..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Kent > Nebi AKGÜNGÖR




16 Kasým 2007
Kantin Güncesinin Son Harfleri  
Nebi AKGÜNGÖR
Okul koridorunun baþýndaki atýk kaðýt sepetini metecessin gözlerle karýþtýran müstahdem bir dergi buldu."Türkü” yazýyordu üzerinde derginin.Temiz fakat sayfalarý kopmuþ geriye sadece baþlýðý “Kantin Güncesinin Son Harfleri” olan bir yazý kalmýþtý.Müstahdem baþka taraflarý karýþtýrmayý býrakarak,ilgili gözlerle yazýyý okumaya baþladý.


:BAAC:
Okul koridorunun baþýndaki atýk kaðýt sepetini metecessin gözlerle karýþtýran müstahdem bir dergi buldu.””Türkü” yazýyordu üzerinde derginin.Temiz fakat sayfalarý kopmuþ geriye sadece baþlýðý “Kantin Güncesinin Son Harfleri” olan bir yazý kalmýþtý.Müstahdem baþka taraflarý karýþtýrmayý býrakarak,ilgili gözlerle yazýyý okumaya baþladý.


KANTÝN GÜNCESÝNÝN SON HARFLERÝ

Ankara çoktan gözlerini açmýþ,yeni bir güne uyanmýþtý.Dil-Tarih’teki ýhlamurlar yeþil yapraklar arasýnda sarý ak salkýmlarýyla titreþiyorlardý.Ihlamur salkýmlarýnda yýkanan ince bir esin bahçenin körpe otlarýyla oynaþýyordu.Daha ortalýk iyice ýsýnmamýþtý.sýhhiye kalabalýk kaldýrýmlarýyla yaþamýn keþmekeþine gömülmüþ;öðrencisi,memuru,iþportacýsý dalga dalga toplanýp daðýlýyordu.Her þey konuþmuþtu.Güne baþlamanýn enerjisiyle konuþmuþ.Yudum yudum sabahýn sýcaklýðýný içiyordu.Dil-Tarihteki hava ise kalabalýðýn içinde insanlarý üþütüyor,umutsuzluk ve hüzün kokuyordu.Yaþlý bir otobüsü idare eden frenleri yanýk bir aðýt tutturmuþ inildiyor;Yeniþehir Ýstasyonunda çalýþan demiryolu iþçilerinin yeknesak gürültüsüne karýþýyordu.

Ankara taþýndan kasvetli duvarlarý,yüksek pencereleri ve kapýlarýyla bir þatoyu andýran Dil-Tarih ise;öðrencisiyle hocasýyla dýþarýdan yalnýz biraz burjuva birazda aristokrat duruyordu.Hele kantininin ayrý bir ortamý vardý Dil-Tarihin.

Eþkali belirsiz kahkahalara rap þarkýlarýnýn karýþtýðý virgülsüz hayatlara monotonluk ekleyen sefil bir ortam.Müdavimler,birbirlerini tanýmasýna raðmen kendi gruplarý içinde yalnýzlaþýr,birbirlerini tanýmamazlýktan gelirlerdi.Yokluk çeken ceplerini umursamadan,herkes birbirine caka satar,kalantor giyinirdi.Kaçmak istediklerini söylerlerdi bu sefaletten,bu hayattan,dahasý bu þehirden; öyle ki müdavimi olmaktan da vazgeçemezlerdi.Bir bakýma yaklaþmasý kolay,uzaklaþmasý zor bir yerdi onlar için bu kantin.Her tarzda insana da rastlamak mümkündü bu kantinde.Hüzün ve mutluluk bundan olsa gerek her vakit ayrý yaþanýrdý gönüllerde.

Genç kýzlarda bahar yaþýnýn iþlediði utangaç sessizlik okul kantinlerine sýðmayan sýrlarla bezenir;yurtlarýn ýsýðý olmayan karanlýk gizli köþelerinde sýrdaþlarla paylaþýlarak büyütülen bir eflatuni aþkýn sýzýsýna dönüþürdü.

Aþk ihtilaline uðramýþtý sanki bütün kalpler. Ne umutlar barýndýrýr ne aþklar hasbihal etmeden bilinmezdi.Dillerde yuvarlanan üç beþ kelime yüreklerdeki aþk duygularýný utangaç libaslara bürür kifayetsizleþirdi.

Soðuk bir umut teslimiyeti ve çaresizlik artýðý sabýrla gelirdi aþýklar sevdiklerinin karþýsýna.Ne de korkarlardý ret edilmekten.Bazý güzel kýzlar mavi boncuklar daðýtýrdý etrafa birkaç arkadaþ birden aþýk olurdu bu yosmaya…Ýhtilal mahkemelerinde kifayetsizleþen itiraflarýn imdadýna gönüllerde memur,gözlerde vekaleten duran iki damla gözyaþý þahitlik ederdi.Katý yürekler yumuþardý birden.Yeni birliktelikler doðardý.Ret edilen kalpler sarsýlýrdý.Ruhlarýnýn derinliklerinde hissederlerdi umutsuzluðun kokusunu.Bir an bulunduklarý zamandan uzaklaþmak kantini terk etmek isterlerdi.Her ne hikmetse de bacaklarý taþýyamaz olurdu bedenlerini.Göz yaþlarý gizlice içlerine akardý.Karanlýða gömülürdü ruhlarýnýn tüm coðrafyalarý.Yalnýzlýða yaslanýrlardý.Ýsyana gebe kelimeler dökülürdü gözlerinden “Olamaz”, “olmamalý derdi “ gözleri .Kaçamak bakýþlarla ret cevabý aldýklarý sevdiklerini gözleyerek,bir sigaranýn kavi dostluðunda aþklarýný küllenmeye býrakýrlardý
Yusuf da bu duygularý yaþamýþ kantin müdavimlerinden biriydi.Beþ yýl geçirmiþti bu kantinde.Beþ yýlýn sonunda birikmiþ yalnýzlýklar emaneti yaþanýlanlarý avare,umutsuz bir özlemle yorgun adýmlarla gelip Yusuf’un hatýralarýnýn rýhtýmýna durdu.Hayattan çekilmiþti, sevdiði kýz hiç girmeden dünyasýna;gittiðinden beri.Yaþanmasý gereken bir ayrýntýydý sanki.Yaþadýðý hayat hapishanesi belirsiz bir sürgünü andýrýyordu.Kantin onun için keder yüklü bir yazgý,hep acýya ve hüzne çýkan bir sokaktý.Çaresiz kalýþlarýn,imkansýzlýklarýn ve kimsesizliklerin yaþandýðý bir sokak..

Tek avuntusu onunla geçirdiði dakikalarý resmettiði ,içindeki sevinç fotoðraflarýný astýðý,kantinin Yeniþehir Ýstasyonuna gelen trenleri nazarlayan kapýsýydý.Arka fondaki mutluðun sesiyse Müzik kutusunda çalan “Üçüncü Þahsýn Þiiri” ve “Yusuf’u Kaybettim” ilahisiydi.Sevdiði kýzdan ayrýldýðý andan bu yana ,karanlýðýn gölgesinin etrafa yalnýzlýk sunduðu dakikalara kadar hep onu bekler Kantine gelmediði zamanlarda geliþine tutsaklýðý koyuvermezdi kopup gitmesini.Kantinci kapatýyoruz derdi.Gözleri geliþinde kalýrdý Bir baþka güne derdi ama geleceðini hep bilirdi.Omzunda eski ama yeni gibi duran bir palto gibi taþýyordu bu umutsuz özlemi.Kantin denilen bu küçük dünyadan ayrýlmasýna birkaç ayý kalmýþtý,mezun olacaktý artýk.Kendisi istemese de kurtulacaktý bu dünyadan.Ama yaþanýlanlar ve geride býraktýklarý,an’larý aný’ya dönüþtüren fotoðraflar hep kalacaktý.

Züleyham dediði sevdiði kýzýn uzun siyah düz saçlarý yer yer dalgalarla karýþarak yüzünü çevrelerdi.Kaçamak bakýþlarda gözleri gözlerine yakalanýnca içten içe sevinir ama belli etmemeye çalýþýrdý.Uzun siyah kirpikleri yanaklarýný gölgeler,sesi sanki ilahi bir melodiyi çaðrýþtýrýrdý.Gözleri uzaklara,çok uzaklara bir masal rüyasýna bakar gibi dalardý.Belki de Yusuf’u sevdiðini söyleyememesindendi bu masal rüyasýna kaçýþ…

Züleyha’yla konuþtuðu son anlar canlandý bir an Yusuf’un.Sevdiði kýzýn gözleri ne olur öyle bana bakma der gibiydi en son.daha birkaç dakika önce gözlerinde varlýðýyla alevlenen yaþam sevincinden uzaklaþarak,boyun eðmiþ,donuk ve daha þimdiden kendisinin dahi farkýna varamadýðý bir hasretin karanlýðýný yanýna alýp;arkasýna bakmadan gözlerindeki yaþlarý eliyle silerek ayrýlmýþtý yanýndan sevdiði kýzýn.Geri dönmek,O’nu hiç býrakmamak istedi.Ama gitmeliydi.Verilmiþ sözlerin,gerçekliðin ,onu sevenin kollarýna O’nu terk etmeliydi.Belki de onu sevmek buydu.

Yüreðindeki kum saati göz açýp kapanýncaya kadar geçen” ondan” sanki asýrlarca tükenmek bilmeyecek “Onsuzluða” ters düz edilmiþti.Önce gözleri öksüz kalmýþtý .Sonra kokusunun o buðulu sýcaklýðýndan mahrum kalan yüreðinin rutubet kokulu duvarlarý.Yýkýlmak üzereydi.Ama her düþen parçayý yerine tekrar yerine koymalý,dayanmalýyým diyordu kendine.Ve öyle de yaptý.Hiç konuþmadý onunla.Hiç yanýna gitmedi.Onun gelmeyeceðini bilse de hep bekledi onu bu sefalet kokan bu kantinde.Gözleri hep hayallerde kaldý.Yürekten bir çýrpýnýþla çýrpýndý imgeler.Ýmgelerin ortasýnda önüne bir çýð gibi anýlar yýðýldý.Birini seçip dondurdu hayal kurdu…

Ýki dünya arasýnda kalmýþtý sevdiði kýz.O’nu ait olduðu dünyasýnda özgür býraktý.Savrulan kalbini cebine koydu.Baþka bir dünyaya gitti yaþamaya.Artýk öksüzdü okul kantini.Elleri ellerine hiç dokunmadý Züleyha’nýn dudaklarý tenini hiç okþamadý.

Gelmesini,gelip O’nu görmeyi beklerken gömülmüþtü yine düþlerin o büyülü uykusuna.Ne çabuk geçmiþti zaman.Kurduðu düþten uyanmasý uzun sürmedi Yusuf’un.Akþamýn siyah örtüsü inmiþti etrafa.Daðýnýk telaþ kalabalýklarý yaþamýn tasasýna koþuyordu.Kantinci kapatýyoruz dedi.Bir an irkildi.Çantasýný ve paltosunu aldý.Kýzýlay’a kadar yürümek,hiç uyanmamak istedi bu düþten.Hiç tanýmadýðý insanlarýn yüzünde hep onun yüzünü aradý..Onlarýn kaybedilmiþ umutsuz hayatlarýnda olmayacak yarýnýn izlerini sürdü.”Olsun yeter bu bana,bu koskoca yaþamdan ayrýlan bir anlýk mutluluk ,düþte olsa” dedi.

Evine gitmek uyumak istiyordu.Daha çok uyumak,uyumak ve unutmak her þeyi…Durakta otobüs beklemeye baþladý.Gerçekte düþlerin o büyülü uykusundan uyanmak hiç te gitmek istemiyordu ya hani…Ama bu gerçeðin,hüzünden ve umutsuzluktan bir kaçýþ olduðunun da farkýndaydý.Vazgeçmedi eve gitmekten.Otobüse bindiðinde gözleri hep kalabalýk kaldýrýmlara takýlý kaldý.Belki görürüm umudu vardý içinde.

Otobüs yaþadýðý hüzne anlamlandýramadýðý bir hüzün katýyor ,biletçinin saðlý sollu geçelim diyen sesi bile sinir bozucu gelmiyordu..Garip bir soðukluk vardý otobüs.Aydýnlýðý karanlýk sýzdýrýyor,havasý musalla taþý soðukluðunu andýrýyordu.Sebebini anlayamadý.Otobüs ilerledikçe ona da bulaþtý bu soðukluk.Ýradesizce çantasýnda hep yanýnda taþýdýðý günlüðünü çýkardý.Görünmez bir el onu yazmaya zorluyordu.”Züleyhama”diye baþlýk attý.Cümlesini tam sonlandýrmýþtý ki,zamaný bir býçak gibi yaran acý bir fren sesi duyuldu.Otobüs feci bir kaza yapmýþtý.Etrafa yolcular savrulmuþ,havaya yardým isteyen insanlarýn çýðlýklarý yükseliyordu.Herkesten uzakta Yusuf’un cansýz bedeni yatýyordu.Parmaklarý arasýnda gevþekçe tuttuðu bir defter vardý Ambulansa bindirilirken yere düþtü.Düþen defteri yaralýlara yardým eden Dil-Tarih Ve Coðrafya Fakültesinde okuyan Nebi adýnda bir öðrenci buldu.O da kantin müdavimlerindendi.Yusuf’un öldüðünü bilmiyordu.Defterin kapaðýný açtýðýnda kýrmýzý harflerle ”Kantin Güncesi” yazýyordu.Ýlgili gözlerle yazýyý okumaya baþladý.Onu anlatýyordu sanki defter.Bir an aklýna Yusuf geldiyse de onun ölmüþ olmasýna ihtimal vermedi.Yaralýda deðildi.Herkes hastaneye kaldýrýlmýþtý.Öyle olsa görürdü onu.Ertesi gün okula geldiðinde Yusuf un ölüm haberi tüm okula yayýlmýþ,müdavimler
Ý derin bir üzüntü almýþtý.Aðlayan çok oldu arakasýndan.Ölümün insaný;nerde ,ne zaman ,ve nasýl yakalayacaðý yine bilinememiþti.

Ve bu yaþanýlanlarý ölümsüzleþtirmek için günlüðü bulan Nebi “Türkü” dergisine bir hikaye yazdý.Bu hikayenin son cümlesi Yusuf’un Züleyha’sýna yazdýðý günceye düþülen notun son kelimeleriydi. Notta þunlar yazýyordu:

“Aðlayan her gözün yaþattýðý bir hayat vardýr. Yaþayan her hayatýn ardýnda aðlayan bir göz.Senden küçük bir ricam bu çalýnmýþ ömrüm son bulduðunda,beni yalnýzlýklarla hatýrlamandýr.”

“Seni sonsuza dek bekleyeceðim”
Yusuf


Nebi Akgüngör



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn kent kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sýhhiye ve Yaþamýn Güzelliði
Geleceðini Biliyorum

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Akþehir Deresi Suskun Akar
Þehir Kopyalarý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Biliyorum Gözlerin Buðulu Camdan Bakar Gibi [Þiir]


Nebi AKGÜNGÖR kimdir?



Etkilendiði Yazarlar:
Cemil Meriç,Herman Hesse,Necip Faazýl Kýsakürek...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Nebi AKGÜNGÖR, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.