Rezil bir dünyada yaşıyoruz. İnsanların sürüleştiği, kendilerini tanımadığı, dayanılmaz bir biçimde yalnızlaştığı ve yabancılaştığı , anlamların giderek silinip kaybolduğu bu garip dünyada inanılmaz bir biçimde hayatta bir anlam arayan , bir ışık arayan , iyiyi ve doğruyu arayışın her şeye rağmen hala daha var olduğunu duymak , görmek , bilmek isteyen insanlar var. Konuştuğum , zamanımı paylaştığım on kişiden birinde bir umut , bir anlam , bir paylaşma , bir birliktelik duygusu yaratabilirsem eğer , kendimi bahtiyar hissedeceğim. Benim hayatımın kıblesi bu işte. İyi bir insanın temel niteliğinin kendisinin ve tüm insanlığın daha özgür ve mutlu olması için çalışmak ve yaşamak olduğuna inanıyorum. Açık yürekliliğin serinliğini , ferahlığını ve mutluluğunu yaşamanın bedelini ödemek kolay değil. Anlamsızlık duygusuna karşı durabilmek , bu evrensel yalnızlık hissinden kurtulabilmek için özbenliklerimizde , yaşamımıza anlam veren üç temel kavramı kuvvetlendirmeliyiz; mutluluğu , özgürlüğü ve bilgiyi. Mutluluğa giden yol ise sevmek , çalışmak ve yaratmaktan geçer. Bunların karşısında ise korku var yaşama ve ölme korkusu. Ölüm korkusunun yaşamımızın kalitesini düşürmesine izin vermemeliyiz. Mutluluk duygumuzu , duygusal dengeliliğimizi özenle korumalıyız. Yaşamımın kıblesi dürüst , onurlu , ilkeli , yurtsever , sözüne sadık , güvenilir , inandığı moral değerler için gerekirse ölümü göze alan , namuslu ve sağlam karakterli bir insan olmaktır.