Ölümden sonra yeni birşeylerin olduğu konusunda umutluyum. -Platon |
|
||||||||||
|
Hayatın karanlık labirentlerinde yürüdüm. Hesapta yürüdükçe yolların açılması vardı ama yürüdükçe yollar kapandı... yürüdükçe umut tükendi...hayat çekilmez oldu. Ben kaybetmiş, ruhu ve bedeni bozulmuş bir insanım çok sevip te hiç sevilmemeyi, adam yerine bile konmamayı , yüreğin ruhun parçalanışını, yürek yangınları içinde uykusuz geçen gEcelerin sabah ayazında kendiliğinden doğuveren delilikleri, yeryüzünde tek başına kalmışlığı, en yakın dostun ihanetini, hayatında hiçbir anlam olmadığı düşüncesinin çöktürücü ağırlığını, herşeyi ve herkesi çok sevdikten sonra sevmeyi hakedecek hiçbir şey bulamamayı, çok ağlamak istediğin halde ruhunun ağlayamayacak kadar üşüyüp donmasını ve insanın ne demek olduğunu yaşadım. Sevgi öldü benim için.sevgiyle birlikte ben de öldüm. Geriye ölü böcek kabuğu gibi bir şey kaldı. İlkokulun üçüncü sınıfının ikinci yarısından tasdikname almış bu toplum bana hala haksızca canlı muamelesi yapıyor. Sokaktaki yaşayan ölülerden biriyim.ruhu çoktan ölmüş, bedeninin de bir an önce ölmesi için dua eden, bir yandan da çılgınlar gibi ölümden korkan bir yaşayan ölü. Aslında ölümden niye korkayım ki. benim ruhum zaten ölüler aleminde değil mi? Kafamın içinde yaşadığım temel tartışma şu: Hayata karşı direnmeli miyim yoksa herşeye boş verip teslim mi olmalıyım ölüme? Kendimi bildim bileli duyduğum o kuvvetli ses “direnmeye devam et.” diyor. Ama bir süredir duyduğum ve giderek istemesem de sesini yükselten o ikincisi de “ama neden?” diyor "neden direnecekmişsinki?” Ve içini kemire kemire acı acı gülerek “bırak direnmeyi” diyor. "teslim ol. Bu bozuk düzenli dünya sana göre değil, bırak bu pisliğe başkaları bulaşsın, teslim ol ölüme.”...... ”teslim mi?hayır hayır! direnmelisin. Daha çok gençsin. Henüz hiçbir şey görmedin. Daha yaşanacak çok güzel günler var önünde. Hayata ve hayatın anlamlılığına olan inancın bir an bile sarsılmamalı. Ddirenmelisin. Aradığın ışığı çok kısa bir süre sonra aniden önünde göreceksin o zaman mutluluktan için içine sığmayacak. ”Tanrım iyi ki bir delilik yapmamışım.!” diye haline şüktredeceksin. Şimdi buz gibi olan yüreğin o ışıkla ısınacak ve yüreğinin şarkısını söylemeye başlayacak. O zaman yaşamın da ölümün de güzelliğini ve anlamlılığını farkedeceksin.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüsnü Menteşeoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |