tohumunun yere düşüp ıslanması, dışarıdan bakanların nazarında kokuşma ve çürüme olarak görülür. Oysa o tohumdan onlarca tohum veren sümbüller fışkırır. Yeni bir hayat tecelli eder. Hayat tabakasının en aşağısı olan bitkilerin hayatı ve ölümü bu kadar düzenli ise, hayat tabakasının en yücesi olan insan da ölümü ile elbette, yeraltına girmiş bir çekirdeğin hava âleminde bir ağaç olması gibi, âlem-i berzahta bir hayat-ı bâkiye sümbülü verecektir.

Bediüzzaman'ın açıklamaları, ölümü korkutucu olmayan bir şekilde tasvir etmesi açısından da önemlidir. Çünkü; "ölüm ne bir fena(fanilik, gelip geçici olma hali), ne bir izmihlal(bozulup silinme), ne de bir kaybolup gitmedir. Sadece bir tahavvüldür(değişmedir)", daha mükemmel bir âleme geçiştir.

Ölümle birlikte yok olma düşüncesi korkunç bir kâbus gibi insanın üzerine çöker, insanı mahveder. Allah'a iman etmeyen, yüz çeviren, dünyanın ve dünyaya dair her şeyin sonlu olduğuna ve ölüm ile birlikte ahirette yepyeni bir yaratılışla yaratılıp sonsuza dek yaşayacağı gerçeğine inanmak istemeyen insan, dehşetli bir bekleyiş içindedir. Böylesine bâtıl ve sapkın inanca sahip kişi, bu durumun farkında değilmiş gibi görünmek ister. Dünya hayatının amacının doya doya yaşamak olduğunu iddia eder. Yarını düşünmediğini, 'Carpe Diem' mantığıyla yalnızca anı yaşadığını söyler.

Ancak bu mantıktaki kişi -her ne kadar saklasa da- bilinçaltında bir "yok olma"nın korkusu taşır. Zaman ölümüne doğru akmakta, mutlak varlığına inandığı dünya hayatı, yavaş yavaş sona ermektedir. Ve yine kendi batıl inanışına göre ölümle birlikte 'yok oluş' gerçekleşecektir. Yok olma düşüncesi gerçek anlamda dehşete düşürücüdür. Ahiretten gaflette olan kişi bedensel olarak da çöküntüye uğrar. Bu sebeple ölüm düşüncesinden kaçınır, ölümden söz etmez.

Ahiret inancı ise insana zorluklara karşı dayanıklılık, güvenli ve mutmain bir ruh hali kazandırır. Ölümle birlikte karar kılacağı hayat sonsuzdur çünkü.

Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadır'. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Bir bilselerdi. (Ankebut Suresi, 64)

Ebedi ömrü insanın önündedir. O sonsuz hayatında göreceği rahat ve lezzet, ancak bu fânî ömründeki çalışmasına bağlıdır. İnsanın hakikî vazifesini ve saadetini de şöyle açıklar Bediüzzaman:

Bütün cihazatı(organları) ve bütün istidadatıyla(yetenekleriyle) o Bâki-i Sermedî'nin(ebedî olan Allah'ın) daire-i marziyatında(rızası dairesinde) esmasına yapışıp, ebed yolunda o Bâki'ye müteveccih olup(yönelip) gitmektir. Lisanı "Bâk'i kalan ancak Sensin, ey Bâkî" dediği gibi; kalbi, ruhu, aklı, bütün letaifi(duyguları); "Hüve-l Bâki(varlığının sonu olmayan O'dur), Hüve-l Ezeliyy-ül Ebedî(başlangıcı ve sonu olmayan O'dur), Hüve-s Sermedî(ebedî olan O'dur), Hüve-d Daim, Hüve-l Matlub(istenilen O'dur), Hüve-l Mahbub(sevilen O'dur), Hüve-l Maksud(kastedilen O'dur), Hüve-l Mabud(yalnızca Kendisine ibadet edilen O'dur)" demeli.


"Ömrün kisa ise; ebedî bir ömrün var, merak etme!.. Ebedî ve sermedî(sonsuz) olan bir cemâlin seyirci müştâkı(çok istekli) ve âyinedar(ayna tutan) âşıkı, elbette bâkî kalıp, ebede gidecektir."


Kimileri ise yazık ki; "dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır." (Rum Suresi, 7)


Fuat Türker

https://twitter.com/Fuat_Turker



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler
Son Perde
Dinin Çıkarlarını Gözetmek
Anne Babaya İtaat Nasıl Olmalı?
Allah Aşkı
Bir Başka Candır Ölüm
Kadere Dair
Kur'an'dan Sorulacaksınız
Her Sabah, Günü Allah'a Adamak
Dua İbadetin Beyni ve İliğidir

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Neden Kıskanır?
Konuşma Kişiliği Yansıtır
Çocuklar Gibi...
Ne Kadar Aciziz!..
Gerçek Sevgili
Ahirete Hazırlık Kursu
Gerçek Adalet
Duyguları Akıl ve İrade ile Terbiye Etmek
Vakit "Öldürmek" Değil, Kazanmak İçindir
İnsanlar İçin Yaşamak Zordur

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
Darwinizm, Komünizmin Bilimsel Kılıfıdır [Eleştiri]
Pkk'nın Hedefi; Komünist Toplum [Eleştiri]
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler" [Eleştiri]
Dünyalık Peşindeki Din Adamları [Eleştiri]
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık [Eleştiri]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.