Hala çevrende bulabileceğin güzellikleri bir düşün ve mutlu ol. -Anne Frank |
|
||||||||||
|
fazlayken biri vardı ki :illa da BENİ AL- BENİ AL ,diyordu Kitabın adı ilgimi çekmişti…Kıymetsiz Yazılar…. Şaşırdım kaldım ,öylesine kutlu bir yürek nasıl kıymetsiz yazı yazabilir…kitabı evirip çevirmeme gerek kalmadan baktım altına açıklaması yapılmış… Kıymetsiz Yazılar (Kıymeti Bulunamayan Yazılar) Bu açıklamayı görünce sırrını çözmeye kitabı okumaya başladım.…düşündüm ki zira kadınlarda öyle…kıymetsiz kadınlar (kıymeti bulunamayan kadınlar)bu dünyada herhangi bir değerle karşılaştırılabilir mi?annelerimizin hakının,vefasının karşılığını bu dünyada ödeyebilir miyiz?mümkünatı yok…ister sırtımızda taşıyalım ,ister ayaklarının altını öpelim yinede onların hakkını ödeyemeyiz.Çünkü kadın Allah güzelliğinin yeryüzüne vurmuş bir nurudur,sadece sevgili değildir;bacıdır ,anadır,çocuktur,eştir… Asırlar boyunca kadın için neler söylendi,neler…ne kanlı maceralar oldu…kız çocukları diri diri toprağa gömülmüş insandan sayılmamış.Taki islamiyetin kabulüyle beraber kadın gerçek değerini islamla bulmuş.Zira islami tasavvuf kadar hiçbir zihniyet,hiçbir felsefe ona hakiki mevkini vermemiş.ama her nedense sanki islam kadını ikinci plana atmış gibi kadın hakları aranıyor,kadınlar günü diye uyduruk bir gün ortaya çıkıyor.Oysa kadınlar okumuyor ve araştırmıyorlar demek ki..sokak sokak gezip,el kol sallayarak eşitlik istemek oldukça rahatsız ediyor beni.Önce okuyarak başlamalıyız.Açalım veda hutbesini görelim peygamberimizin (s.a.v)kadınlar için neler söylediğini.Açalım Kur’an-ı Kerim’i görelim Nisa Suresi ni ve ne kadar önemsendiğimizi… İşte o sıra eşitliğin ne demek olduğunu ve aslında eşit olduğumuzu anlayacağız.İslamiyetin İlkzamanlarında kadın sosyal hayatın her safhasında erkekle beraber yer almış,durmadan çalışmış günümüzde de öyle değil mi.?Yalnız çalışmak konusu bazı maddeciler tarafından öylesine saptırılmış ki: Kadın eğer para getirmeyen bir hizmet sunuyorsa değerli değil..oysa bu insanoğlunun kendine yaptığı en büyük kötülüktür.Bir şeyin değerini belirlemesi için “”para””yı ölçü almasıdır…yani paraya göre kadında değerli yada değersiz oluyor..hatta para öyle tapılası hale geldi ki ne yaparsanız yapın çok para getiren işler değerli,diğerleri değersiz konumda. Kadınıda mimsiz medeniyet ne yazıkki bu furyanın içine soktu ..şimdi çözümleyebilene aşk olsun..bakın bu konuya biraz daha açıklık getireyim..mesela; Temizlikçi bir bayanın yaptığı iş değerlidir çünkü o karşılığında “para””alıyor Yalnız Aynı şartlarda kendi evinin temizliğini yapan bayan yaptığı işin karşılığında para almadığı için çalışmayan kadın olarak nitelendiriliyor.. Çocuk bakımı içinde bu böyle…kendi çocuğunuza bakıyorsanız takdir görmüyorsunuz Lakin Çalışma maksatlı para karşılığı bir başkasının çocuğuna bakıyorsanız önemseniyorsunuz. İşte bu zihniyetten ötürü ev hanımlığı hor görülüyor,doğal olarakda kadınlarımız kendilerini erkekleri karşısında değerli göstermek için olmadık işlere bulaşıyorlar..yani çalışmakla eşitlik olmuyor,aksine kadına verilen hak elinden alınmış oluyor;çünkü kadın dışarıda çalıştıktan sonra gelip evinde ki işleri yapmak zorunda.Oysa erkek işi bitince evin temizliğine vesaire işlere karışmıyor.Hani ptt diyorlarya ..pijama terlilk,televizyon formülü ,erkeklerin evdeki durumu aynen öyle…eee ben ne anladım bu eşitlikten…oysa kadın fıtrat olarak hassas yaratılmış..narin,nazenin..erkek dışarıya uygun fıtratıyla yorulmazken bir kadın dışarda olduğu müddetçe erkekten daha çabuk yıpranıyor..hem yıllar yılı bu kadın-erkek eşitliğini ;elmenın portakal olma isteğine benzetmişimdir.Elma illada portakal olmak istiyor,vitamin olarak elmanın işlevi ayrı-portakalın işlevi ayrı..elma elmalığını;portakal portakallığını bilmeli… Yani erkek parasıyla otoriter olunca kadında para kazanırsam değerli olurum düşüncesiyle para getiren bir iş peşine düşüyor.Ben bu şekilde düşünen kadınları güçsüz görüyorum.Bir evde hem anne hemde baba evden ayrılınca yuvalarda ister istemez çatırdıyor.Ev pansiyon gibi kullanılmaya başlanıyor,eşler birbirlerini - çocuklarını çok az görmeye başlıyorlar hatta baba iş yerindeki hanımları kendi hanımından daha fazla görmeye başlıyor,hanımda işyerinde daha fazla vakit geçiriyor. Şimdi kimi görsem ailenin bozulduğundan şikayetçi.Annesini-babasını evde çok az gören bir çocuktan,başkasının elinde biyüyen bir çocuktan nasıl ruh sağlığı bekleyebiliriz,bunun suçlusu çocuk mu? Anne mi?yoksa hiçbiri mi? Öyleyse yeniden bir muhasebe yapma zamanı.ya bu diyardan gitmeliyiz;yada bu koyunu gütmeliyiz…seçim sizin…seçim bizim ..seçim hepimizin. pınar önalan.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © PINAR ÖNALAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |