Hayat, insanın içsel dünyasında yaşadığı karmaşa ile şekillenir. Dış dünyada yaşadığımız olgular, iç dünyamızdaki huzursuzlukları yansıtabilir, fakat dışarıya yönelik arayışlar çoğu zaman içsel huzuru bulmamıza engel olur. İnsan, bazen içindeki fırtınayı dindirmek için dış dünyaya kaçmaya çalışır. Hangi hobiyi denediğini, hangi meşgale ile vakit geçirdiğini hatırladığında, gerçek huzuru bulamadığını fark eder. Çünkü huzur dış dünyada değil, insanın içinde, onun Yaratan’ına yakınlığında saklıdır. İnsanın varlık amacı, yalnızca dünyada mutlu olmak değil, aynı zamanda yaratıcısına olan yakınlığını hissetmektir. Zariyat Suresi’nde “Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım” (Zariyat 56) ayeti, bu gerçeği net bir şekilde ortaya koyar. İnsan, yalnızca bu dünyadaki geçici zevklerle değil, Allah’a olan kullukla huzuru bulabilir. İçsel sıkıntılar, dışarıya atılma isteği, gerçek huzuru ve anlamı arama çabası, aslında insanın içindeki Allah’a yakın olma arzusunun bir yansımasıdır. Allah’a yakın olmadan, insan dış dünyadaki huzuru bulamaz. Hobi çöplüğünde dolaşmak, insanın bir arayışı olabilir. Fakat, insan yalnızca geçici hazlarla tatmin olamaz. Sürekli olarak dışarıya çıkma, rahatlama ya da bir şeylerle meşgul olma çabaları, aslında insanın içindeki boşluğu doldurma çabasıdır. Ruhun dertlerine çözüm aramak, kendini sürekli olarak dış dünyaya atmak, aslında kişinin kendisini anlama noktasındaki eksikliğindendir. O'nu bulmadan, gerçek huzuru bulmak imkansızdır. Her şeyin bir anlamı vardır ve o anlam, insanın yaratıcısını tanımasıyla mümkündür. İnsanın içindeki kıyamet, ruhsal bir fırtınadır. Çoğu zaman, insan bu fırtınadan kurtulmak için dışarıya doğru bir kaçış arar. Ama her dışsal kaçış, içsel huzuru getirmez. O’na uzak durarak, ruhsal karmaşayı çözemezsiniz. İçsel huzur, ancak Allah’a yakın olmakla mümkündür. Allah’a yakınsanız, dış dünyadaki zorluklar sizi etkilemez. O’na yakın olmak, ruhsal dengeyi ve huzuru bulmak anlamına gelir. Çünkü Allah’ın varlığı, her şeyin ötesindedir. Her şey O’nun kudretiyle var olur ve her şeyin nihai anlamı O’ndadır. O'nu bulmak, ruhsal bir yolculuktur. Bu yolculuk, sadece dışsal bir arayış değil, içsel bir uyanıştır. İçsel huzuru bulmak, Allah’a teslimiyetle mümkündür. Dış dünyadaki bütün meşguliyetler, içsel huzurun yerine geçemez. Hangi hobiyi denemiş olursanız olun, hangi uğraşla zaman geçirmiş olursanız olun, O'na yakınlaşmadığınız sürece gerçek huzuru bulmanız mümkün değildir. İnsanın içindeki fırtına, Allah’a yakınlıkla diner. İnsan, Allah’a yakın olmadan dünya üzerinde rahat bir yaşam süremez. O’na yakın olmak, yalnızca dini vecibeleri yerine getirmekle değil, aynı zamanda her durumda Allah’ın varlığını hissedebilmekle mümkündür. O’na yakınsanız, hiçbir şeyin uzaklığı sizi yormaz, çünkü her şeyin sahibi Allah’tır. Her şeyin anlamı O’nun kudretinde saklıdır. Sonuç olarak, insanın içindeki huzursuzluk, yalnızca Allah’a yakınlıkla sona erer. O’nu bulmak, insanın varlık amacını anlamasıdır. Allah’a yakın olunduğunda, dünya üzerindeki hiçbir zorluk insana ağır gelmez. O’nu bulmadan huzur bulmak imkansızdır. Dış dünyadaki her şey, ancak Allah’a yakın olunduğunda anlam kazanır. O'nu bul, O'nsuz yaşayamazsın. Denedin; biliyorsun.