Sevgi dünyadaki yaşam ırmağıdır. -Henry Ward Beecher |
|
||||||||||
|
Ben seni kucaklarım her zamanki yokluğunda, rüya ile gerçek arasında… Ölümle yaşam arasında beni de karanlıklar kucaklasın be bırak… Seni soğuk duvarlara emanet ettim, sevdasına kurban olduğum şakacı çocuk ben yokum artık… Tükendim, yas’landım, yaşlandım artık… Bu halimle çıkamam ki sevda yokuşlarını… Nur topu gibi taze sevdaların gülüşlerini kucakla sen, unut yanaklarıma çökmüş sevda gamzelerimi… Çek kopar beni senden… Darağacım oldu gözlerin, umudu kestim senden, sen de bırak beni… Geceye uzattığım saçlarıma yıldızlar takma… Adımın baş harfiyle başlasa da alfaben sil bu deli sevdayı yüreğinden… Keşke o şarkıdaki gibi olsaydı gidişin… Bir şey demeden, arkanı dönmeden, şikayet etmeden… Hiçbir şey almadan bir şey vermeden gitseydin be can… Gönlümde izin kalmadan gitseydin ya… Yürekli bir türkü sanmıştım dilindeki bu sevda ateşini… Zindandan karanlık bir gecede bu firar niye, kime ki… Elim yüreğimde, yüreğim o kız çocuğunda kaldı şimdi… Söylenmemiş sözlerimi söyleyecek hal kalmadı bende… Bu akılsız ayrılığın bahanesi neydi söyle… Söyle her dem taze kalacak sevdamızı solduran mevsimin adı neydi… Sözündeki taşlara, gözümdeki yaşlara değdi mi söyle… Boşver be bırak her şeyi… İşte bahar geldi kendini taze çiçeklerin koynuna bırak sen… Eski bir şarkı olsam da dilinde, yeter bana bu kalp ağrısı… Akılsız zamansız bir yeşermenin aldanışı bu olsa gerek… Elimde kalan; suya hasret toprak gibi çatlamış, parçalanmış bir düş… Sen ise hayatın özü olan sevdayı almış, özlenen bir deliyürek… Hayatı çözdün artık çocuk, öğrendin onun gibi acımasız olmayı bak çabucak… Canın sağolsun senin, sevdalara kanatlanan yüreğin her daim mutlu olsun… Nefesine kurban olan bu yürek sana hayran yaşar yine de, her satırda dolmayan çilesini yazar ağlaya ağlaya… Benden öte duygularımla gününü aydınlatamazsam da bir avuç güneşimi yollarım sana… Başım derde girse de, ben gecenin karanlığında kalayım bırak… Aşkım şifa bulmayacak bir derde tutulsa da sakınma gerçeklerini, yık üstüme hasretleri, göm beni… Sırtımdaki bin bıçağın birinde ismin yazsa da, yaralı yüreğimle yaşarım ben… Hem, hem kaç yılım kaldı ki yaşanacak… Vurgun yese de yüreğim Yalancı bir baharda solsa da göğsümdeki çiçeğim Koynumda bir boşlukla, Senden umudu kestim sevgilim… İçinde ağlayan kız çocuklarını susturmak için Beni kendine sorma artık… Can evimden vur, umutlarımdan yarala… Çözdüm kelepçelerini yüreğinin… Adından bile vazgeçtim ben… Vazgeçişim sevmeyişimden değil sevgilim… Ölüme senden daha yakın oluşumdandır bilesin… 06/08/2007 Ayşegül TEZCAN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ayşegül Tezcan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |