"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacı değil miyiz!" -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Türkiye'de tekrar eden bir terör olayı var ve hiçbir değişiklik yok. Harekete geçen kaderi ters yüz edecek ve statik toplum anlayışını bozacak bir değişme bir gelişme yok. Talihsizliğimize ağlamak, hamasi tavırlar içinde olmak engelleyici bir duruş olmayacaktır. Ortada ciddi bir savaş varken sloganvari konuşmalar tarihin çöplüğüne çoktan atılmışken bağırıp çağırmalar hiç de bilimsel olmayacaktır. Bıkkınlık veren tekrarları bir kenara bırakıp artık harekete geçmenin tam zamanıdır. Artık dağlara karakol kurup üç beş askeri orada konuşlandırmanın değil uzaydan uydu aracılığıyla sınırları gözetlemenin zamanıdır. Zekayı kullanmanın, aklımızı başımıza almanın günüdür bugün. Türk milleti ilerleme duygusundan yoksun değildir. Sürekli yerinde sayacak, ya da uygun adımda yürüyecek anlayışta değildir. Sadece kendisine yeni yollar çizecek yeni köprüler açacak durumda değildir. Çünkü meşrulaştırılmış düşüncelerden sıyrılıp hiç korkmadan yeni düşünceler ortaya koyabilecek başını darağaçlarına kaptırmıştır. Düşünmekten korkmuştur. Hayal kurarken bile geleneklerin göreneklerin kıskacından kurtulamamıştır. Beyninin mahrem odalarına girmekten utanmıştır. Böyle olunca monotonluktan ve statikodan kurtulamamıştır. Generallerin veya uzmanların görüşü çok önemli olurken kendi fikri değersiz olmuştur. Düşünemeyen bir toplum haline gelen Türk milleti yeni yollar açabilecek düşünceyi kendinde bulamamıştır. Süregelen bir hayatı yaşamaya mahkum edilmiştir. Bu ceza yetmemiş bir de terörle tanıştırılmıştır. Türk milleti tekrarlardan bıkmıştır fakat ne yazık ki kendi yolunu kendisi çizmek ve koşar adımlarla hareket etmek istese de hayatın çakıl taşları ayaklarına batmaktadır. Hep aynı yollarda hey aynı aymazlıklarla ve vurdumduymazlıklarla karşılaşmaktadır. Türkiye sürekli falakaya çekilmekte tekrar tekrar mayın tarlalarına sürülmekte bu ezberi bozacak kimseyi ise bulamamaktadır. Tekrar eden cahillikler, geri kalmışlıklar, teknolojisizlikler ve imkansızlıklar elini kolunu bağlamakta, çağdaş uygarlık söylemleri havada kalmakta, hatta savaşacak bir uçak bile yapamamaktadır. Türkiye'nin yaşadığı ve geldiği nokta bir savaş noktasıdır.Bu noktadan hareketle vurdumduymazlığa ve aymazlığa devam edilirse Türkiye bu savaşı kazanamayacaktır. İnsanlar ölmeye devam edecektir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |