..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan özgür doğar, ama her yanı zincire vurulmuştur. -Rouesseau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Deneysel > Uçiskazdika




18 Eylül 2003
Uçiskazdika  
Uçiskazdika
Büyüklere Masallar


:BDJB:
Bir varmış, bir yokmuş. Masalların gerçek, gerçeklerin masal olduğu bir ülkede büyük bir karınca topluluğu yaşıyormuş. Bu karınca topluluğunun yuvaları yeraltındaymış ve karışık dehlizler ve sayısız odalardan oluşuyormuş. Karınca topluluğunun büyük kısmını oluşturan işçi karıncaların bir kısmı topluluğu beslerken, asker işçi karıncalar da topluluğu savunuyormuş. Topluluğun çoğalması için kanatlı dişi karıncalar yumurtluyor, erkek karıncalar da yumurtaları döllüyormuş. Topluluğun diğer üyeleri olan kanatsız dişi karıncalar ise yumurtaların ve larvaların bakımını sağlıyormuş. Bütün karıncalar yaşamları boyunca bu düzen içinde hiçbir şey düşünmeden görevlerini yapıyor ve sakin bir yaşam sürdürüyormuş. İşçi karıncaların topluluğu beslemekten, asker işçi karıncaların topluluğu savunmaktan, kanatlı dişi karıncaların yumurtlamaktan, erkek karıncaların yumurtaları döllemekten, kanatsız dişi karıncaların ise yumurtalara ve larvalara bakmaktan başka bir amaçları ve düşünceleri yokmuş. Ama kanatsız dişi karıncalardan biri yaşamından ve görevinden mutlu değilmiş. Yumurtalara ve larvalara bakmanın çok önemsiz bir görev olduğunu düşünüyor ve her gece yeryüzündeki yaşamın nasıl bir şey olduğunu hayal etmeye çalışıyormuş. Dehlizlerde rastladığı her işçi karıncaya yeryüzündeki yaşamı soruyor, kanatları olsa kendisinin bir gün bile bu yuvada kalmayacağını ve yeryüzüne doğru uçacağını anlatıyormuş. Ama işçi karıncalar her seferinde kendisini tersliyor, yeryüzündeki yaşamın merak edilecek bir yanının olmadığını ve görevinden başka bir şey düşünmemesi gerektiğini söylüyormuş. İşçi karıncalar devamlı garip sorular soran kanatsız dişi karıncayla dalga geçmek için, ona uçmak isteyen kanatsız dişi karınca anlamında Uçiskazdika adını takmışlar. Uçiskazdika ise,bütün karıncalar kendisine gülse ve alay etse de sorular sormaktan ve kanatları olsaydı neler yapabileceğini hayal etmekten bıkmamış. Hayalleri yüzünden bazen görevini bile unutuyor ve azar işitiyormuş.
Bir gün Uçiskazdika yine hayaller dalmış düşünürken arkasında biri “ Hey küçük “ diye seslenmiş. Dönüp bakmış, konuşan karıncaya benzemeyen ve daha önce hiç görmediği bir yaratıkmış. Korkuyla “Sen de kimsin “ diyerek kaçmaya çalışmış. Yaratık “Ben bir hamamböceğiyim, korkma “ diye cevap vermiş. Uçiskazdika hamamböceğine dikkatlice bakmış, onun çok yaşlı olduğunu ve korkulacak bir yanı olmadığını anlamış. Hamamböceği Uçiskazdika’ya doğru ağır ağır yaklaşmış ve neden bu kadar dalgın olduğunu ve ne düşündüğünü sormuş. Uçiskazdika da ona hayallerini ve bir çift kanadının olmasını ne kadar çok istediğini anlatmış. Hamamböceği Uçiskazdika’ya sevecen gözlerle bakmış ve ona bir çift kanat edinmenin çok zor olduğunu, ama kendisinin bu işi başarabileceğini söylemiş. Uçiskazdika’nın sevinçten gözleri parlamış,büyük bir heyecanla “Lütfen “ demiş, “ Ne olur, bana bir çift kanat verin, her istediğinizi yaparım.” Hamamböceği sevinçten yerinde duramayan Uçiskazdika’ya sakin olmasını ve sabretmesini söylemiş. Sonra da ağır adımlarla oradan uzaklaşmış.
Uçiskazdika o gece hiç uyumamış ve kendi kendine “ Benim de kanatlarım olacak, benim de kanatlarım olacak “ diye bütün gece şarkı söylemiş. Aradan günler geceler geçmiş, Uçiskazdika sabırsızlanmaya başlamış. Sonunda günlerden bir gün hamamböceği gelmiş ve Uçiskazdika’ya büyük günün geldiğini ve kendisini takip etmesini söylemiş. Uçiskazdika hemen hamamböceğinin peşine takılmış ve birlikte dehlizlerde ilerlemeye başlamışlar. Uçiskazdika’nın şimdiye kadar hiç görmediği ve bilmediği dehlizlerden geçmişler. Hamamböceği dehlizlerden birinde durmuş ve Uçiskazdika’ya dehlizin açıldığı odalardan birini göstermiş. Uçiskazdika hamamböceğinin gösterdiği odaya bakmış ve orada yumurtlayan bir dişi karınca görmüş. Hamamböceği “Bak “ demiş, “Eğer kanatların olursa, sonunda sen de böyle bir odaya kapatılacak ve ömrün boyunca yumurtlamak zorunda kalacaksın “. Ama Uçiskazdika’nın gözü hiçbir şey görmüyormuş. “ Olsun “ demiş, “ Bir kerecik olsun uçayım ve yeryüzünü göreyim, bana yeter “. Hamamböceği Uçiskazdika’yı bir daha uyarmış, “Eğer kanatların olur ve uçarsan yuvana bir daha dönemezsin “ demiş. Uçiskazdika ise, yuvasını sevmediğini ve geri dönmek istemediğini söylemiş. Bunun üzerine hamamböceği başka bir şey söylemeden dehlizde ilerlemeye devam etmiş. Dehlizin karanlık ve kuytu bir köşesine geldiklerinde hamamböceği durmuş ve Uçiskazdika’ya “İşte geldik “ demiş, “ Benim yaşadığım yer burası “. Uçiskazdika etrafına bakınmış, ama ortalık öylesine karanlıkmış ki, hiçbir şey görememiş. Bir süre sonra hamamböceği ona bir kabuk uzatmış ve içindekini içmesini söylemiş. Uçiskazdika kabuğun içindeki iğrenç kokulu sıvıya şöyle bir bakmış, sonra duraksamadan kabuğun içindeki sıvıyı bir dikişte içivermiş. Aradan bir kaç dakika geçmiş, Uçiskazdika korkunç bir acıyla kıvranmaya başlamış. Sanki bütün eklemleri koparılıyor, bütün organları alt üst oluyormuş gibi bir duyguya kapılmış. Çığlık atmamak için kendisini zor tutuyormuş. Sonunda dayanamamış ve dehlizlerde yankılanan korkunç bir çığlık atarak bayılmış. Ayıldığında yalnız olduğunu görmüş, hamamböceği ortalarda görünmüyormuş. Birden bütün yaşadıklarının bir hayal olduğunu sanmış. Sonra kanatlarını görmüş ve sevinçle bağırmaya başlamış. “ Artık ben de uçabilirim “ diye çığlıklar atıyormuş. Ardından bir an önce yeryüzüne ulaşmak için koşmaya başlamış. Dehlizlerde deliler gibi koşmuş ve sonra ışığı görmüş. Korku ve merakla dehlizden yeryüzüne çıkmış ve kanatlarını çırpmış. İşte sonunda uçuyormuş. Kanatlarının altındaki yeryüzü o kadar büyüleyici imiş ki, nefes almaktan bile korkarak yalnızca uçuyor uçuyormuş. Kanatlarını çırpacak hali kalmayıncaya kadar uçmuş, sonra yorgun ama mutlu yere inmiş. Yuvasından ne kadar uzaklaştığını anlayınca bir an garip bir korku ve özlem duymuş,ama uçuşunun büyüsü ve gördükleri aklına gelince bu düşünceleri kafasından atmış. Dinlenmek için bir taşın altına girmiş ve derin bir uykuya dalmış. Rüyasında yine uçtuğunu görüyormuş. Birden ani bir acıyla uyanmış ve etrafında tanımadığı işçi karıncalar görmüş. İşçi karıncalar ona “ Yeni yuvana hoş geldin “ demişler. Uçiskazdika doğrulmuş ve artık yeryüzünde olmadığını anlamış. Nerede olduğunu anlamaya çalışırken kanatlarının olmadığını görmüş ve bağırmaya başlamış. Hem “ Kanatlarımı istiyorum “ diye bağırıyor, hem de ağlıyormuş. Şaşkın işçi karıncalar ona kanatlarını kendilerinin kopardığını ve artık yumurtlamaya başlamak için odasına gitmesi gerektiğini söylemişler. Uçiskazdika “ Neden “ diye bağırmış, “ Neden kopardınız kanatlarımı “. İşçi karıncalar “ Bizim görevimiz bu “ demişler, “ Senin görevin de odana gidip yumurtlamak “ diye eklemişler. Sonra Uçiskazdika’nın gözyaşlarına aldırmadan zorla onu odasına götürmüşler. Uçiskazdika günler, geceler boyu ağlamış,ama hiçbir karınca onunla ilgilenmemiş. Sonunda yapacak başka bir şey olmadığını anlayınca görevine razı olmuş ve yumurtlamaya başlamış. Bir yandan yumurtluyor, bir yandan da o tek uçuşunun sevincini ve o günkü duygularını unutmamaya çalışarak kendisini avutuyormuş.
Gökten üç çift kanat düşmüş. Biri tek bir uçuşla yaşamlarının değişeceğine inananlara, diğeri o tek uçuşun anısını bile unutanlara, üçüncüsü ise uçarken hiç yere inmeyeceğini sananlara.








Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın deneysel kümesinde bulunan diğer yazıları...
Oyunbaz Obur Kedi ile Açıkgöz Muhabbet Kuşu
Yüreksiz Tüfekli Av ile Tüfeksiz Yürekli Avcı
Yaşamam İçin Bir Neden Söyle

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bulut Parçası
At Gitsin
Birazcık Isıtabilseydim Ellerini

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nokta [Şiir]
Döngü [Şiir]
Camille [Şiir]
Masal [Şiir]
Y [Şiir]


Uçiskazdika kimdir?

1,2,3,4,5 İşte Hodri Meydan Bir bilmecedir Dinlediğin Çöz beni bul Artık Bir tek çığlıktır gözlerime Takılan

Etkilendiği Yazarlar:
Özdemir Asaf, Tahsin Yücel


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Uçiskazdika, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.