..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsandaki gerçek güzelliği ancak yaşlandıkça görebilirsiniz. -Anouk Aimee
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Ahmet Öztürk




7 Kasım 2008
Sevgilime Mektuplar 12. Mektup  
Ahmet Öztürk
Yaşanmış günlerim


:BJAI:
12. Mektup

Aysız ve yıldızsız bir gecede yine uykularım param parça oldu. Gökyüzü zifiri karanlığa büründü. Saklamış bu gece yıldızları ve ayı. Kızmış sanki bir şeylere. Yasak getiren anne babalar gibi, saklamış çocukları olan yıldızları ve biricik kızı ayı. Uzun uzun bakardım o aya. Sen gelirdin aklıma. Gülen bir sima gelirdi gözlerimin önüne. Oysa şimdi ne zaman aklıma sen gelsen, anılarımı hayallerimi hatırlasam yada dünleri biraz yad etmeye kalksam ne huzurum kalıyor ne de yüzümde gülen bir yüz oluyor. Artık damarlarımda sevda nehirleri akmıyor. Damarlarımda bütün vücudumu alt üst eden zehir acılarım dolanıyor. Artık avunmaz hayallerle mahşere kadar yanacağımı düşünüyorum. Ellerimi açıyorum acılarımı dindirsin diye yüce Mevla’ma. Kendi gücümle aklımla çözemediğim bu acıları, bu sırrı yine de çözmeye çalışıyorum. Ama artık yorgun, artık umutsuzum. Yana yana sevmek böyle mi olurmuş ah sevdiğim. Hafakanlar üstüne hafakanlar yağıyor dünyama. Bu acılarımın ne merhamete geldiği var ne de geleceği. Ölüm getirecek sanki. Ölüm melekleri bu acılar içindemi gelecek canımı almaya. Bu sensizlik varya, nefesimi kesercesine yığıldıkça yığılıyor üzerime.
Bir eğri söz, değiştirdi tüm dünyamı. Bir eğri sözü düzeltmeye bin doğru ve güzel sözün gücü yetmiyor. Ne zaman aklıma düşse o sözün beyninden vurulmuş zavallı bir varlığa dönüyorum. Çaresiz hüzünlü ve acılar içinde bir varlık. Canımdan cananımdan vazgeçmek geliyor. İçime oturup kalan o sözün, hayatıma dert olan o sözün, içimi kemirir duruyor. Ne dur diyeni var ne de merhamet et diyeni var.
Ne hikmettir ki her ağır yaralı ölmüyor işte. Yüreğimde biriken ne kadar acım, yaram var bilmiyorum. Fena bir haldeyim. Belki de her bir acın insanı öldürecek güçte bir yılan zehri gibi dolaşır durur kanımda. Ateşe acıya teslim olduğum günden beri her gün vicdan mahkememde yargılıyorum kendimi. Uykusuz yorgun bedenimle huzuru ermek için çırpınıp duruyorum işte. Gün gelse, gün olsa da şu kalbim acılara kapısını kapatsa artık. Bir gün kalbimin kapıları mutluluk için sonuna kadar açılır mı bilmem ey sevdiğim. Mutluluk benimde hakkım olmalıydı. Hak, hak, hak… Kaç acını sineme çektim inan sayısını dahi bilmiyorum. Dertler birike birike sabır taşına döndü ömrüm.
Oysa benimde umutlarım olmalı. Sımsıcak gülüşlerim olmalı. Gelip de geçmeyen bu yürek yangınlarını söndürmeliyim. Yüreğimde yaşayan senin sevgini çıkarıp atmalıyım. İki ucu keskin bir bıçak gibi bende yaşayan seni kırıp atmalıyım.
Sanki aşk ve nefret iki büyük dost. İkisi de bir birine ölürcesine bağlanmış iki kara sevdalı dost olmuş bende. Birinin olduğu yerde diğeri de oluyor sevdiğim. Şimdi bu halim aşktan mı nefretten mi bilmem? Kahretsin ki delik deşik bir yürekle yinede sen diyor kalbim yine de sen, ille de sen, hep sen, hep sen. Benden hiç gitmeyi bilmeyen sen… Kim bilir, beklide bir gün, nefretlerim temizlenir, acılarım iyileşir. Beklide bu acılar içinde biter ömrüm, bilmediğin bir yerde, bilmediğin bir zamanda. İçinde ölmeyen bir sevgi taşıyan yüreğim, yinede sen acılara düşme üzülme isterim. Üzülme, dert bilme dert çekme ey dert bırakan sevdiğim.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sevgilime Mektuplar - 1. Mektup
Sevgilime Mektuplar 19. Mektup
Sevgilime Mektuplar 23. Mektup
Sevgilime Mektuplar 18. Mektup
Mutluluk
Sevgilime Mektuplar 20. Mektup
Sevgilime Mektuplar 21. Mektup
Sevgilime Mektuplar 22. Mektup
Sevgilime Mektuplar 9. Mektup
Sevgilime Mektuplar 10. Mektup

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çanakkale Destanı Ne Demekti?
Haramın Hayalini Kurmadan Yaşamak

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ağlama Çocuk [Şiir]
Kara Bulutlar [Şiir]
Bir Boğaz Destanı [Şiir]
Ne Güzel Şey Seni Sevmek [Şiir]
Sensiz Ankara [Şiir]
İstemezdim [Şiir]
Olmadığın Yerde [Şiir]
Gitti [Şiir]
Gurbet [Şiir]
Miras [Şiir]


Ahmet Öztürk kimdir?

hayat güzel. Yeter ki niyetin mutlu olmak olsun. Hele hele edebiyatla hayat bambaşka güzel. Yeter ki, güzelliği ararken, düşünürken, emek harcarken, yorulduğunda tatlı bir tebessüm olsun dudaklarında. . .

Etkilendiği Yazarlar:
şimdilik yok


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Öztürk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.