"Küle değil, ateşe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar |
|
||||||||||
|
Ömer AKŞAHAN ÖA: Sevgili Yalnızlık, seni şu yıkık evler mahallesinin, virane bir konutunda yakalamak ne denli zor oldu bi bilsen... YLNZLK:Oysa ben burdayım yıllardır...Ne elimden tutan var, ne de gören... ÖA:Söze nasıl gireceğini bilmeyen acemi bir çapkına döndüm bir an. Size neden Yalnızlık derler desem kendimi aptal yerine mi koymam gerek? Yok yok başka bir kanalı zaplasam iyi olacak. Görüyorsunuz, şu an en azından yalnız değilsinizdir umarım? Yaaa, kafam karıştı neyse... YLNZLK: Boş ver aldırma benim yalnızlığıma. Sen olsan da, olmasan da fark etmiyor. Burası aslında bir 'Rasattepesi'. Kimseye bir muhtaçlığım da yok. Kendime yetiyorum. İnsanlar adımdan neden ürküyor anlamadım. Ya ben kendimi doğru dürüst anlatamadım ya da ders kitabı veya sözlük yazarları beni iyi tanımlamıyorlar. ÖA: Tam da hızınızı almışken araya girmeme kızmazsınız sanırım. Aklıma birden geliverdi de, hani şu bir ada hikayesi vardı, tek başına bir adada yaşayan adam...Daniel Defoe miydi kitabın yazarı? YLNZLK: Boşver o safsataları sen. Bak işte karşındayım, ete kemiğe bürünmüş bir ruhum ben. Yalnızca insanlar dünyasında yaşar ruhum. Onların etiyle, derisiyle ve kemiğiyle beslenirim. Süslü, aynalı salonları ve sahneleri çok severim. Beni oralarda daha iyi anlarsın. Ancak kendimle başbaşa kalmak için çoğu zaman bu metruk eve dönerim. Burda huzur bulurum. ÖA: İnsanlar da sizin gibi görünmek istiyor, belki de sizi taklit etmeye çalışıyorlar sanki. Ne dersiniz? YLNZLK: Yalnızlık bence insanlığın en büyük keşfi! Bu sayede kiminiz filozof, kiminiz peygamber, kiminiz de krallıklarını ilan ettiler. Bütün bunlar benim sayemde oldu. Bir düşünsene, kalabalıklar arasında nasıl yazılırdı İncil, Kur'an? Hangi edebiyatçı kalabalıklara karışmayı sever? Bugün dünyada tanıdığın ne kadar insan varsa, öz yaşam öyküleri yazılmış insanlardır. Bunun bedeli çok ağırdır, deseler de, inanma sakın. Beni keşfeden bu insanlar sayesinde değil mi, şu yazıp durduğun alet? ÖA: Evet, çok haklısın sevgili Yalnızlık. Şu an aramızdan ayrılan Zeki Müren'i dinlerken bile senin gücünü yanımda daha iyi duymaya başladım. Radyoyu, televizyonu ve bilgsayarı bize sen hediye ettin. Keyfini sürmek de bize düşüyor. Sana ne denli teşekkür etsek az gelir. YLNZLK: Bilir misin, her şeyi kendim için yaparım. Ben ne istersem, ne düşlersem onu yaparım. Benim için evrende sınır yoktur. Çünkü ben evrenin kendisiyim. İnsanlar beni bulma umuduyla yaşar, uzun yolculuklara çıkarlar ve geceler boyu laboratuvarlarda sabahlarlar. Ben de onlara şımarmak kaydıyla varlığımdan çok küçük bir noktayı bağışlarım. Onu bulacağı küçük sırları fısıldarım kulağına. Onların inançlarına çok küçük bir ödüldür benimkisi. Bu sayede yaşama bir zevk, hareket gelir. Bunları gören insanlardaki arayış böylece sürer gider. Sen hiç benim heykelimi gördün mü bir yerde ya da duydun mu? Ama benim armağanımla insanlar Nobel ödülü alıyor. ÖA: Sizi bulduğuma ne denli mutluyum. Şimdi izin verirseniz, sizin adınıza yazdığım bir şiirimi sunmak istiyorum. YALNIZLIK Yalnızlık çekeni Çekmeyen ne anlar Düşmüşüm kör kuyuya Ne duyanım ne çekenim var Benim adım yalnızlık Özgürlükler ülkesinde Bir akça kavak üstüne Adım yazılmış ancak Ne söylesem boşuna Kuşlar gibi yapayalnız Öterim o daldan bu dala Ne duyanım ne görenim var ÖA: Nasıl buldunuz şiirimi? Sizi yeterince anlatabildiğimi sanmasam da. Ancak sizin ışığınızı yakaladığımı sandığım bir zamanda, bundan tam 24 yıl önce kaleme almıştım. YLNZLK: Ruhumu okşadığını söylemeden geçemiyeceğim. Ancak takdiri gene de fani insanlara bırakıyorum. Umarım beğenirler. ÖA: "Yalnızlık Parayla Satılmaz!" desem, ne dersiniz buna? YLNZLK: Evet, yalnızlık bir meta değildir. Hiç bir yerde değildir fakat her yerde bulunur. Onu gerçekten isteyene ancak acı çekme karşılığı karşılığında verilir. Yalnızlık bir hücreye benzer. Orda her istediğini bulabildiğini sanırsın fakat günlük yaşama ait hemen hiç bir şey yoktur. Bunları öğrenip kuralları özümseyen herkese kapım açıktır. Buyursunlar tatsınlar bu tılsımlı gücü! ÖA: Sevgili Yalnızlık, bana ayırdığın bu değerli zaman ve dile getirdiğin görüşler nedeniyle teşekkür ederim. Gerçekte bu söyleşiyi daha da sürdürmek isterdim, ancak, insanlar internette uzun şeyler okumuyor. Yalnızca bilmenizi istediğim bir şey var ki, benim yerim bundan böyle hep senin yanın olacak, bu böyle biline. YLNZLK: Ben de, senin gibi sadık bir dost bulduğum için teşekkür ederim. 30.01.2005 / Bursa
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ömer akşahan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |