İçine koyabileceğin bir karanlığın olmadan, bir ışığın olamaz. -Arlo Guthrie |
|
||||||||||
|
Sokaklarda misket yuvarlamak Birbirimize kar topu fırlatıp Kardan adamların boyunlarına Kahrolsun emperyalizm yazılı pankartlar asmak Yeni sokaklar tanıyıp yeni düşlere uyanmak isterdim kar soğuğu yalnızlıklarından… seninle… * * * Gitar çalıp hüzünlü şarkılar söylemek isterdim tütsü kokulu odalarda komşulara aldırmayarak… Kavgalar edip barışmak isterdim / barışmak… Yalnızlığa ve açık arttırma aşklara inat tek vücutta yaşayıp Güneşin doğuşunu paylaşmak isterdim her sabah başın omzumda dudakların dudaklarımda… Gölgelerin dedikodularına gülüp geçmek isterdim yara almadan… seninle… * * * Bir dünya kurmak isterdim el ele verip Savaşların olmadığı çocukların ölmediği bir dünya Annelerin ağlamadığı yap bozlardan korkulmayan bir dünya… --‘’Bir masal kahramanıdır Tanrı / çocuklar yalnızca masallarda ölmüyor çünkü…’’-- Herkesin yoldaşlığımızı örnek alacağı bir dünya isterdim Kapıların insanlığın üzerine kilitlenmediği bir dünya ‘’Savaşa değil, eğitime bütçe!’’ diye bağırdığımızda yargılanmadığımız İnsanların olgunca düşünüp çocukça seviştikleri bir dünya… Yani aynı bardaktan sarhoş olup aynı hayallere dalmak isterdim… seninle… * * * Kimi zaman şu anki gibi şiirler içinde şiir yazmak isterdim sana Ve hepsinin adını ‘’Aşka dair’’ koymak isterdim Beyaz bir aşka; AŞKA DAİR ‘’Tanrı gibi duyarsız Şeytan gibi baştan çıkarıcı...’’ Oysa insan istemiştim ben Yeri geldi mi gülen Yeri geldi mi kızan Yeri geldi mi ağlayan… Aşk hesap sormaktır bir nevi Ama sen kafeteryada; Öyle yalnız bakıyorsun ki uzaktan Şiir yazasım geliyor; ‘’Sevgi adildir adil olmasına Ama ne fayda Sevgili; Tanrı gibi duyarsız Şeytan gibi baştan çıkarıcı olmasa…’’ * * * Yani uzun mısraların özü; Sevmek isterdim seni Ama en çokta beni anlayarak tanımanı isterdim Ciddiye alarak Tanıyarak sevmeni; İnsanlar ciddiye alınmadıkları kadar yapmacıktırlar Ciddiye alındıkları kadar gerçekçi… İnanmanı isterdim; Kartopunu aşka hedef alırım ben Sevmenin Hikmet’ini Nazım üstattan öğrendim çünkü; ‘’ Biz ince bel, ela göz, sütun bacak için sevmedik güzelim Gümbür gümbür bir yürek diledik kavgamızda... Ateşin yanında barut, barutun yanında ateş olasın diye! .. Rakı sofralarında söylenip, acı tütün çiğnercesine sevdik ANLAYAMADILAR...N.H.’’ * * * Hediye veriliyorsa eğer; insanın daha önce sahip olmadığı olmalı Sahip olamadığın bir şiir Belki de sahip çıkmadığın geçmiş zamanlı mısralar Ama ne önemi var; Buralara hala kar yağmadı ne yazık Şimdi kadehlerimizde çocukların gözyaşlarıdır Çocukların kanlarıdır içtiğimiz renkli ışıkların altında tepinen insanları izlerken duyarsızca… Ama yinede; Farklı bir yerden, farklı bir zamandan MUTLU YILLAR SANA…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Zafer Yılandiloğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |