..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Özgürlük sevdasý insanýn baþkalarýna duyduðu sevgidir; güç sevdasý insanýn kendine duyduðu sevgidir. -Hazlitt
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Yazarlar ve Yapýtlar > Nigar Özafacan




17 Nisan 2007
Türkü Gibi Bir Yaþam; Fakir Baykurt  
Nigar Özafacan
Cumhuriyet sonrasý aydýnlanma devriminin, köy enstitülerinin açýlmasýyla daha da hýzlý yol aldýðý yadsýnamaz bir gerçektir. Köy enstitüleri, aydýnlanmaya ve Atatürk ilkelerine baðlý genç kuþaklar yetiþtirirken, bir bakýma Türkiye’nin köy gerçeðini de ortaya çýkardý diyebiliriz. Köylerdeki yoksul insanlarýn yaþam mücadeleleri, aðalýk ve toprak sisteminin açtýðý yaralar ve politik yansýmalar; köy enstitülerinden yetiþen edebiyata meraklý gençlerin kalemlerinde hayat buldu. Bu sayede de kimi edebiyatçýlarýn varlýðýný inkar ettikleri “köy edebiyatý” ortaya çýktý. Günümüzde hala büyük bir ilgiyle okunan ve gerçekleri yansýtmaya devam eden bu akýmýn en önemli temsilcilerinden biri de Fakir Baykurt'tur. Gönen Köy Enstitüsü ve Gazi Eðitim Enstitüsü’nü bitiren Baykurt, uzun yýllar öðretmenlik yapar. Yazmaya þiirle baþlayan Baykurt, 80 darbesinin ardýndan yerleþtiði Almanya’da da Türk iþçilerinin yaþamlarýný anlatmýþtýr bizlere.


:BECJ:
Cumhuriyet sonrasý aydýnlanma devriminin, köy enstitülerinin açýlmasýyla daha da hýzlý yol aldýðý yadsýnamaz bir gerçektir. Köy enstitüleri, aydýnlanmaya ve Atatürk ilkelerine baðlý genç kuþaklar yetiþtirirken, bir bakýma Türkiye’nin köy gerçeðini de ortaya çýkardý diyebiliriz. Köylerdeki yoksul insanlarýn yaþam mücadeleleri, aðalýk ve toprak sisteminin açtýðý yaralar ve politik yansýmalar; köy enstitülerinden yetiþen edebiyata meraklý gençlerin kalemlerinde hayat buldu. Bu sayede de kimi edebiyatçýlarýn varlýðýný inkar ettikleri “köy edebiyatý” ortaya çýktý. Günümüzde hala büyük bir ilgiyle okunan ve gerçekleri yansýtmaya devam eden bu akýmýn en önemli temsilcilerinden biri de Fakir Baykurt'tur. Gönen Köy Enstitüsü ve Gazi Eðitim Enstitüsü’nü bitiren Baykurt, uzun yýllar öðretmenlik yapar. Yazmaya þiirle baþlayan Baykurt, 80 darbesinin ardýndan yerleþtiði Almanya’da da Türk iþçilerinin yaþamlarýný anlatmýþtýr bizlere.

Asýl adý Tahir’dir. Köy enstitüsünde eðitim almak için Isparta – Gönen’e giderken, küçücük hayalleri, kendi köyünün sýnýrlarý dýþýna taþmamýþ bir hayatý vardýr. Farklý köyler, farklý insanlar tanýr zamanla. Tanýdýkça anlatmak, anlattýkça çare olmak ister tanýdýðý insanlara. Bunun birey olarak tek yolu da yazmaktýr zaten. Öðretmen olarak atandýðý Anadolu’nun deðiþik köylerinde, köy enstitülerinde öðrendiklerini hayata geçirir. Köylülerin hastalýklarýnda, doðumlarýnda, ölümlerinde yanlarýndadýr; tarlada onlarla birlikte çalýþýr, yokluk içindeki çocuklara umut verir, kan davalarýna, törelerine þahit olur. Tüm bunlarýn izlerini ise yazýðý seksene yakýn kitabýnda yansýtýr.

Halkýn öðretmeni

Her þeyden önce öðretmendi Baykurt. Kendini halkýn öðretmeni olmaya vakfetmiþ, bu uðurda sürgünlere ve hapisliklere katlanmýþtý. Ýyi bir sendikacýydý da. Toplumcu ve muhalif tavrýyla 12 Mart öncesinde Türkiye Öðretmenler Sendikasý (TÖS) ve Tüm Öðretmenler Birleþme ve Dayanýþma Derneði (TÖBDER)’nin hem kurucularý arasýnda yer almýþ, hem de genel baþkanlýðýný yapmýþtý. Çok partili döneme geçiþin ardýndan yaþanan sancýlý yýllar, Adnan Menderes iktidarýnda baský ve yýldýrma politikasýna dönüþünce, öðretmenler de bu politikadan nasiplerini almýþlardý. Öðretmenler hem sürgün ediliyor hem de meslekten atýlma ya da hapislerle yýldýrýlmaya çalýþýlýyordu. Tam anlamýyla “öðretmen kýyýmý”nýn yaþandýðý bu yýllarda, Fakir Baykurt da öðretmenlikten alýnarak pasif göreve verildi. Ancak yýlmadý. Hayallerindeki gibi bir eðitim sistemi için çýrpýndý ömrü boyunca. Sürgünlerle dolu yaþamýnda öyle bir köy hayal etti ki; köylülerin hepsinin eðitimli olduðu, tarlalarýnýn verimli olduðu, hayvanlarýnýn bol olduðu, doktor sýkýntýsý çekmedikleri, gazete ve kitap bulabildikleri ve okuyabildikleri… Tam baðýmsýz bir Türkiye özleminden hiç vazgeçmedi. Bu dönemin gelip geçici olduðundan ve ülkenin daha ileriye gideceðinden, aydýnlanmanýn süreceðinden hiç kuþku duymadý. Yakýnlarýnýn, ailesinin, hatta kýzý Iþýk Baykurt’un bile en ümitsiz olduðu anlarda “Üzülme kýzým, üzülme… Her þey düzelir… Karabük’te kol gibi demirler bile düzeliyor, bu da düzelir… Düzelmese de üzülme” diyecek kadar inançlý bir aydýnlanmacýydý.

Edebiyat çok önemli bir olguydu O’nun için. Eylemlerin tükendiði anda sözler baþlýyordu ve söz, edebiyat demekti. Düþünüyor, yazýyor ve yazdýklarýnýn ýþýðýnda bir dünya arzuluyordu. Ancak düþünmenin ve yazmanýn da sonuç vermediði zamanlar olabiliyordu. 12 Mart döneminde kapatýlan TÖS’ün genel baþkaný olarak askeri mahkeme tarafýndan yargýlandý ve hapse atýldý. Mamak Cezaevi’nde çektiði 8 yýl hapis cezasýný, onurlu bir aydýn olarak tamamladý. Sýk sýk çýkarýlan af tartýþmalarýna son noktayý koymuþtu bile; O ve arkadaþlarý aftan yararlanmayacaklardý. Sonuç olarak affedilecek bir þey yapmamýþlardý ki! Anýlarýnda bu düþüncesi ile ilgili þöyle der Baykurt; “Eðer affý kabul etseydik, yasadan yararlanmak isteseydik, arkadaþlarla birlikte hemen içeriden çýkacaktýk. Ama o zaman sýkýyönetim savcýsýnýn iddianamesindeki öðretmenlere yönelik suçlamasýný da kabul etmiþ olacaktýk.” Hapisten çýktýktan sonra, yazmaya devam etti. Ancak kýsa bir süre sonra gelen 80 darbesiyle birlikte aydýnlar, düþünenler ve yazarlarý bekleyen tehdit açýktý. Bunun üzerine Almanya’ya yerleþti. Ancak ne ülkesinden ne de ülkesinin sorunlarýndan uzak kalmadý. Almanya’da Türkçe öðretmenliði yaptýðý yýllarda, Türkiye’den Almanya’ya devam eden göç neticesinde yaþanan sorunlarý, oradaki Türk iþçilerinin yaþam mücadelelerini anlattý bu kez de.

Öðretmenliðin yaný sýra Milli Folklor Enstitüsü Uzmanlýðý, ODTÜ’de Halkla Ýliþkiler ve Yayýn Müdürlüðü, Kültür Bakanlýðý Danýþmanlýðý gibi birçok görevde de bulunan Fakir Baykurt; þiirlerini, öykülerini ve makalelerini Kaynak, Ýmece, Varlýk, Yeditepe, Yazýn, Fikirler, Yön ve Cumhuriyet gibi gazete ve dergilerde yayýmladý. 10 Ekim 1999 yýlýnda Almanya’nýn Duisburg kentinde ölümüne dek, yazýlarýný Evrensel gazetesinde yayýmlamayý sürdürdü. Ölümünden bir yýl önce öðretmenlerin davetiyle geldiði ülkesinde, Ege bölgesinde birçok il ve ilçeyi gezerek, söyleþiler ve imza günleri düzenlediðinde, okuyucularý ve meslektaþlarýna “gelecek yýl görüþmek üzere” demiþti, fakat hastalýðý buna izin vermedi.

“Yazmak istediðim yaþamý elimle tutacak derecede tanýmak isterim.”

Ýlk romaný Yýlanlarýn Öcü’nü, 1959 yýlýnda Artvin’de ortaokul öðretmeniyken yazar Baykurt. Karataþ köylülerinden Kara Bayram, karýsý Haçça ve anasý Irazca’nýn, köyün muhtarý ve aðasýna karþý baþkaldýrýþýnýn öyküsüdür Yýlanlarýn Öcü. Demokrat Parti iktidarýnda yavaþ yavaþ su yüzüne çýkan, parasal gücü elinde bulunduranlarýn köylüyü sömürme olgusunun romanýdýr. Köylü artýk milletin efendisi deðildir ne de olsa. (!) Gücün karþýsýnda boyun eðmeli ve sindirilmelidir. Ne pahasýna olursa olsun ezilmeli ve susmalýdýr! Haklý davalarýnda mahkemeye bile gidemeden tehditlerle karþýlaþýr Kara Bayram’ýn ailesi. Ve roman Anadolu kadýnýnýn simgesi haline gelen Irazca Ana’nýn isyaný ve feryatlarýyla son bulur. Abartýdan ve süslemelerden tamamen uzak, realist bir bakýþ açýsýyla yazýlan bu roman, bir üçlemenin baþlangýcýdýr. 1961 yýlýnda yazdýðý Irazca’nýn Dirliði’nde, Kara Bayram’ýn köyü terk etmesine raðmen yýlmayan Irazca Ana’nýn etrafýnda dönen yaþam mücadelesini; 1977’de yazdýðý Kara Ahmet Destaný’nda ise Irazca Ana’nýn torunu Kara Ahmet’in mücadelesini anlatýr Fakir Baykurt. Hem bu üçlemede, hem de diðer yapýtlarýnda yoksul köylülerin çaresizliðini, devletin temsilcilerinin genel olarak güçlüden yana tavýr almasýný, insanlarýn buna karþý olan öfkelerini ve direniþlerini anlatmýþtýr. Gerçekçi ve toplumcu bir bakýþ açýsýyla yazdýðý romanlarýnda köylüleri anlattýðý için dili sade ve yalýndýr. Kitaplarýnda kýrsal kesime has tanýmlar oldukça fazladýr. Bu yüzden de eserlerinde sanatsal yönün az olduðuna, bireyi ideolojilerinin ardýna attýðýna dair eleþtiriler yapýlmýþtýr. Fakat bu tarz, yani köy edebiyatý akýmýnda roman yazanlarýn üsluplarý sade ve dil oyunlarýndan uzaktýr. Çünkü onlar, içlerinde yaþadýklarý toplumu, yani köy insanlarýný aydýnlatmaya ve kentte yaþayanlarýn bu gerçekleri anlamalarýný amaçlarlar romanlarýnda. Belki de bu nedenlerle köy edebiyatý, 80’li yýllarda neredeyse aþaðýlanmaya varan eleþtirilerle karþýlaþmýþtýr. Bu eleþtirilerin somut hedefi de büyük ölçüde Fakir Baykurt olmuþtur. Kentli aydýnlarýn eleþtirilerine maruz kalýyor, bunun yanlýþlýðýný þu sözlerinde dile getiriyordu Baykurt; “Dýþarýda kalýyoruz dýþarýda. Hatta yukarýda… Yurdumuzda aydýn kiþinin tutumu, halka, köylüye hep dýþarýdan, yukarýdan bakmak, yemeðinden yememek, yataðýnda yatmamak… Hatta tiksinmek, hor görmek, küçümsemek… Halk ayrý, aydýnlar ayrý iki kutup; ara yerde de insanýn gücüne giden kocaman bir uçurum.” Yaþamadýklarýný yazmaktan hep kaçýnmýþtýr. Yazmak için yaþamanýn gerekliðini savunmuþtur. “Benim yazma yöntemim katýlýmcýlýk diye özetlenebilir. Köylünün yaþamýný da öyle yazdým. Düþ gücüne de güvenirim tabii ama yalnýz ona yaslanmam. Yazmak istediðim yaþamý elimle tutacak derecede tanýmak isterim. Bugünkü yazarýn görevi doðru yazmaktýr, doðru bilgi vermektir, doðruyu dosdoðru göstermektir. Son dönemlerde belgesel kitaplara gösterilen ilginin nedeni budur. Okur, doðru bilgiyi istiyor. Yazar insan doðru görmeli, dosdoðru göstermelidir. Bundan, uzaktan baktýðým, karþýdan seyrettiðim, elimle yakalayamadýðým durumlarý yazamam, buna cesaret edemem.”

Fakir Baykurt, 70 yýllýk yaþamýnýn 65 yýlýný, “Köy Enstitülü Delikanlý” adlý eserinde bölüm bölüm yazdý. Burdur’un bir köyünden çýkýp Anadolu’yu dolaþan, milletin efendisiyken yeniden köleleþtirilmeye çalýþýlan köylülerin yaþam mücadelelerinde rehber olan, baskýlar ve zulüm gören yaþamýný…

Benim dileðim
Yüz yýldan fazla yaþamak deðil
Bir küçük dileðim var halkýmdan
Mutlu olduðu o güzel mevsimde
Bir türkü süresi anýmsatmak
Onu da paþa gönlü bilir.

Fakir Baykurt (1989)

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: ...
Gönderen: Pelin ÖZASLAN / Ýzmir/Türkiye
12 Eylül 2007
Ellerinize saðlýk,bilmediðim birçok bilgi edindim yazýnýzdan. Birkaç bilgi de ben eklemek istedim izin verirseniz. Fakir Baykurt Burdur'un Yeþilova ilçesine baðlý Akçaköy'de doðmuþ ve halen Burdur ilinde adý sürekli anýlmakta ve yaþatýlmaktadýr.Ayrýca ölümünün her yýldönümünde,memleketi Burdur'da,adýna kurulan Fakir-Der tarafýndan düzenlenen çeþitli etkinliklerle anýlmaktadýr.Eðer yolunuz düþerse,herkesin katýlmasýný tavsiye ederim.Teþekkürler.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve yapýtlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
"Ilgaz, Anadolu"nun Sen Yüce Bir Daðýsýn. Eteklerinde Kitaplar" *
"Size Sunuyorum Tüm Þiirlerimi, Ey Tarihin Hürriyet Kavgalarýnda Ölenler!"

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yarým Kalan Bir Mucize; Köy Enstitüleri


Nigar Özafacan kimdir?

3 yýldýr yazýyorum. Kendimi bir edebiyat tutkunu olarak tanýmlayabilirim. Çeþitli gazetelerde muhabirlik yaptým. Amacým, yazýlarýmýn geniþ kitleler tarafýndan okunabilmesi. Bu amaçla durmadan yazýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Hýfzý Topuz, Cemal Süreyya, Sait Faik Abasýyanýk, Can Dündar, Özcan Bilir, Piraye Þengel


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Nigar Özafacan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.