Şiir, tarihten daha felsefidir ve daha yüksekte durur. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
5 Mart 2016 Cumartesi gecesi, güzel bir konferansa katıldım. Gazimağusa’da faaliyet gösteren Sevgi, Dostluk, Kardeşliği Geliştirme Ve Kültür Derneği’nin üyelerine yönelik “Sevgi, Birlik ve Beraberlik” konulu güzel bir konferans dinledim. Konferansa konuşmacı olarak TC-KKTC Büyük Elçiliği Din İşleri Müşaviri Sayın Selami Açan katıldı. Konferans, Gazimağusa Polatpaşa Camii İmamlarından Sayın Faruk Seçkin’in okuduğu Kur’an tilaveti ile açıldı. Kısa adı SEVDOSTDER olan Sevgi, Dostluk, Kardeşliği Geliştirme ve Kültür Derneği Başkanı Sayın Mansur Öztürk, açılış konuşmasında Malazgirt Savaşı ile Anadolu’yu nasıl yurt edindiğimizi, Müslüman Türk Milletinin Anadolu’da Anadolu Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluklarını kurduğunu, Batılıların Anadolu’yu yurt edinmemizi hazmedemeyerek, buna, “Şark Meselesi” dediklerini anlatarak, yaptıkları faaliyetler hakkında kısaca bilgi verdi. Birlik ve beraberliğimizin devam etmesi hususunu Mehmet Akif’in bir şiiri ile sonlandırarak, konuşmacı Sayın Selami Açan’a ve konferansa katılan üyelerine teşekkür etti. Daha sonra konferansı veren TC - KKTC Büyük Elçiliği Din İşleri Müşaviri Sayın Selami Açan konuşmasını yaptı. Sayın Kaçan, konuşmasında İslamiyet’in faziletini, üstünlüklerini, güzel yanlarını anlattı. “Birlik ve beraberliğe daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde İslamiyet’e daha fazla sarılmamız gerekiyor. Çünkü İslamiyet, hepimize sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü ve barışı emrediyor. Bizlere bir olmayı, kardeş olmayı, bütünleşmeyi öğretiyor” dedi. Peygamber Efendimizin güzel ahlaklı bir insan olduğunu, kâinatın O’nun hatırı için yaratıldığını, bizlerin de Peygamber Efendimizi hep örnek almamız gerektiğini ve daima O’nun yolundan ilerlememiz gerektiğini vurguladı. İslam dininin bir barış dini olduğunu, sevgi ve kardeşliği emrettiğini, bu nedenle, İslamiyet’te, kavganın, sürtüşmenin, hizipleşmenin, kan dökmenin olmadığını, ırkçılığın, din, dil, renk farklarının olmadığını, ayrımcılığın ve bölücülüğün dinimizde yer almadığını belirtti. Kaçan, İslam dininin bütünleştirici bir din olduğunu, hiç kimsenin, başka bir kimseden üstün olmadığını, herkesin Allah karşısında eşit olduğunu belirterek “En üstün kimdir biliyor musunuz? Allah’a yakın olan, ibadetlerini doğru ve dürüst olarak içtenlikle yapan, içi sevgi dolu, inanç dolu, takva sahipleridir. Gönüllerinde samimi duygular besleyen ve her şeye ve herkese sevgi ile yaklaşan, yaratılmışı yaratandan ötürü seven kişilerdir. İşte, Cenabı Allah bunları üstün kılmaktadır.” dedi. Sayın Kaçan, Suriye’deki karışıklığa da değinerek itfaiye benzetmesi yaptı. “Yapılan araştırmalara göre, Dünyadaki yangınların çıkma sebeplerinin büyük nedeni itfaiyeciler imiş. Bakınız Suriye’ye. İŞİD denen bir terör örgütü ortaya çıkmış. Sözde İslam Devleti kuracaklarmış. Bunlar öldürüyor. Kimi öldürüyor? Müslüman’ı öldürüyor. Öldürürken “Allah u Ekber” diye bağırıyor. Ölenler de “Eşhedu Enla ilahe illallah” diye ölüyor. Yani öldüren de Müslüman, ölen de Müslüman. Bir bakıyorsunuz, hiç ilgisi olmayan, Dünyanın öbür ucunda olan ülkeler, burada cirit atıyor. Rusya, kilometrelerce uzakta. ABD, kilometrelerce uzakta. İngiltere öyle, Fransa öyle… Peki, bu ülkelerin burada ne işi var? Sözde bunlar, buraya barışı getirecekler, burada düzeni sağlayacaklar. Bırakın barışı, düzeni, daha beter ettiler. Karmaşayı, tedhişi, savaşı getirdiler. İşte bunlar itfaiyeci pozisyonundalar. Sözde yangını söndürmeye geldiler. Ama ateşi daha da körüklediler. O halde bu ülkelerin burada ne işleri var? Hepsi de kendilerine çıkar sağlamaya çalışıyorlar. Yer altı kaynaklarını pay edip, zenginliklerine zenginlik katmak istiyorlar. Müslümanları da kullanıp, birbirlerine öldürtüyorlar. Türkiye’yi de bu ateşin içine çekmeye çalışıyorlar. Ama biz oyuna gelmedik. Gelmeyeceğiz. Bakınız, Türkiye 2 Milyon 700 bin Suriyeli mülteciye kapılarını açtı. Şu ana kadar 10 Milyon dolardan fazla para harcadı. Türkiye güçlü bir ülke. Bunun altından kalkmasını bilir. Hiç kimseden yardım almadan bu insanların bütün ihtiyaçlarını karşıladı. Karşılıyor. Oysa Avrupa ne yaptı? 10 bin mülteci gelecek diye hemen hepsi kapılarını kapattı. Sınırlarına asker, polis yığdı. “Gelmeyin” diyorlar. “Bakamayız” diyorlar. Oysa Türkiye, neredeyse kendilerinin nüfusu kadar bir nüfusa kucak açtı. Müslüman kardeşlerine yardım ediyor. İşte İslam da bu vardır. Kardeş olma, sahip çıkma ve kenetlenme vardır. Bu nedenle bu günlerde sevgiye ve kardeşliğe daha fazla ihtiyacımız var. Birbirimize sarılalım. Birbirimizi kucaklayalım. Oyunlara gelmeyelim. Dinimiz birlik ve beraberliği emrediyor. Böyle olursak güçlü oluruz. Emperyalist milletlerin İslam alemine sinsice saldırılarından tek kurtuluş yolu İslama sarılmaktır. Birlik ve beraberlik içinde olmaktır. Bize doğru yolu gösterecek vasıta İslam’dır” dedi. Yapılan teşekkürlerden sonra konferansa katılan üyelere, dernek tarafından izaz ikramda bulunuldu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Hakan Yozcu, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |