"...öyküyü yazan bilge, beşinci ya da altıncı göbekten kral torunu olduğumu ortaya çıkaracak şekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote |
|
||||||||||
|
Merhum Adnan Menderes, Milletin sinesinde, Bir silinemez olarak yer almıştır. Ayrıldığı Cumhuriyet Halk Partisinin o dönem itibariyle, Halkın üzerinde baskı ve zulüm uygulamalarını ters yüz etmesidir. Zaten savaşlardan çıkmış bir milletin hali ortadaydı. Bu kadar fedakâr bir millete, mukaddesatı konusunda, Asimile uygulamayı ve fevkalade hor ve hakir görmeleri tuzu ve biberi olmuştur. Milleti hiçe sayan ve asla dikkate almayan, tutuklayan, Faili meçhul cinayet işleyen, can, mal, din, akıl, Ve nesil güvenliğini tahrip eden bir iktidar ortamıydı... İşte Menderes, her şeye rağmen halkının isteklerini bir bir devreye koyuyordu. Fakat hakkında bir sicil tutulduğunu kestiremiyordu. Sicili tutan zinde güçler merhum Menderesi asla tasvip etmiyordu. Devrin cumhurbaşkanı hatıratında diyor ki; “İslami anlayış ve dine teveccüh oka dar artmıştı ki, Bir sel gibi üzerimize geliyordu. Devletin bekası bakımından, dini yaşantıyı kontrol altına almak için, Ezanı serbest bıraktık. İmam hatip okullarını açarak, seli kontrol altına almayı başarmıştık” diyor. Tabi necip milletimiz bu hakikatleri bilmiyor! Nasıl bilsin? Okuyamıyor! Okumak için para yetmiyor! Hayatı boyunca çalışıyor, ama yine bir ek bir iş arıyor! Aldığı maaş, yetmiyor. Muhannete muhtaç bırakılıyor. Fakirhanesine gelince, takatsizlikten bitap düşüyor. Devletin bekası için yapılan bu işler, zinde güçleri çok rahatsız etmişti. Yani siyasiler, hadsizlik yapmışlardı. Siyasilere haddini bildirmek, bunların en kutsallarıydı. Bu bakımdan, güya savunma hakkı verilmiş gibi yapılarak, Nezarette dahi, aile efradının, Yanında dahi, esas duruşta bekletildi. Bir vasiyet ve helallik hakkını da ihlal edildi. Tüküren ve tükürülen, hayâ ve edepten bihaberlerdi. Bunların olmadığı yerde, maneviyat neredeydi, Hala bu yaşıma rağmen, merak ederim. Hüküm verildi ve katli vacipti. Hükmü verenler açısından çok farklılık yoktu. Fakat hükümlünün birisi MASUM, diğeri ise ZALİM di. Mustafa Cilasun
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa Cilasun, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |