..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
En büyük mutluluk ve en büyük sıkıntı anlarında sanatçıya gereksinme duyarız. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Anılar > Füsun




20 Nisan 2007
Bu Şehirde Olmak  
Füsun
Şehri tepeden gören bir yerde okul. O sıcakta yokuşu tırmanmak ne zor geldi bana. Hiç böyle bir sıcak görmemiştim. Okulun bulunduğu semt göçlerle oluşmuş. Evler tek göz oda, içeride bir kaç koyun, anne, baba ve 9-10 çocuk... Anlatılmaz bir şey görülmesi lazım. Sokaktan pis sular akıyor sıcak hava ile koku dayanılmaz. İnsanlar çok sıcak kanlı ve çocuklar çok tatlı. Anladım ki onlarla hayata tutunabilirim. Onlarla yeni bir beni keşfettim. Mücadeleci, hırslı, sevecen yanımı gördüm. Bunca zorluğa rağmen mutluyum. Bu gün sınıfta ağladım. Evet ben ilk kez mutluluktan bu şehirde ağladım.


:AICC:


Şehri uzaktan gördüğümde ilk tepkim aman Allahım ben nereye geldim oldu.
O girişteki mağara evlerdi galiba böyle düşünmeme sebep , bir de alışık olduğum yeşilliğin olmaması.
Sonra şehrin içine girince sıradan bir şehir dedim kendi kendime. Bavulum elimde misafirhaneye gittim yerleştim.
Burası başka bir diyar gibi. İnsan burada kendini kaybediyor ama başka bir ben keşfediyor kendinde.
Okulu görmeye gittim. Şehri tepeden gören bir yerde okul. O sıcakta yokuşu tırmanmak ne zor geldi bana.
Hiç böyle bir sıcak görmemiştim. Okulun bulunduğu semt göçlerle oluşmuş. Evler tek göz oda, içeride bir kaç koyun, anne, baba ve 9-10 çocuk...
Anlatılmaz bir şey görülmesi lazım. Sokaktan pis sular akıyor sıcak hava ile koku dayanılmaz. İnsanlar çok sıcak kanlı
ve çocuklar çok tatlı. Anladım ki onlarla hayata tutunabilirim. Onlarla yeni bir beni keşfettim. Mücadeleci, hırslı,
sevecen yanımı gördüm. Bunca zorluğa rağmen mutluyum.
Bu gün sınıfta ağladım. Evet ben ilk kez mutluluktan bu şehirde ağladım.
Çünkü bu gün ilk kez okudular , onları öptüm. Mutluyum işte. Anlık mutluluklar yaşıyorum. Bazen polyannacılık oynuyorum.
Başka türlü olmuyor zaten.Hafta sonları yakınlardaki yerlere gidiyoruz.
Nemruta gittiğimde kendimi başka bir gezegendeymiş gibi hissettim. O soğukta güneşin doğuşunu ve batışını
seyretmek, arkanda şimdi yapılması mümkün olmayan heykeller varken bir tuhaf ruh haline girmeme sebep oldu.
Evet orada Tanrıların heykelleri eşliğinde o manzaraya bakarken kendimi herşeyden soyutlanmış , bu dünyadan uzaklaşmış
ve tüm zorlukların üstesinden gelebilecek güçte hissettim.O heykellerin o kalabalığa rağmen hüzünlü yalnızlıkları
beni sarhoş etti. Belki de benim gibi kalabalıklarda yalnızlık hisseden birinin böyle düşünmesi normaldir.
Yine eski dünyama dönme zamanı geldi.Çocuklar neşe kaynağı.Daha önce çocukları bu kadar sevdiğimi bilmezdim.
Beni seviyorlar. Tek yalansız sevgi galiba onların ki.
Bu gün sağlık taraması için okula gelen sağlık ekibi bir kaç çocukta şark çıbanı tespit etti. Tedavi görmeleri gerekiyor.
Sınıfa, o mikrobu yayan sineğin afişlerini astım. Hain sinek artık hepimiz tarafından tanınıyor.
Bu öyle bir mikrop ki tedavi sonunda yinede iz kalıyor.Hayat boyu kalan bir iz. O güzel yüzlerin çoğunda bu izlerden var ne yazık ki.
Bildiğim herşeyi onlarla paylaşıyorum. En çok da sevgimi... Onlar sevgiye aç. Bana mektup yazıyorlar. Anne kelimesi ile başlayan.
Geçenlerde benim çocuklarım çok akıllı hele matematik de süperler dedim. İlk defa tanıştığımız biri kaç çocuğunuz var diye sordu.
Cevabım 85 oldu. Yüzündeki o şaşkın ifadeye çok güldük.
Hayat böyle işte .... Her istediği olmuyor insanın. Bu şehirde sevdiğim , sevdi sandığım insanı hiç unutamasamda
başka sevgilere açtım kalbimi. Ve gördümkü sevmek herşeye rağmen sevmek mümkün. Bunu hep bildim ama o ne yazık ki
bilemedi. Başkalarının hasta takıntıları uğruna beni böyle orta yerde bıraktı. Sevgisine sahip çıkamadı.
Belki de gerçekten söylediği gibi benim kadar cesur değildi. Evet bana söylediği gibi ben cesaretliyim ,
acılarımı zorda olsa bastırmaya çalışıyorum. Onun sandığı gibi öyle kolay değil.
Değer verdiklerin canını yaktığında acın kolay kolay dinmiyor.
Evet ben seni unutmak için bu şehirde yeni bir beni keşfetmeye başladım, sana olan sevgimi o sevgiye aç çocuklarla paşlaşmaya alıştım.
Artık sen uzakta kalan ve pişmanlığını avaz avaz haykırmasına rağmen dönemeyecek olduğum gerçeğimsin.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mutlu Olmak Bu Kadar Zor Mu?
Bende Mutlu Olabilirdim
Herşey Bir Masalmış
Bu Gün Sevgililer Günü
Figen'e (Seni Seviyoruz)
Aşıkın Gözü Körmüş
Sana Rağmen

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sen Yoksun [Şiir]
Gidiyorum [Şiir]
Anlamı Yok [Şiir]


Füsun kimdir?

Biriktirdiklerimi yazmayı seviyorum. Yazdığım herşey bende iz bırakanlardır. Sevincimi, hüznümüde yazıyorum ve yalnızlığımı. Şarap misali tortularım çok acı. Belkide acıyı seviyorumdur. Sevmeyi seviyorum. Hatta herkesi kendimden daha çok sevdim. Belkide o yüzden bu kadar acı biriktirdim. Ama hepde bildim; En büyük zaferimiz düşmemek değil, düştüğümüz zaman ayağa kalkmamızdır. . . . . . Hala ayaktayım. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Bir hayat varsa yaşanacak ki yaşıyor her insan onu kendine göre o zaman yazılacakta çok şey var demektir.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Füsun, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.