Mektubum sanırım fazla uzun oldu, çünkü daha kısa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal |
|
||||||||||
|
“ Türkülerle büyüttüğüm çocuğun, Acılara serilmiş Dilsiz umudun imkansız sevdasıydın sen… “ Rüyaları çalınmış gecelerde sevdim seni. Yetim cocukların kirlenmemiş düşlerinde büyüttüm seni. Her gülüşün, acılarıma sürülmüş bir merhem gibiydi. Lacivert okyanuslara uzanan umuttu gözlerin.Korkularımı yüreğinde emziren bir imkansız sevdaydın sen.Yeni doğmuş bir bebeğin kundağında uyuttum hasretimi. Kirpiklerin papatyaların avuçlarına uzanmış uyurken, ben yüreğimi közledim acılarında. Sen umuda gülümserken, ben bedenimi közledim bir günahına. Ne olur sus bitanem. Kaybettiğim güneşi senin gözlerinde bulmuşken , ezilmiş goncalarımın yaşlarını gülüşlerinin sıcaklığında kuruturken onca fedakarlığımı ne olur büyütme. Her şey senin yüregin ve sevdan için. Yenilgiyi kuşanmış yılların umuda gülümseyen takvim yapraklarında sevdim seni. Geceleri avuç içlerime uzanıp kirpiklerimle sildim irine bulaşmış yüreğini. Her sabah alnının cayırlarında susuz gezinen çardak kuşlarını gözbebeklerimde emzirdim.Gökyüzüne yıldızları sererken gül kokulu Melek’ler , ben gözlerine mutlulukları motifledim.. Rabbimden hep seni diledim alnımın seccadeyle öpüştüğü zamanlarda. Güneş huylu çocukların gözlerinde büyüttüm seni. Aldırmadım uzaklarda oluşuna, boyun bükmedim arsız yokluğuna. Yüreğimin suskun kelimelerinde sevdim seni. Hasretinde kaç kez öpüştüm sen diye katransı geceyle, kaç kez iç geçirdim güneşin avuçlarından yüreğimi süzülüp dudaklarıma inmeni yanık türkülerle. Sen tutacaksın diye yüreğimi ipsiz uçurumlara saldım. Gözyaşların söndürür diye bedenimi senin günahların için güllerin koynunda yaktım. Kanasa da bedenim hasretinde, ne olur içinde yaşat beni. Yüreğinin sıcak hücrelerinde büyüt beni. Uzaklardan bir çağırsan beni, kirpiklerinden düşen gözyaşlarını dudaklarımla emmez miyim ? Göçmen kuşlarla haber yollasan, karları üzerime giydirip kanayan yaralarını bedenimle örtmez miyim ? Haydi ağlama sen gül yüreklim. İmkansızlığın içinde yürüt beni. Kavuşmamız yasak olsa da yüreğinde büyüt beni.. Aldırma yalnız gecelerde suskunluğuma. Aldırma gözyaşlarıma. Sırtlarımız ayrılık duvarlarına dayansa da sevgimizi imkansızlığın içinde yaşatmadık mı ? Ayaklarımız karların altında yanarken , bir avuç güneşle “ sevdamızı “ kurak topraklarda zamansız yeşertmeyi ummadık mı ? Karanlığa inat yüreğimi yıldızlara yaslayıp sevda bozkırlarda “ umuda “ kök salmadık mı ? Haydi sil gözyaşlarını. Eğdiğin başını “ gökkuşağına “ kaldır. Bu aşka hasretin prangaları vurulsa da bir gün vuslatın şerbetini içeceğiz Zümrüd- ü Anka’nın avuçlarından. Güneş küsse de tenimize, gözlerimizin aydınlığında büyüteceğiz sevdayı dilenen çiceklerimizi. Nerde olursan ol, sevdaya gülümse. Sıcak nefesinle karanlığa yakılmış kandilleri üfle. Dudaklarıma sür,acılarının katransı zehrini. Haydi umuda tutunmuşken, avuçlarından ben içeyim zemzem kokan sevda nehirlerini. Ve mutluluğu solurken gecenin karanlığında kirpiklerinde uyut beni. 03.06.2006 15.26
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ismail sarıgene, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |