..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Yumuşak olma ezilirsin, sert olma kırılırsın." -Victor Hugo
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > Gültekin BAYIR




22 Nisan 2003
Sanırım birden fazla ben varım !!!  
Koli bandı

Gültekin BAYIR


Zira içimdeki tüm pisliği akıtabileceğim bir korku hikayesi yazmak fikri de bu akşama ait bir düşünce.


:CGFC:
Bir kahve yapmak için odamdan dışarı çıktığımda antredeki masanın üzerinde duran bir çanağın içindeki elmaları fark ettim. Aslında meyve dolayısıyla da elma sevmem. Ama nedense kafamdaki o ses bana oradan bir elma almamı ve onu yememi söyledi. Şu an elmamdan üçüncü ısırığımı almış durumdayım. Neden bana kafamdaki o sesin hiç ama hiç sevmediğim halde elma yememi söylediğini biliyorum sanırım. Evet bu sefer biliyorum. Hatta kesinlikle eminim bu sefer. Zira içimdeki tüm pisliği akıtabileceğim bir korku hikayesi yazmak fikri de bu akşama ait bir düşünce. Her ne kadar sevmeyip ayda yılda bir kabilinden yediğim elmayı yemeden önce hiçte alışkanlığım olmadığı halde yakama , paçama sileceğime lavaboya kadar gidip yıkamamın da nedeni bu sanırım. Evet kesinlikle bu.
Değişiyorum.
Her ne kadar yaşamım boyunca karşıma çıkan durumların hangisi bana değişmem gerekliliğini anımsatsa ben değişmek yerine ; olanca zeka , enerji ve gayretimi bu duruma karşı tezler geliştirmeye , yahut değilse de bu durumu sorgulamaya ve gereken değişikliği yaşantım ve davranışlarımda yapacağıma ruh halimde gerçekleştirip geçiştiriveriyordum durumu. Buna çevremdeki insanları inandırmak işin en kolay tarafı idi hem de. İş ki ben kabullenivereyim. Ama durum farklı bu sefer. Kafamdaki o sese sus demenin zamanı geldi artık. Yada gelmiş. Yine mevcut durumu kendi kontrolüm dahilinde gelişiyormuş gibi yapmayacağım ve yukarıdaki seçeneklerden gelmişi seçeceğim. Zira hep sığındığım ve övündüğüm zekam bu sefer tasarım değil teşhis aşamasında rol oynayabildi sadece.
Evet beni tanıyan insanlar size sesleniyorum. Ben değişiyorum. Hem de köklü değişikler yaşanıyor bu sefer. Tamamen kötüden iyiye yada bir yerden amacı belli başka bir yere değil ,sadece değişiyorum ve 32 yıllık yaşamımda ilk defa yürekten inanıyorum bu değişikliğin gerek ve gerçekliğine. Artık prensipte temel olarak aldığım bir takım kalıcı tercihlerin de sorgulanma ve gerek duyulursa vazgeçilme zamanı gelmiş meğer. Umarım geç değildir zira erken olduğunu düşünmemekteyim. Ve bu sefer eşsiz zamanlama yeteneğimi düştüğüm zor durumlardan kurtulmak yerine yeni planlar yaparken kullanacağım. Büyük bir keyif içimdeki şüphe ve acabanın ümüğünü sıkmaya başladı bile şimdiden.
Değişim denen rüzgara sırtımı verdiğimi bacaklarımın yere basarken her zamankinden daha fazla enerji harcamasından anlıyorum. Onlar ki bedenimin tüm sorumluluğunu yanlış yada istenmeyen bir yöne sürüklenmekten korumaya atıyorlar adımlarını temkinin verdiği yavaşlıkla. Ve ben biliyorum ki o adımları sadece kararlılık tekrar eski hızlarına kavuşturabilir. İnsanların ne dediğini umursamamak adına söyledikleri şeylerin özünde yatan fikirleri hep kaçırmışım sanırım. Ama şükürler olsun ki yinede kendi başıma öğrenebildiklerimle gelebildim buralara kadar. Buralar nereler mi ? Bilmiyorum ama öğreneceğim zira meşhur "umurum da değil" fenomenin terk anıdır bunlar. Yeni olana saygımın her yeniyi kabullenirken gösterdiğim bonkör ve önemli ölçüde gereksiz hoşgörüyü sorgulamak zamanı. Nedenler niçinler ve nasılların gerçek anlamlarını kazanma ve içimde yeniden değilse de son bir kez daha değerlendirilme zamanı. Uslanama , ayıklanma , arınma ve dinme zamanı. Zamanının çoğunu hızlı düşünerek boş zaman haline getirebilen bir adamın beyninde yavaşlatma eylemi gerçekleştirme zamanı.
Kederlere panzehir olarak oluşturulan temennilerin bıraktığı gerçek üstü kendini iyi hissetmelere veda zamanı. Ve en mühimlerinden biri artık gerçekten sevme zamanı sanırım. Aşka aşık birinin aşktan ayrılıp tüm sevgisini sevgilisine verme zamanı. Hataları görmezden gelmek yerine arama bulma ve yok etme, yaşamından ayıklama zamanı. Zira artık sevilen kişi aşkın , sevginin , erdemin şemsiyesine ihtiyaç duyulmadan da sevilebilecek biri. Ne tek başına güzel bir kızcağız ,ne hoş bir hatun, ne hayran olunan bir beden yada ruh. Gerçek bir insan ,gerçek bir kadın. Her türlü iyi niyet ve mazur görme bakış açısından ziyade kendi şahsına münhasır bir ŞAHSİYET. Şok edici yanlarını bile tasavvuf fıtratına yakın bir edada zerk ederken son derce asil ama aleladeliğin erdemini hatırlatan bir bilge. Onu bırak hiçe saymak yada saygı duymamak en savunmasız ve pervasız anımda bile saygı denen mefhumdan ziyade addetmek bile imkansız geliyor bana. Nedendir diye düşünmeksizin hayran olmak mevcut kapılarımı menteşelerin kırılması pahasına sonunda dek açık tutmak ve bunu yaparken içeri girebilme ihtimali olan ne şeytana nede rüzgara aldırış etmemek.
Ona aşık olmanın gücünü bir tek ondan alıyorum. Onu tertemiz duygularla seviyor değilim. Onun bende oluşturduğu duygular sayesinde içimdeki masumiyeti bile kutsayabileceğimi düşünüyorum. Hatta sizin içinizdeki masumiyeti bile. Ve yine hayatımda ilk defa kullanarak taş yürekleri bile eriteceğime inandığım , dünyanın en nazlı kadınını bile elde edebilirim diye böbürlendiğim yada etkisinden bazen benim bile gözümün yeşerdiği el yapımı mısralarıma bile ihtiyaç ve güven duymamak. Bu ne savunmasız bir savaş. Zira en iyi savunma teslim olmak bu savaşta. Zira düşman o kadar şefkatli ve akıllı ki ona teslim olmak hem mantıksal hem de duygusal açıdan farz. Sanırım bu bir savaş değil , sanırım bir düşman da yok. Sanırım bu aşk. Hem de bu sefer.
GERÇEK AŞK.
Vay anam vay.
Gültekin BAYIR


.Eleştiriler & Yorumlar

:: içten bir itiraf
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
20 Şubat 2005
Merhaba Sevgili Gültekin Bayır; İçten kaleme alınmış bir itiraftı."Kırk yıllık Kâni, olur mu yani!" derler ama, bu, değişemeyeceğiniz anlamına gelmez..........Severek okudum...Ancak "dahi" anlamına gelen -de'leri bitişik yazmanız, beni rahatsız etti.Bunun nedeni de, bu kuralı öğrencilerime öğretmek için çok uğraş vermiş olmam.Yoksa öğretemedim mi diye düşündüm.....Sevgiyle kalın...Devamını dilerim...Kâmuran ESEN

:: iç sesler
Gönderen: beyza ertekin / İstanbul/Türk ve Caicos Adaları
24 Haziran 2004
bu aralar aynen sizin gibi benim iç seslerim de sesini bana rağmen yükseltmiş durumda...okurken, bir iç sesin ancak bu kadar güzel kelimelere dökülebileceğini düşünüp durdum, tebrik ediyorum..

:: hakikat
Gönderen: güneşinkızı / senin doğduğun yerler :*)
12 Mayıs 2003
aşk,sezgi ile kavranan bir hakikatse ve hakikate varmanın yolu yalnız duyular ve akıl diilse, asl olan inançsa , aşka olan inancını hiç kaybetmemen dileğiyle , güzel yazılarının devamını bekliyorum.

:: başlık yazmasam olmaz mı?
Gönderen: safinaz / İstanbul / Türkiye
26 Nisan 2003
okuyanı sıkmayan bir iç konuşma...başlangıçta belli bir kurgusu olan bir yazı okuyacağınızı sanırken karşınaza "değişiyorum" diye başlayan cesaret dolu bir itiraf yazısı çıkıveriyor..:)

:: ...
Gönderen: şila / İstanbul
26 Nisan 2003
zira meşhur "umurum da değil" fenomenin terk anıdır bunlar. dıştan içe bakışın kelimelere dökülmesi... kim kendini dışardan izleyebilir? hemde içeriyi bilerek? hamiş: sadece sıradan bir ziyarteçiyim... yorumcu yada eleştirici değil... sadece benim... şila!




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yüzleşme kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sahiden Var mıyım? Yoksa Bu Bir İhtiyaçtan Yanılsama mı?
Öylesine
Karanlığın Küçük Kahverengi Lekeleri.
Siz Hiç Bir Kat Yukarıda Öldünüz Mü?
Yaşam Denilen Ve Kaç Bilinmeyeni Olduğu Bilinmeyen Denklem.
Bu aralar ne mi yapıyorum ?
Arka Bahçemdeki Sesler Ve Gecenin Anlaşılmaz Gizemi.

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Repertuar Çalışması... Devam...
Repertuar Çalışması...
Yapabileceğinin En İyisini Yapmamak...
Bilinç, Sanat, Mizah, Eleştiri, Genel Kültür ve Vidanjörler
Bir ocak gecesinin kederinden arta kalanlar.
Mektup
Başarısız Olmanın Altın Kuralı
İstikrarsızlıkta Gösterilen İstikrar...
Bir ilişki başlasın için mi ?
İlişmek midir ilişki yoksa ilişki diye bişi zaten yok mudur

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
İki Hece [Şiir]
Şiirimsi. [Şiir]
Soru [Öykü]
Değişmeli [Öykü]
Koşma Süreyya ! [Eleştiri]
Komplo Teorilerinin En Teorik Olanı. [İnceleme]
“Tanrı’nın Eli” ve panik halinde üç beş surat. [İnceleme]
Bir Garip Aşkın Mektubu [Bilimsel]


Gültekin BAYIR kimdir?

Zaman daralıyordu, adeta demir sertliğindeki grimsi akşam karartıları etrafımızdaki yerlerini alırken eksik olan metal seslerini bilinçaltımız tedarik etmekteydi. Aman tanrım buda mı olacaktı dedi Elophis. . .

Etkilendiği Yazarlar:
T-H-O-S-H-U-N


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Gültekin BAYIR, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.