Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Sen Pulathane’yi gezdin mi dostum? Bir görmeden tarif etmek zor şimdi Güzelliği sen de sezdin mi dostum? Sualini yavaş yavaş sor şimdi Güzellikler bölüşülür, paylanır Ağıtlarda hasret, acı söylenir Hıdırnebi Yaylası’nda yaylanır Kavranlara basılmıştır lor şimdi Buralarda fitne, fesat az olur Müminin yüzünde nurdan iz olur Hakikate giden yollar düz olur Gerçekleri görmeyenler kör şimdi Bahçelerde çiçek açar, yaz gelir Baharla birlikte bize haz gelir Koca ömür insanlığa az gelir Aç gözünü hakikati gör şimdi Yücesinde boz bulanık kör duman Hasat vakti gelir kurulur harman Çiçeklerde saklı bin çeşit derman Yeşilliği gözlerimde fer şimdi Sabah namazında kalkılır işe Tez vakitte haber salınır eşe Haram yiyip asla dönülmez köşe Köylünün sırtından akar ter şimdi Mutluluk ışığı yansıyor gözde Samimiyet elbet gizlidir sözde Seher vakti rızk aranır denizde Deryalara atılmıştır tor şimdi Muhabbetler büyür dönüşür aşka Aşk varsa gönülde gerek yok köşke Ömrüm bu toprakta geçseydi keşke Hicrandan vuslata erer yâr şimdi İrem’i andırır yeşil bağları Yücelere kanat gerer dağları Afiyetle yenir taze yağları Doğru mu, yanlış mı, karar ver şimdi Gecenin kör vakti garipler ağlar Denizler köpürür, ırmaklar çağlar Yeşile bürünür çiçekli bağlar Menekşeler bahçelerde mor şimdi Hiçbir yer değildir gönlüme göre Hicran ateşine, kavuşmak çare Gitmeye meylim yok başka bir yere Şuraya bir yatak, yorgan ser şimdi On Yedi Şubatlar bayramdır bize Döküldü düşmanın leşi denize İmanla Salip’i getirdik dize Hakk’a karşı kenetlenmiş şer şimdi Övünmek hakkımız düşman utansın Ülkemi bölüşen ferman utansın Türk’e kefen biçen cihan utansın Olanları hayırlara yor şimdi Akçabatlı’m Sargana’yı unutma Garibi hor görüp zalimi tutma Ceddinin sözünü yabana atma Hayatını muhabbetle ör şimdi Hasret hançer olur, boynumu vurur Ruhumu bedenden alıp savurur Yüreğimi baştanbaşa kavurur İbrahim’in ateşinde kor şimdi Sılanın zehiri, kederi gurbet Ölümün ötesi, beteri gurbet Garibin azığı, kaderi gurbet Piştik artık yakmaz bizi nâr şimdi Köftesi, horonu mühürdür çağa Başlasın eğlence, dizilin sağa Çek dizleri, tenin değsin toprağa Dört bir yanda oynanıyor bar şimdi Ne söylesem el âleme söz olur Söylemesem yüreklerim köz olur Bahar gelir, benim ruhum güz olur Karadağ’da üşür yağan kar şimdi!... M.NİHAT MALKOÇ
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |