==========RAMAZAN========11 ayın sultanı şereflendirdiğinde bizi ayrı bir havaya büründük yine..Hoşgeldin deyip kucaklanıldı bu güzel mübarek Ramazan.Hiç alakası olmayanın bile "ibadet" gelir oldu aklına.İçki,sigara içenler bu ayda, koymadılar belki kapı dışarı ettiler onları vücutlarından.Cami yolu bilmeyen insanlar ordan çıkmaz oldu belki de..Oruç teravih derken kaptırdık gittik kendimizi bu aya.Başımızı secdeye koyarak ısındık bu itici soğuk dünyanın ikliminde bu ay.Tabii Ramazan'ın vazgeçilmezi iftarlar..Evde yapılınca pek keyif vermeyen eş dost isteyen yemekler işte.Ya da gördüğünüz üzere iftarlarımız oldu beraber.Sinem'lere gittik önce..Dersane etütünden çıktık açlığın getirdiği yeme hissiyle fırlayarak gittik duraklara ve anında Sinem'lerdeyiz.İndiğimizdeki Sinem'in görüntüsünü görüyorsunuz...Ezik ezik pide kuyruğunda bekliyor yani.:p(O kadar bekledikten sonra bir de pideyi almadan geldi..)Biz kızlarla gittik evlerine..Bekledik bekledik bekledik...Açız birşey yiyemiyoruz.İnsan anlıyor aslında hiçbir şeyin kendinin olmadığını...Bu yiyeceklerin de sahibi var ve "buyrun" demeden başlayamıyoruz yemeye...Derken o "buyrun" sesini duyduk...Minareden "Allahuekber" nidası yükseldi sonunda ve biz direk daldık tabii.Hepimiz birşey bitirmeyi amaçlamıştık.Zeynep tatlıyı yaladı yuttu.(abartmıyorum cidden öyle yanii.:P)Benim nasibime patates kızartması düştü ki koca bir tabaktı yani...Yemekleri de Sinem Hilal Merve Kevser paylaştı işte..Tabii işin son kısmıydı bu.Hepimiz herşeyden yedik yani...Yemek yiyip, doyduktan sonra şükrünü etmenin sırası geldi tabii..(Ramazandayız yanii:D)Bu fasıl bittikten sonra Sinem'in odasına çıkıp teknoloji alemine daldık...Geceler kısa tabii gitmemiz gerek...Sinem'lerin buzdolabına bir göz atıp ağzımıza layık ne var ne yok bitirdikten sonra, tamam, gidebiliriz artık...İkinci iftarımızda Sapanca'daydık.Okul çıkışı şutlandık oraya.Her ne kadar aç, sefil dursak da sahile inmekten alamadık kendimizi...Gölün nazlı dalgalarında seccadeye atma vakti gelmişti gözlerimizi...Kızların bir kısmı sahildeyken öyle mescide gitti bir kısmı...Bir ara bende koptu birşeyler.Hatırlamıyorum.O arada uyumuşum meğer ama uyandığımda iyiydi ya.Vakit geçmiş iftar saatine az kalmıştı.Sahilde dolaştıktan sonra Hilal'lerin "Polis Lojmanı"na yollandık...Eve girince tabii herkes cici kız moduna geçti."Aaa teyzecim nasılsın?" , "Yardım edelim biz de" , "Ay çok zahmet etmişsiniz.Ne gerek vardı?" gibi...Atmayın kızım yaa...Millet de böyle sancak sizi.:P Ama ne yedik yani..5 yıldızlı Richmond Köftesi.:P Güzeldi..(Hilal annenin eline sağlık.)Yine bilgisayar yine bilgisayar...Teknoloji katletti aramızdaki muhabbeti.Sapanca olması dolayısıyla yol da çok sürecekti hemen çıkmak zorunda kaldık.Tabii olan Hilal'in abisine oldu.Yarım saat bizimle Sapanca Koop beklemek zorunda kaldı zavallı, sağolsun...Üçüncü iftar bize..."Eyvah" dedim.Ben bu açları nasıl doyururum?Neyse annemi tembihledim "Anne bak ayı kafilesi geliyo ona göre...Arifiyeliyiz yanii.."diye...Zeynep'le Hilal İzmit'e gitti önce sonra geldiler.Bengü, Sinem, Zehra ve ben de Çarşamba Pazarı'na gittik.Çingeneler gibi bir o tezgaha bir bu tezgaha saldırdık...Bengü Bir t-shirt alacak, on tane rengini giyip çıkardı zaten.Bu arada Sinem de bakıyor öyle "Alma Bengü ben alcam"diye...Neyse bu fesat çekişme Bengü'nün galibiyetiyle sona erdi.Eve döndük.Millet toplanmaya başladı yavaş yavaş...Masaya geçtik.Ezan'ın bitmesiyle bizim tabakların bitmesi bir oldu.Anneme demiştim de inanmamıştı.Zavallı kadın bizi görünce kaçtı yani...Yemek bitişi yine aynı manzara...Herkes karnı burnunda bir yerlere atmış kendini.Ama bu akşam teknolojiden ayrıydık.Dışarı çıkıp dolaştık.Bir yandan dondurmalarımızı yerken kızlarla ayrılıyorduk...Ve herşeyden arda kalan koskoca bir Kevser vardı..."Allah'ım sahurda napçaz?" diye düşünmekten kendimi alamıyorum...Kevser bu yani...Ama şu bir gerçek ki Ramazan İftarları arkadaşlığımızı pekiştirmiş, samimiyetimizi de artırmıştı...