Düşgücü güzelliği, adaleti, mutluluğu yaratır. -Pascal |
|
||||||||||
|
Bu gün tam 45 gün oldu. Sensiz geçen tatsız tuzsuz 45 gün. Her ne yana baksam sen varsın. Seni çok ama çok özledim. Böyle bir gidişi hiç anlamadım. Alışmak mümkün değil sensizliğe. Ne acı ki artık sana dokunmak, sana sarılmak, seni öpmek mümkün değil. Ölüm böyle işte. Artık o sevdiğin insan sadece kalbinde ve aklında. İnsan kabul edemiyor bir türlü. Sanki sen bir yere gitmişsin de gelecekmişsin ya da numaranı çevirsem sesini duyacakmışım gibi geliyor. Sonra kafama dank ediyor. Bu imkansız………… Resmine bakıyorum o güzel gülüşüne bazen de hastahanede kaydettiğim sesini dinliyorum. Ama hiçbir şey fayda etmiyor. Hiçbir şey…… İnsanın en aciz kaldığı şey ölüm ne yazık ki. Hep orada olduğunu bildiğin, gülüp konuştuğun canın, birden yok oluyor. İnanmak gelmiyor insanın içinden. Sanki bir rüyaymış gibi. Şaka yapıyormuşsun yada uyuyormuşsun da biraz sonra gözlerini açacakmışsın gibi gelmişti bana, kefenine sarılmış yatarken sen. O yüzündeki huzurlu ve sanki tebessüm eder gibi ifaden bana böyle düşündürmüştü. Ama öyle değilmiş işte. O buz gibi alnından seni öptüğümde bile bekledim ki gözlerini açacaksın. Ama açmadın. Anladım bizi gerçekten bırakıp gidiyordun. Ne diyebilirdim ki….. Seni alnından öpüp güle güle git, huzur içinde ol kardeşim demekten başka. Ama orada mutlu ve huzurlu olduğunu düşünüyorum. Artık tüm acılarının dindiğine, hiç sevmediğin o hastahaneden kurtulduğuna sevindiğine inanıyorum. Ben hiçbir zaman senin hasta olduğunu görmemiştim ki. Bu illet gelip seni bulduğunda da bundan kurtulabilirsin diye inandım ve hep dua ettim. Ama olmadı. Seni öyle yatakta yatarken görmek ve hasta olduğunu kabul etmek o kadar zordu ki. Sen hiç şikayet etmeden bir bebek gibi yatıp bize hep gülümsedin. Ağrın var mı dediğimde bile önemli değil diyebilecek kadar cesurdun. Biliyor musun son ana kadar hep mucize bekledim hep bekledik. Doktorlar bile gerçeği biliyorsunuz değil mi derken bizim mucize beklediğimize şaşırdılar galiba. Oğulcuğun mucize olabilir değil mi teyze demişti. Ama sen o makineye bağlandığından sonra mucize diye bir şey yokmuş dedi. O yaşta hayat ona da en acı yüzünü gösterdi. Hayat öyle tuhaf ki. Bazı şeylerin geri dönüşü yok asla. Ama iyi ki hep bir arada olduk. Paylaştığımız ne çok şey var. Anılarımız var. Ben yaşadığım sürece hatırlayacak ve unutmayacak olduğum koskoca bir yaşanmışlık var. Adının anlamı gibi içimizde yayılmaya ve büyümeye devam edeceksin. Gördüğüm en güzel çiçek demeti olarak ........ Ve hep öyle kalacaksın FİGEN. Aslında sen hiç ölmedin biliyor musun. Daima seni hatırlayan ve sevenler olacak. Bu da ölümsüzlük değil mi dir? Unutulmamak, hep hatırlanmak değil midir ASLINDA yaşamak.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Füsun, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |