• İzEdebiyat > İnceleme > Ruhbilim |
1
|
|
|
|
Bilinç nedir? Bildiğinin farkında olmak mı? Hayvanlar benliklerinin farkında mıdırlar? Ben dediğimiz şey neden bu kadar muamma? Ruh diye birşey var mıdır yoksa beyinde birtakım elektrik sinyallerinin yönettiği ve hormonlar sayesinde hissedebilen çok hücreli organizmalar mıyız? |
|
2
|
|
|
|
Akıl tutulması için önce kiraya verecek ya da satacak bir akıl olmalı ortada... Tabi bunu kim satacak ve kiraya verecek ise o da hemen çıkmayacaktır ortaya. Gazeteye ya da dergilere de ilan filan vermeyecektir, beklemeyin böyle şeyleri... Akıl vicdan ile cüzdanın arasına sıkışmaya görsün ay gibi, güneş gibi hemen tutulur... Eğer ki cüzdanınızı vicdanınızdan büyük bellemiş iseniz vay halinize ve aklınıza... |
|
3
|
|
|
|
Bazı düşünce insanları içinde bulunduğumuz çağın bir “bunalım çağı” olduğunu söylerler. Sokaklara sığmayan, bağırıp çağıran, etrafa saldıran, uyuşturucuya eğilimli gençlerin hazin hikâyelerini medyadan izleyip okuyoruz. |
|
4
|
|
|
|
Çünkü, insanlar uzaylıların gerçek olduğuna ve peygamber olarak bildikleri o çok kutsal kimselerin aslında uzaylı veya şarlatan olduğuna inandırıldığı vakit büyük bir toplumsal şok yaşanacak, bu da dinlerin ani çöküşüne yol açabilecektir. Sıradan insanın yaşayacağı bu şok büyük isyanlara, kitle hareketlerine ve özellikle dünya çapında egemen olma hayallerini taşıyan bağnaz çevrelerin cihat başlatmalarına yol açabilecektir. |
|
5
|
|
|
|
Eğer ki aşk acısına dayanmak da zorlanıyorsanız; kim zorlanmıyor ki? Bol bol çiğ köfte yiyin hem de çok acılı... Çiğ Köftenin acısı belki aşkınızın acısını bastırır da unutursunuz, geçici bir müddet bile olsa... Kafa dağıtıcı şeyler yapmaya çalışın... Balık tutmaya gidin mesela hafta sonları, ama sakın yakaladığınız balıklar ile aşkınızı müzakere etmeye kalkmayın... |
|
6
|
|
|
|
Hacib u Müvekkel.
Halil-i Müşekkel.
Müştehi Sadr’ın hal-i nefesi.
Nefes nefese sıyırgın mı sıyırgın seyr u sefer u illa illa |
|
7
|
|
|
|
Doğal terapidir bazen yazmak, ancak siz de yazmadığınız zaman çıldıracak gibi olmayın sakın. Ara ara dinlendirin kaleminizi ve ruhunuzu, yüreğinizi... Başkalarınında ihtiyacı var ruhunuzun güzelliğine, yüreğinizin saflığına temizliğine... |
|
8
|
|
|
|
Dünyadaki bir çok ülkenin tavrı ABD gibi olup güdülen amaç kamuoyunu doğru-yanlış bir haber seli ile boğarak, korkutarak, endişeye sevkederek kitleleri sarsma, bölme, dağıtma, sersemletme gibi psikolojik savaş taktiklerini – insanları daha kolay yönetebilmek ve güdüleyebilmek için- her vesile ve her çeşit yöntemle uygulamaktır. |
|
9
|
|
|
|
Özellikle halkın karşısındayken "euphoria" ile "phobia"nın çatışmasından doğan psikolojik çelişki ve anksiyete kendine acıma, ani sinir boşalması ve dolayısıyla ağlama krizi olarak kendini gösterecektir. Lakrimanik, aslında en çok korktuğu şeyin karşısındadır: Halk ! Kendisinin de içinden çıktığı o saf, masum fakat aynı zamanda aç gözlü ve asla doymak bilmeyen fakir halk! |
|
10
|
|
11
|
|
|
|
Ruhun varlığı insanları Allah’a götürür ve onların iddialarını tamamen çökertir. Materyalistler her ne kadar bilincin açıklanamayan bir gizem olduğunu söyleseler de ruh konusu apaçık bir gerçektir. İşte maddeden başka bir varlığı kabul etmeyen materyalistlerin içinden çıkamadıkları asıl konu da budur. |
|
12
|
|
|
|
21. yüzyıl Allah’ın dilemesiyle, insanların yaygın olarak İlahi gerçekleri kavrayacakları ve mutlak gerçek olan Allah’a dalga dalga yönelecekleri bir tarihsel dönüm noktası olacaktır |
|
13
|
|
|
|
"Yolda yürürken başını önüne eğeceksin, kaşlarını çatacaksın, sağa sola bakmayacaksın, bir erkek gördüğünde kaşlarınızı çatacaksın, gülümsemek yok, sağda solda oyalanmadan doğruca eve geleceksiniz vs. vs" |
|
14
|
|
|
|
Saplantısı olan kişilerde mantıksız olduğunu bildikleri halde düşünmekten kendilerini alamadıkları ya da düşünmek istemedikleri halde zihinlerinden uzaklaştıramadıkları düşünceler vardır. Örneğin namaz kılan bir kişinin aklından Allah’a küfretmenin |
|
15
|
|
|
|
Beyin yağ, su ve proteinlerden oluşan maddesel bir yapıdır ve insanın benliğini meydana getirmesi imkansızdır. İnsanı düşünen, sevinen, öfkelenen, heyecanlanan bir varlık haline getiremez. |
|
16
|
|
|
|
İnsanın doğumundan ergenliğe kadar olan yaşamında algının nasıl geliştiği üzerine |
|
17
|
|
|
|
Bildiğim bir şey daha var insan gerçekten yalnızdır. Ancak ruhuyla barışık olduğu taktirde onun o sayısız renkteki kalabalığına kavuşur. |
|
18
|
|
|
|
Söz olup sızsa insan hayata, onu şekle şemale soksa yaşamak suretiyle, ilk önce neyi değiştirir hallerin birinde? Hal öyle bir olsun ki ben kendimi değiştirebileyim. Kendimi değiştirmek suretiyle çevremle ilişkilerimi de değiştirebiliyor olayım, böylelikle topluma yeni bir can katma ihtimalim olsun. Ben çevremin hem etkisi hem de tepkisi olayım işte. |
|
19
|
|
|
|
Hayatınıza giren,size hep gülen yüzlerin dostunuz olduğunu düşünenlerdenseniz, yanılıyorsunuz demektir. Yanılgınız da siz güldüğünüzde dost olduğunuz için, çıkar gözetmeden, menfaat düşünmeden gülümsediğinizden, herkesi kendiniz gibi görmenizden kaynaklanır.
|
|
20
|
|
|
|
Daye Fato da konuşacak inan buna Mirza..!
Ama anlatmayacak asla kimseye hiçbirşey Mirza..!
Buna da inan Mirza buna da inan.!
Hiç bir şey anlatmayacak Daye Fato.
Yemin ederim.!
|
|