Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür / Ve bir orman gibi kardeşçesine... |
|
||||||||||
|
Ben yazardım, geceler uzardı. Önce ezan sesi, sonra sabahın ilk ışıkları girerdi odaya, yeter derdim yanına yatardım. Sarılırdı, sonra kaygı dolu düşünceler saatlerce uyuyamazdım. Ben yazardım, o konuşurdu, Kulaklarım onun, parmaklarım ve gözlerim benim olurdu. Dinler ara sıra cevap verir, sonra dışarı çıkardık. Aklımdan geçerdi isimsiz onlarca düşüncede kalan şiir, deftere dökemediğim. Ben yazardım, okusana derdi. Okurdum şiirleri, kalın sesime etkileyici bir ton katmaya çalışarak. Başarırdım galiba. Sarılır boynuma öperdi. Seni seviyorum derdi. Ben yazardım, o olmazdı. Arada gözüm yatağa kayardı. Yokluğu kâbusumdu. Gömerdim kafamı satırlara, kâbuslarım düşerdi kelimelere. Kedinden yazılırdı başlıklar "Anladım" Ben yazardım, ansızın gelirdi. Yirmi üç nisan çocuğu olurdu yüreğim. Başını dizime koyardı, okşardım saçlarını ve koklardım, kaldırsam başımı, nefes alamayacağım sanırdım. Ben yazardım, o sorardı. Nasıl yazıyorsun diye. Bildik bir kaç kelime ederdim. " ben hayatta yazamam böyle derdi". Yazarsın derdim. İnanmazdı. Belki de umursamazdı. Ben yazardım, sigara yakardı. Yeter çok içme derdim. Yazık ediyorsun kendine. Sonra önümdeki küllüğü gösterirdi. " Sen etmiyor musun derdi.". Şiirler bitmez, sigaram tükenir, küllük taşardı. Ben yazardım, bir gün ağladı. "Gidince nasıl olacak" dedi. "Görüşemeyecek miyiz bir daha, ben senden ayrılmayı istemiyorum" dedi. “Hasret zordur dedim, dayanabilecek misin?” Ben yazardım, "söz ver" dedi ansızın. Ayrılmayalım ve aldatmayalım birbirimizi uzakken."ben seni hep bekleyeceğim" dedi. Tamam, yazdım yüreğinin orta yerine. Ben yazardım, hasret ağırdı. Telefon çalardı. "Nasılsın" derdi, "çok şükür" derdim. Biraz dertleşir, özlediğini söyler kapardı. Ben yazardım, ayrılık kapıyı çaldı. "Sen bilirsin" dedim. Kapıyı açtı içeri ayrılık girdi o çıktı. Ben ve ayrılık kaldık içerde o ise dışarıda yalnız başına. Ben yazardım, telefon çalardı, gece yarıları öfkeme, gurur bulaşırdı. Bakmazdım. Bilirdim oydu ve ben açmadıkça o ağlardı. Ben yazardım, ayrılık zorlardı. Her gece yüreğim, yalnızlığın tecavüzüne uğrardı. Telefona bakardım, arayan olmazdı. Yanardım, alevlerim buzdan soğuk. Ben yazardım, mesajlar gelirdi. "Tamam" yazdığım yerini gönderdi bir gün yüreğinin. Tamam dedim. Kapıyı açtı, ayrılık çıktı o girdi. Ben yazardım, zaman geçerdi. Büyüdük sonra belki biraz. Hasrete alışıldı. Özgürlükler tanındı sonra. O beklemeye, ben bekletmeye devam ettim. Ben yazardım, o da yazdı. Beni de şair ettin sonunda dedi. Sevindim. Hislerini daha iyi anlamaya başladım. Hasreti yenmeye başladık. Ben yazıyorum, o da yazıyor, tek merak acep alın yazımızda ne yazıyor. (yazmak ve çizmek işte bütün meselem bu) ...Sabır...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © tuncer, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |