Hakan Yozcu
Hakikat Gazetesi – Lefkoþa

          KÜLTÜREL MÝRASIMIZI KÝM YÖNETÝYOR?
     KISBÜ Dekan Yardýmcýsý ve Türkçe Öðretmenliði Bölüm Baþkaný Yrd Doç Dr Zeki Akçam, geçtiðimiz günlerde Hakikat WEB TV’de yayýnlanan “Hakan Yozcu Ýle KKTC Güncel” adlý programda konuðum idi.
     Yrd Doç Dr Zeki Akçam Hoca ile Maraþ’ýn açýlmasý konusu ve Karpaz’daki Andreas Apostolos Manastýrý hakkýnda sohbet ettik. Sayýn Akçam programda “Maraþ’ýn açýlmamasý için olumsuz hiçbir sebep yoktur.” dedi.
     1887 yýlýnda adayý Ýngilizlere kiraladýðýmýzý, burayý onlarýn kullanýmýna verdiðimizi belirterek þöyle dedi: “Diyoruz ki benim þu anda iyi bir durumum yok. Ruslar, kapýya dayandý. Bana yardým et. Bunlarýn karþýsýnda askere ihtiyacým olursa bana asker gönder. O yýllarda Osmanlýnýn adada 1 yýllýk geliri 5 milyon sterlin. Burada vergileri topla masraflarýný al. Geri kalanýný bana ver.
     1878’den 1915’e oradan 1960 yýlýna kadar yaklaþýk 200 milyon sterlin Ýngilizlerin bize borcu var. Bu, anapara. Faizsiz borç. Rahmetli Denktaþ’ýn 500 milyon sterlin aldýðýný ve bunun karþýlýðýnda da Saray Otel’in yapýldýðýný biliyoruz. Ama ortada paranýn bize verildiðine dair her hangi bir makbuz da yok. Ýngilizlerden hala daha alacaðýmýz var.
     1914’te Ýngilizler bu anlaþmayý bozdu. Gayrý yasal olarak adayý Ýngiltere’ye baðladý. 1960 anlaþmalarýnda da haklarýmýzdan vaz geçtiðimizi kabul etsek bile 1963 yýlýnda Rumlarýn çýkardýðý olaylar yüzünden bu anlaþma bozuldu. Gerek Ýngilizler, gerekse Rumlar anlaþmayý tek taraflý bozdular. Ben de diyorum ki bunlarý mahkemeye verelim, hesaplaþalým. Siz anlaþmayý fes ettiniz. Bize olan borcunuzu ödemeniz lazým. Bu borcu bize ödemeleri lazým.”
     Yrd Doç Zeki Akçam, AB’nin de burada doðru yapmadýðýný belirteterek, “Eðer biz haksýz isek bunu ispat etmeleri gerekir.” dedi.
     Maraþ’ýn kültürel bir merkez haline gelmesini, þimdiki binalarýn yýkýlarak yeni modern ve saðlam binalarýn yapýlmasý gerektiðini, Maraþ’ýn eski ruhuna uygun bir þekilde açýlmasý gerektiðini, kültürümüze uygun bir þekilde yapýlmasý gerektiðini, burasýnýn bir vakýf malý olduðunu ve vakýflarýn ruhuna ve kültür yapýsýna uygun olarak yeniden inþa edilmesi gerektiðini dile getirdi.
     Sayýn Akçam, Karpaz’da bulunan Apostolos Andreas Manastýrý için de çarpýcý açýklamalarda bulundu. Burada Sahabe Urbe Bin Sabit’in mezarý olduðunu, bu nedenle burasýnýn sadece Hristiyan alemi için deðil, Türk Ýslam alemi için de önemli ve kutsal bir mekan olduðunu söyledi.
     Zeki Akçam, “Bizim Kültürel mirasýmýzý biz mi yönetiyoruz, yoksa AB mi yönetiyor? Bu soruya cevap vermemiz gerekiyor.” dedi.
     Sayýn Akçam, Kýbrýs’ta 4 tane adak yerimiz olduðunu, Apostolos Andreas Manastýrýn’da 5 tane sahabe mezarýnýn olduðunu, bunlardan birinin Sahabe Urbe Bin Sabit’e ait olduðunu belirtti. Sayýn Akçam, bu konuda þöyle devam etti: “ Haritalarda Ýngilizce ‘gray’ yani mezar olarak gösterilmiþ. Bizim araþtýrmamýza göre burada 7 tane mezar var. Bunu bulduk. Ama bize ýsrarla ‘yok’ deniliyor. Bu mezarlar Rumlara ait olsaydý, mumlarla þenlendirirler ve onlara sahip çýkarlardý. Ama bu yapýlmadýðýna göre bunlarýn Türk mezarý olduðu kesindir.
     Yetkili mercilere bunu bildirdik. Burayý küçük bir türbe haline getirip koruma altýna alalým dedik. Ama 2010 yýlýndan beri defalarca yazmama raðmen bana bir cevap vermediler. Vermemekte de ýsrar ediyorlar.
     Andreas Manastýrýnýn restorasyonu bu gün yanlýþ yapýldý. AB, buranýn restorasyonunu Yunanistan’daki bir üniversiteye yaptýrdý. Peki, burada bizim üniversitelerimiz, bilim adamlarýmýz neden bu projeye ortak edilmedi? Bunlar kasýtlý olarak uzak tutuldu. Manastýra betonarme kýsýmlar eklendi.
     Karpaz’da insanlara çivi dahi çaktýrmadýnýz. Ama AB’ye engel olmadýnýz. Onlarýn istediði gibi hareket ettiniz. Üstelik bunlar bizi ülke olarak da tanýmýyor. Ama istedikleri gibi burada at oynatýyorlar.
     Anýtlar Yüksek Kurulu hangi dayanaða göre bunlara izin verdi? Bu 5 mezarýn restorasyonunu neden yapmýyorlar? Burada yetiþmiþ insanlar var. Bilim adamlarýmýz var. Ama bunlar da yok sayýlýyor. Anýtlar Yüksek Kurulu bizi hiçe sayýyor ve bizden uzak duruyor” diyor.
     Zeki Akçam, hem batýlý bilim adamlarýnýn, hem de bizim bilim adamlarýmýzýn bir araya gelerek bir çalýþma yapmasý gerektiðini ve bütün gerçeklerin ortaya çýkmasý gerektiðini belirtiyor. Ýþin uzmanlarýnýn çaðýrýlmadýðýndan yakýnýyor.
     Arap ordularýnýn Karpas açýklarýndan adaya geldiklerini, adada bir garnizon kurduklarýný söylüyor.
     Kýbrýs’a Memlüklerin geldiðini, Selçuklularýn geldiðini ve Türklerin atalarýnýn burada mezarlarý olduðunu belirtiyor…
     Yaptýklarý araþtýrmada Urbe Bin Sabit adýnda birinin var olduðunu, gerçek kimliði ile yakýnda açýklayacaklarýný belirten Akçam, son olarak þunlarý söyledi: “Apostolos ile ilgili Turizm, çok ilkel boyutta. Din Turizmi bu deðil. Sahabe mezarlarý ortaya çýkarýlýrsa Arap dünyasýndan ve Türkiye’den milyonlarca insan adamýza gelecek. Buraya senede 2 milyon insan ziyarete gelir. Bu da din turizmini ayakta tutar ve ekonomimiz kalkýnýr. Ama biz bunu, kendi hükümetimize, kendi insanýmýza anlatamýyoruz. AB zaten anlamýyor.
     Burada Ýslamiyet ve Hristiyanlýðý yan yana koyup din turizmi yapabiliriz. Bunu söylediðimde kýyametler koptu. AB burada Ýslam izlerini asla kabul etmiyor ve bunu istemiyor. Oysa biz, burada sahabelerin mezarlarý olduðunu biliyoruz. Bu mekânýn, iki dinin de yan yana kullanýlýp insanlýða kazandýrýlmasý gerektiðini söylüyoruz. Kudüs gibi düþünmek lazým. Her iki dinin de kutsal mekâný olarak düþünülmelidir. Bunu önce bizim yöneticilerin kabul etmesi gerekir. Ýþte o zaman burada birçok þey deðiþecektir.”