Hiçbir kış sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uğramadan geçmiyor. -Hal Borland |
|
||||||||||
|
gecenin sustuğu yerde başla söze ay bir yana düşsün, sen bir yana öyle aç ki mavilerini yürek yansın söz sussun dönsün köze bilmez misin kara bulut kaş üstü perçemler kar düşer ecel gelir dayanır kapına serden geçsen olmaz yardan geçsen olmaz varıp postu yadellere serdik acı ağu sofralar kurduk zehiri katık ettik aşımıza şarabı gözlerimizden içtik kuşluk vakitleri sarhoş düştü yollara kahve karası bakışlarımız kılavuz edindik de kargayı koku almadı burnumuz binlerce yoldan geldik taban eskittik çağlarca her zaman ve hep kızıl karanfil kaldı sol yanımız taze tomurcuk bir uslanmaz haylaz çocuk kulağını çeksen arsızlaşır vurur ayağını yere, inatlaşır yüreğin yamaçları çiğdem nergiz deli şahan tay olur ele avuca sığmaz gem'e gelmez bağlasan durmaz olur sapı samanı yok zamanın iki ucu kirli değnek neresinden tutsan bulaşır yapışır ellerine kırk tas su kırk kalıp sabun yetmez olur gökte ay vurulur yıldızlar ığıl ığıl ağlaşır bütün kuşları yaslı bu şehrin kırlangıçlar terketmiş saçakları güvercinler firari serçeler unutmuş sevişmeyi martılar bir hoş sorsan kimseler bilmez gözler mi kanamış kırmızı şarap mı sarhoş hani hüzünler vardır bilirsin bir yüzü acı bir gülüş öte yüzü volkan ağzı hani gülüşler vardır mut üstü sağanak dökülür tam kavradım derken uçuverir elinden hani aşklar vardır sende senden öte ulu dağları devirir akar suları çevirir can koyarsın da sen o kıvrılır yalpa yalpa yitik bir lahit olur, kalır içinde kurşun gibi taşırsın da göğsünde paslı hançer acısı duyarsın yine de sırtında tutamadığın elleri düşünürsün Temmuz'da susuz kalır bir yanın öpemediğin dudakları düşünürsün ürkek, çocuksu, garip durdurulmaz çığ olur yüreğin tanrısız bir baş olup çıkıverirsin bütün kutsal kitaplar yazsa da aşkını afararozsundur artık sığmazsın dine imana zincire vursan durmaz isyanın acıyı bilirsin açılmaz yarene-yoldaşa inceden bir iç kanamadır gelmez olur beklediğin gelse de görmez olur kifayetini yitir kelimeler kalemin bile tanımaz parmaklarını işte tam da o anda gecenin sustuğu yerde başla söze...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Meral Vurgun, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |