"İçtenlik bütün dehanın kaynağıdır." -Boerne |
|
||||||||||
|
Sokak lambalarının fersiz ışıkları arasında attığı adımlar yorgundu. Hoyratça esen rüzgar üşütmüştü onu. Üşüyen bedeni değil duygularıydı. Hep depremler yaşayan, karamsarlıklarla kardeşçe geçinen, nokta koymasını bilmeyen duygularıydı. Mecalsiz bedene denk sükut aradı gözleri. Aradıkları çok gerilerde kalmıştı. Dönüp bakamadı arkasına. Dalıp giden gözlerine kulaklar seslendi. Ama dudakların cevap vermeye hiç niyeti yoktu. Umursamadı kendisine seslenen ihtiyarı. Anlamsızlık taşıyan adımlarıyla devam etti yoluna. Kararlıydı ihtiyar, tekrar seslendi kesin bir ifadeyle; - Dur! Evlat Bu defa dönüp baktı. Biraz da merak eden bir edayla sen de kimsin dercesine süzüyordu ihtiyarı. Sormasına fırsat vermeden konuştu ihtiyar; - Gecenin bu saatinde kaybettiğin benliğini mi arıyorsun yorgun adımlarla? Bu soru ilgi çekmesini kolaylaştırmıştı ihtiyarın.Hayretle bakan gözlerle sordu genç; - Nerden anladın? İhtiyarın verdiği cevap hayretini daha da arttırmıştı. - Sanki önünde ilerlemeni engelleyen görünmeyecek kadar küçük noktalar var. Adımların mecalsiz, gözlerin boş bakıyor. Halbuki koyamadığı noktalardan şikayetçiydi. Hep uzayıp giden yanlışlarının önüne koyacak noktalar aramak için çıkmıştı gecenin karanlığında sokağa. İhtiyarın yardımıyla iradesinin dışında oturdu yolun kenarındaki bank a. Anlamlı baktı ihtiyarın gözlerine. - Ben… bu açıdan bakmamıştım hiç noktalara. Benim gözümde onlar hep bir kurtuluş yoluydu. Yeni bir hayatın başlangıcıydı. Oysa siz noktaların birer engel olduğundan bahsettiniz. İhtiyar biraz daha ciddileşti; - Bilir misin mücadele etmeyen ruhların ne kadar pasif olduğunu. Hep yenilmeye mahkum olduğunu. Noktalar hep karanlıktır evlat. Sonlara götürür insanı. Yok oluşudur duyguların. Hayallerin sona erdiği, ümitlerin kör düğüm olduğu yerdir. Sessiz kalmıştı ihtiyara karşılık. Acaba dedi, bir virgül daha mı koysam… yürüsem… Ulaşabilir miyim aydınlığa? Tutabilir miyim ki yıldızların elinden? Bana da güler mi ki Ay dede? Sanki duygularını okumuş gibi konuştu ihtiyar; - Halen kararlı mısın noktalarla tanışmaya? Kurtuluşu karanlıkta aramaya, her yanlışının ardından bir nokta koyup devam etmeye... Parça parça olan, idealsiz bir hayat sürmeye… Ha kararlı mısın? ‘‘ yok ’’ dedi - Sen bana yerli yerine virgül koymayı öğretsene. Hayallerin, ümitlerin bir sona ulaşmayacağı, hep devam edeceği virgülleri… O virgüller ki, her yalnız kalışımda bende bir uykudan uyanmış olma isteği doğurmasın. Hep o virgüllerin önüne doğsun Güneş. Noktalanmasın tozpembe dünya. Dert ortağı olmaktan çıksın artık gözyaşlarıyla beslenen gece. Kapadı gözlerini muhasebesini yaptı hayatının. Açtığında teşekkür etmek için aradı nemli gözler ihtiyarı. Nafileydi arayış. İhtiyar da kaybolup gitmişti zifiri karanlıkta. İçinde ümitler, hayaller ve mutluluk yeşeren virgüllerini topladı ve cebine koydu. Kesin ve kararlı adımlarla aydınlıklara doğru kayboldu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © emine demir, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |