"Bana ev hikayesinden söz açmayın. Artık benim oraya gideceğim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Öğretmen olacak benim akıllı kızım diyerek yazdırıldım okula. Büyük beden alındı hep önlüklerim abla olana kadar giydim. Çok yemek yedirildi hep, çok ta süt içtim. Arkadaşlarım vardı sokakta, bende çıkıp oynamayı istedim. Çingeneler kaçırır dedi büyüklerim. Abla olanlarıda kaçırabilirler korkusuyla camdan seyrettim evcilik annelerini. Kardeşim ağladı uykusundan uyanıp, git oyala kardeşini dendi bu kez. Öğretmen adayı olmanın ağırlığıyla evdede sarıldım kitaplara. Okursam daha büyürüm diye düşünürken ses etti rahmetli anneannem içerden; gel dedi yemeği öğren, evleneceksin ilerde.. Sanırım on yaşlarındaydım. Oniki yaşlarında yemekleride öğrendim halı yıkamayıda.. Okul bitmeden hazırdı çeyizlerim. Ben serpildim çeyiz serpildi. Okuyamadım. Söz sırası eşimdeydi. Anne olmak zamanında olduğumu hatırlattı birileri. Patikler ördüm renk renk. Kimse farkında değildi eksik kalan çocukluğumun. Masal anlattım çocuğuma, kendi çocukluğumda kalan gözlerimde süzerek. Elimde kitaplarla salladım çocuğumu. Kimse farkında değildi öğretmen olamadığımın. Eşim aldattı bir ara. El kiridir çıkar dedi eş-dost. Anlaşamadık ayrıldık. Üzülme dedi arkamda olanlar. Sevindim tekrar seversin dendiğinde. Sandımki sevdiğimde sevinecek herkes. Kimse yine farkında değildiki sevebileceğimin.. Otuz yaşına geldiğimde yaşlanıyorum dedim anneme. Dur bakalım dedi inançla.. Gençsin neler çıkacak önüne daha.. İnandım bu güvene. Sevdimde az zaman sonra. Ayıp dedi annem bu sefer. Kaç yaşına geldin neymiş aşk meşk, hem ne der elalem. Yine unutmuştu kaç senemin sevgisiz geçtiğini. Kanser oldum sonra .Üzüntüden, az çekmedi kızcağız dediler. Her gelen ağladı gençliğime. Bolca yasin döktürdüler gözyaşlarına katıp. Kimse hissetmedi daha yaşamak istediğimi. İyileştim. Boşa çıktı yasinler. Yaşamadıklarım vardıya, bir sevindim bir sevindim. Kalınan yerden devam edermiş yaşam, bıraktığın yerden değil. Bunu çok geçmeden anladım. Hadi dedi bu kez herkes; evlen iyileştin, yada iş bul sağlığına kavuştun. Hayırlı kısmetlerde bulundu elbirliği yapıp. Direnince kızdılar. İyiliğini istemezmiyiz biz senin diyerek. Ne kadarda masumdular. İşlemediğim günahların farkında değildi ki kimse. Çocukkende böyleydi diyor hala büyüklerim. Elinden kitap düşmezdi. Güçlü buluyor beni arkadaşlarım. Neler atlattın maşaallah diyorlar bana. Kimse farkında değil otuzdokuz yaşımın. Ne kadarı bana aitti hayatımın?? Ne kadarından sorumluyum ki şimdi?? Hele bir kırk yaşına gel derdi annem hep. Sonrasına ne düşecek yaşantımın.. Kendim oldum kiramen katibin,erken ahiretimde Kendim sordum soruları. Bildiğim cevaplardı hepsi aslında.. Hala kimse anlamadı otuzdokuz yaşına geldiğimi
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gülay Erzengin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |