Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez. -Joe Louis |
|
||||||||||
|
vuslat ki almış başını -saklamış- ceylanca koşar içimde yalnız... sendeleyen günlere tökezliyorum ayyaş ruhların aygın korkuları saçılıyor soluğuma nefes nefes hançerleniyorum kin büyümez topraklarda hınç biçmek için yaşanmaz! sözü namus gerçeğin ve imbiğinden akarken hayatın hırçın kaygılar yeni yetme hevesleri oynaştırırım kendimle yoksa aklımda değil kuşatmalar,tan vakitleri... serebrina, kutlu günleri soyun varlığına kıyma sesi gür çocukların avluda ağlayışlarına! toz koparan sahillerde yüzmek değil bizimkisi ve bilmem kaçıncı arayışım sevdayı bileklerinin cesaretinde... yalnız bir adamın düşünmüşlüğü değil elbet çoğu/l cümlelerin hitabı! konuşkan kırlangıçları yedirdim yüreğine -serebrina- /varlığının tümseklerinde günbatımlarına doyamadığım/ kızgın suratları kanatma kulağına fısıldarken gökyüzü << tenimden nicedir uzak kireç ölgünlüğü sayfaların tutanaksız hapsinde kıyıldım >> 2- serebrina, kıyamet kadar okşandı tenimde yalnızlık öksürüğe tutulan fırtınaları beynime çeldiremedim -yapamadım- sesinde dağlara ürktüğüm boynumu büktüm /üzdüm kendimi serebrina/ ve kendime üzüldüm taş kokulu çiğdemler yeşerttim geceleri gözlerine boyadım güneşi /yettin serebrina/ -bir bakışın yetti cenneti yeşertmeye- 3- önce cennete çöktüm dizlerimi /bir adımlık kapılardan geçemedim serebrina/ ... ve bin adımda kuşatıldı etrafım kimseye soyunmadım kendimi ki zıddıydı cennetin yokluğu cehennemin varlığına önce boynumu verdim önce boyumu damarlarımdan yitmedin yitirmedim seni serebrina! 4- tümseklerine erişemiyor kıyıdaki güneşler ah serebrina /ışık olmalısın kökü yalnızlığa bürünmüş sancılarıma!/ bilirim yetişemezsin and içmeleri bırakıp ağlamalara -nalan durgunluklar bana yaraşır- kanamadıkça gözlerim bakamam suretinde gizlenene 5- geceye kendini bağıran kuşatmaların yoksunluğunu tenimin soluğuna sıkıştırdım -ki durgunluklara soluyan bir ben daha olamazdım- serebrina sensiz miyim günlerdir senli olanları kendime hapsettim göğsü ekmek kokulu çocuklar gözlerine sustular utançtan /ah yüreği kan çanağı serebrina/ ağlamak ki böylesi kalpten... bir buluşmayı destanlaştıran sesinle oku adımı kutsal kitapların satırlarından ki dinlensin fırtınalar eşiğinde gecenin gökyüzü fısıldıyor serebrina gökyüzü hiç susmuyor 6- bitilmez tümcelerin hesabındayım satır satır içime işleniyor bakışların bir ölçsek seninle kaf dağını bir ölçsek... seğirtken bir sabuklanma olsaydın dilim berceste dokumazdı sesini /ve bulamazdık serebrina / alnımızdaki yazıların dikiş izlerini
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özgül BAŞAR, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |