Emperyalist düzende, toplumları yönetebilmenin bir şekli de, propoganda ve simgelerle yönetmektir.
     Bu yöntemde, bir konu ya da olay hakkında bilgi ya da haber bombardımanına tutulursunuz.
     Beklenmedik bir olayla karşılaştığınızda, o an yaşadığınız şok ile doğru düşünemez, gelen haberin doğru olduğunu kabul eder ya da o ana kadar bildiklerinizden şüpheye düşürülürsünuz.
     Şüphenin olduğu yerde güven yoktur. Güvenin olmadığı yerde de başarı güçleşir.
     Beklemediğiniz bir olayla karşılaştığınızda, o şok anında, yaşadığınız olayla ilgili yorumunuzu ya da kararınızı şok sonrasına erteleyebilirseniz olayları daha doğru analiz edebilirsiniz.
     Bir mücadeleye başlarken, simgelere gereğinden fazla anlamlar yüklemez, kaybedilebeceğinizi, aldatılabileceğinizi, yenilebileceğinizi kabul edip, kaybettikleri düşündükleriniz karşısında soğukkanlı ve akılcı davranıp, kazanımlarınızı gözden geçirip, yeniden yola devam edebilirsiniz.
     Kaybettiğinizi düşündükleriniz, simgelere gereğinden fazla anlam yüklemiş olduğunuz için,anlamlardır.
     Siz başarının ve gücün kendinizde olduğunu farkeder, buna göre davranırsanız, simgeler ya da anlam yüklediklerinizi kaybetseniz, anlam yükledikleriniz beklentilerinizin tam tersi davransa bile, mücadelenizden ve birliğinizden ödün vermessiniz.
O anlamları yükleyen siz olduğunuza göre; anlamlar size aittir ve aslında kayıpta yoktur.
     Tıpkı Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün sözleri gibi,
“Bireyler fikir sahibi olmadıkça, haklarını algılamadıkça, kitleler istenilen yöne, herkes tarafından iyi ya da kötü yöne yönlendirilebilirler. Kendini kurtarabilmek için her bireyin geleceği ile bizzat ilgilenmesi gerekir.”

Hayal ARAR-14.05.2008