..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"İnsan - işte tüm sır burada. Bu sır üzerinde çalışıyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Berna Köker Çelebi




5 Mayıs 2006
Oğlum Bora  
Berna Köker Çelebi
İnsan yasayacaklarinin, hissedeceklerinin dozajini bilemeden karar veriyor cocuk yapmaya. Cok zor diyorlar, cok guzel diyorlar, yeri baska seyle dolmaz diyorlar, kisacasi herkes bir seyler diyor.Hepsi dogru soylenenlerin inan ki yanlisi yok. Ama eksigi cok. Bu hic dogum yapmamis birine dogum sancisini anlatmaya benziyor.


:BECA:

Önce ikimizdik, sonra aile olduk , baska bir sey olduk sayende..Aile demek aliskanliktan, aslinda neler hissettigimi anlatmiyor tam olarak.

Hikaye soyle basladi, onceleri hic istemiyorduk , yok cok uzak bize diyorduk, sonra ne olduysa anlamadim, karnimda bir sey olsun istedim, bir sey tasimak istedim.Ellerimi karnima koydugumda seni hissedeyim istedim. Bir taraftan karmakarisik hayatimda karisikliktan , duzene gecememekten garip bir zevk duyarken bir taraftan icimde olasin istedim. Her an basimi alip yola cikabilirim, buradan sikildim biraz da baska yerde olayim diye dert yanarken sen de yanimda ol istedim.Istedim de istedim…Sen de oldun iste.

Bu yazacaklarimi 18’inde okursan “ne kadar depresif bir annem varmis” diyebilirsin, 25 ‘inde okursan belki biraz olsun ne dedigimi hissedebilirsin ve dogrusu su ki, eger 30’larinda okursan beni gercekten anlayabilirsin.Icimde azalarak kaybetmeye yuz tutan minik heyecanlar daha ilk hamile oldugumu ogrendigimde, senin minik tekmelerini henuz hissetmeye baslamadan once kactiklari yerden geri gelip kalbime coreklendiler. Hani icinde her sabah kalktiginda hissettigin ve gun boyunca durmadan hareket eden heyecanlar vardir ya, gelecege umitle bakarsin, daha dogrusu bakma gereksinimi hissetmezsin bile. Yarin ne olacagi belli olmadigi gibi cokta merak etmezsin zaten. Anini yasar ve hissedersin. Deliler gibi eglenmekten, akla gelmeyen cilginliklari yapmaktan bahsetmiyorum ben, en sakin aninda bile hep seninle olan huzurlu heyecandan bahsediyorum. Belirsizliklerin mutsuzluk degil heyecan getirdigi donemlerden bahsediyorum.Yavas yavas zaman ilerleyip hayatin belirlendikce, artik yarinin bugunden tahmin edilebilir oldukca, yani kocaman hayatinin geri kalanini belli bir “bilinebilirlikle” surdurdukce kaybolan o heyecandan bahsediyorum. Senin icinde uzunca sureler yasamasi, daha dogrusu hep kalmasi icin dua ettigim hislerden bahsediyorum ve bunlarin hepsini, gozlerimi kapatip sadece senin gulen gozlerini dusunerek yaziyorum.

Hikayeye karamsar baslamak degildi niyetim. Aslinda hayata karamsar bakanlardan da degilim. “Anne baba olmak boyle bir sey iste” nidalarini duymaya basladigin zaman biraz olsun bir seyler hissetmeni saglamak amacim. Senin acini da , mutlulugunu da taa icimden hissettigimi gostermek sana. Bunu anlayabilmen cok zor olabilir ama senin hayatina karsilik benimkini almak gerekse bir an bile dusunmeden kendiminkini verecegimi anlatabilmek sana. Dikkat et, kendi hayatimi feda etmek demiyorum cunku bunu bir fedakarlik olarak gormuyorum. Sen benim canimsin ya iste o yuzden, sadece gerekirse yapmam gereken bir sey benim icin, otesi degil.

“Hayat cok guzel” diyenlerden uzak dur diyen bir yazi okumustum bir keresinde. Basligi haric hic bir sey hatirlamiyorum ama ben de hayat cok guzel diyenlerdenim.Sakin benden uzak durma onu soyleyeyim simdiden. Sana yeni ogrettim bu numarayi, “ayy hayat cok guzel” diye neseli bir ciglik atiyorum, gozlerime bakarak kahkaha atmaya baslayip ellerini cirpiyorsun deliler gibi. Simdi kim soyleyebilir, kim inandirabilir beni hayatin guzel olmadigina?

İnsan yasayacaklarinin, hissedeceklerinin dozajini bilemeden karar veriyor cocuk yapmaya. Cok zor diyorlar, cok guzel diyorlar, yeri baska seyle dolmaz diyorlar, kisacasi herkes bir seyler diyor.Hepsi dogru soylenenlerin inan ki yanlisi yok. Ama eksigi cok. Bu hic dogum yapmamis birine dogum sancisini anlatmaya benziyor. Yapanlar bilirler aslinda o acinin hic bir seye benzemedigini. Iste sizi anlatmakta ona benziyor, anlatilanlarin hepsi bir yerde eksik, bir yerde yarim. Geri kalanini yasayanlar biliyor, yasayarak tamamlaniyor bosluklar. Evet anne baba olmak boyle bir sey iste. Sen de bilemeyeceksin nasil oldugunu zamanin gelmeden once.

Babanin gecen dogumgununde sen daha 3.5 ayliktin. Ona senden ne hediye istedigini sordum: “is yerimdeki masama koymak icin bir fotografini istiyorum, o yeter” dedi. Bense ayni hediyeyi zaten hazirlamistim senin adina. Uzerinde seni cok seviyorum yazan bir cerceve alip guzel gulusunu yakalayabildigimiz bir fotografini koymustum icine. Hediyesini alinca cok mutlu oldu baban, o gun bugun hic ayrilmadi o cerceve masasinin uzerinden. Bizi bir gulusunuz mutlu ediyor bilmem anlatabildim mi? Bir de hep kendimden bahsettim, biraz da babani yazmak istedim o yuzden.

Anneler gununde kimin kime tesekkur etmesi lazim bilmiyorum. Senin mi bana yoksa benim mi sana? Aslinda her gun icimden binlerce kez tesekkur ederken senin varligina, artik bir gunumu bile tesekkursuz gecirmek imkansiz geliyor bana. Anneler gunun kutlu olsun bebegim….

Not: Bu yazım ilk olarak www.derki.com adlı sitede yayınlanmıştır.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Süperman'in Tahtına Göz Diktim

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Van Gogh Gözleri [Öykü]
Park [Öykü]


Berna Köker Çelebi kimdir?

Yazmayı, yazarak kendini ve dünyayı keşfetmeyi ve keşfettikçe daha çok yazmayı seven biriyim.

Etkilendiği Yazarlar:
Kafka, Buket Uzuner,Oruç Aruoba,Kürşat Başar,Michael Cunningham,


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Berna Köker Çelebi, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.