Roman yazmanın üç kuralı vardır. Ne yazık kimse bu kuralların neler olduğunu bilmiyor. -Somerset Maugham |
|
||||||||||
|
Sen hiçbir kimse için ağladın mı peki? Gözlerin cenneti hatırlatacak kadar güzelken söyle açları, yoksulları hatırladın mı ki? Hiç kimseye gözyaşı döktün mü sevgili? Ellerin hiç gül toplamamışken, parmakların hiç dikenden dolayı incinmemişken o elleri nasıl dua için gökyüzüne kaldırdın? İşaret parmaklarınla cenneti gösterirken, bir yandan da delikanlılara gözlerini kırparken, bunca handikaplar içinde yüreğin bir kaplana dönerken, seni esir alan kaburgalarının arasından göğsünü parçalamayı düşündün mü hiç? Sevmenin dayanılmaz acısını kalbinde hissederken, duyguların yanan şiir kağıtlarına dönüşürken, bütün sözlerin beyninin içinden geçen tanklara benzerken ve ruhun ezilirken o aşk dolu vakitlerde sadece ölmeyi düşledin mi? Evet bazıları yaşamayı düşlerken deli mavi, bir gökyüzü kadar aydınlık ve özgürce; bazıları ise sadece ölmeyi düşler. Bir kaldırım kenarında, bir köprü dibinde ya da bir çatışmada polisin kurşunuyla ölmeyi düşler. Çünkü onun için devlet sadece askerdir, polistir ve bir tabancadan çıkan kurşundur. Ona uzanan el ya silahlıdır ya da kelepçelidir. Çünkü yaşamak bazen timsahların arasında kalmış su aygırlarının ağırlığı gibi olurken, bazen de susuz bir değirmen oluverir insanlar için. Bazen ise bol çiçekli bir bahçede kelebeğe dönüşür yaşamak. İşte sevgili senin her gece cennet gözlerinden masmavi gökyüzüne kelebekler havalanır. İşte sırf bu yüzden bilmezsin ağlamayı. Bu yüzden görmezsin gerçekleri. Sana meydan okumak değildir bu sözler. Bütün gemiler sana yelken açarken, ben ise yalnızlığa demir atarken, bütün pusulaların ikimize başka yönleri gösterdiğini anlatmaya çalıştım. Sen yaşamayı düşlerken, ben ölmeyi düşledim. Bu yüzden benim canım yandı, senin ise gözlerin havalara baktı hep. Bu yüzden göz göze gelemeyiz senle ben. Aynı şeylere gülüp, aynı şeylere ağlayamayız. Biz aynı dünyalarda yaşayamayız. Sen rüyanda hiç bir gelinin intihar ettiğini gördün mü? Sen hiç sıcak yatağında yatarken, sırtından bumbuz terler akarken uyandın mı? Sen hiçbir delikanlıyı kendi çirkinliğiyle ve zaaflarıyla dövüşürken gördün mü? Evet cennet gözlüm bakma bana.Göz göze gelemeyiz senle ben. Gözyaşlarım haram sana. Gülerek gelme yanıma.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |