Yaşamdan korkmayın çocuklar. İyi, doğru bir şey yaptınız mı yaşam öyle güzel ki. - Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Bunca zaman zarfında,bir kez bile görüşmediğim,el ele göz göze gelmediğim birisi. Sadece bir kaç kez telefon konuşması ve bir kaç kez de bir birimize mektuplar göndermemiz oldu. Yani biz onunla tesadüf olarak telefonda tanıştık. Sonra ben ev adresimi vermiştim,o ise Mersin.Öğretmen evi,diye adresini vermişti. Ben Balıkesirde o Mersinde idi benim bildiğim. Konuşmalarımız ayda yılda bir idi.Bayram Kandil mesajlarımız olurdu bir-birimize.Ne ayrı ne de beraber idik.Ama gönül birliğimiz vardı,bunu ikimiz de hissediyorduk. Durum ailemde çocuklarımca hemen farkedilmekte gecikilmedi.Ben de kendilerine kişinin iyi bir insan olduğunu ve arkadaşım olduğunu söyledim.Onlar bu arkadaşlığa olumlu bakmadılar. Bu durum beni üzdü,ve arkadaşa karşı katı olup,ayrılığı istedim,ayrıldık. Uzun bir ayrılık idi,yıllarca sürdü. -Bir gün yine bir bayram kutlama mesajı bir-birimize. Telefon görüşmemiz hiç yoktu?Merak ile nedir?dedim. -Hastayım,dr konuşmama izin vermiyor. -Geçmiş olsun,neyin var? -Soluk borusunda bir kitle var imiş. -Soluk borusu mu?Gırtlak mı? -Soluk borusu. Bütün bu konular telefon mesajlarıyla açıklandı.Ben ona inandım.Onun için üzüldüm,iyi olması için Allaha her an duacı oldum. Yine telefon mesajları da kesildi.Bu arada ben onun için `Seksi Moruk`şiirimi yazdım.Kendisinin lakabı bu idi. Saygın işi ve hallerine rağmen lakabı enteresandı.Bu lakabı kendi kendine takmıştı.İnsan ister istemez,`Bu ne perhiz,bu ne lahana turşusu`deyimini anımsıyor. Bir gün evimde mutfakta işim vardı,bitirip odama gittiğimde,bilmediğim bir no`nun beni aradığını gördüm,akabinde aynı no`dan bir mesaj geldi. -Feride hanım,ben Erdoğan`ın yengesiyim.Lütfen beni ara! Hemen aradım,telefondan çok acele ve çok konuşan orta yaşlarda bir bayan sesi geliyordu.Bir anda o kadar çok şey söyledi ki,söylediklrinin çoğunu anlamadım.Anladıklarım şunlardı:Erdoğan çok hasta imiş.`Akciğer kanseri`imiş.Hastalık tüm vucudu kaplamış. Konuşamıyormuş,felçmiş. Bayan ismini dahi söylemiyor,sormama fırsat verecek kadar konuşmama mesafe vermiyor idi.Hayret bir şey idi? Yazıma devam edeceğim.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Müfide Decdeli, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |