"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sırtında elbise yok." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Beynimin tavanarasında tozlu sandukaya yatırılmış sözcüklerle nikah tazeledi bilincim. Kurutulmuş hormonsuz domatesler gibi buruşuk, kırılgan ve hüzünlü anlamlar yükledi gönlüme. Lâl oldum. Silkelendikçe dökülen sevda sırları karşısında duyduğum heyecana yenildim. Yalan kulelerinden fırlatılan ateştopu oklarla tutuşan tespih böceklerim, sultan fermanına meydan okurcasına aşka köle oluyordu. İnsan, aşkı doğadan öğrenmedi mi? Yağmur, kar, boran sesleri; ona, sığınması için bir eş aramaya sevketmedi mi? Tavanarasında unuttuğum ne denli tozlu sözcükler var; tedavüle yeniden çıkmayı bekleyen. Şu söz geçerli mi sizce hâlâ? "Eskiye rağbet olsa, bit pazarına nur yağardı!" Oysa, şimdilerde söz kuyumcularına ne çok iş düşüyor. Yeniden arıyorum eskicileri... O sözcüklerin özünde ne sevda ateşleri yakıldı... Ferhat'ı dağı deldiren güç olmadı mı o sözcükler... Fuzuli'yi çöllere düşürmedi mi? Yunus'u, sır kapısında yıllarca bekletmedi mi? Mevlana, o söz aşkıyla dönmedi mi? Karacaoğlan, o sözlerle kurşun sıkmadı mı? Ya Aşık Veysel'in gönül gözü olmadı mı, o sözler? Mevsim bahar, uyanışı doğanın; milyonlarca yıldır sürüyor içimde.. Kısır mevsimi geldi yine, yaşanan onca kısırlıklara karşın... Karaman bulgurundan ne de güzel olur, değil mi? Yanında yeşil marul, salatalık, yeşil sarımsak ve domates... Bu arayış, güzel Türkçemin zenginliği adına... Kısır kadının yalnız bırakılışı gibiydi dilim. Yeni kuma arayışına giren görgüsüz hovardalar elinde darmadağınık... Eğer Anadolunun bereket tanrıçası gibi üretemiyorsa bu dil-î sevda, neye yarar onca kavga! Kişi, kendini yeniden keşfe çıktığında, bazen yanıbaşında unuttuğu öyle hazinelerle karşılaşır ki; beş katlı apartmana asansörsüz çıkan biri son basamakta nasıl soluk bırakırsa, öylece derin bir "ohhhfff!" çeker. Ey şiir sevdam! Arasıra yokla beynimin tavanarasını... Orda seni bekleyen güzellikleri sakın unutma! 24.03.'04 / Denizli
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ömer akşahan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |