"Sevgi bilmekten doğar." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Başlamıştı yine... Zincirleme kederler, Melanet halkası, Takılmıştı yine bize.. Büyülü gibiydin! Belki de öyleydin? Ben ne bileyim! İnternette tanıdığın... Birine adayacakmışsın sen kendini? Meğer ben bile gelmeden daha İzmir`e O hanım ta Kayseri`den gelmiş, Seni görmek için,İzmir`e Bence ne uygunsuz bir durumdu! Bu kişiyi hanım olarak almamanı, Söylemek mecburumdu. Üstelik,evlenmiş boşanmış? Güya çocuğu olmazmış! -Oğul,dedim,dur! -Gidiyorum anne, diyordun! -Ev hazır! Evlenmek istiyordun... Haklıydın, Yaşın yirmi altı olmuştu, Henüz bekardın, Sanki evde kalmıştın! Acele ile pür telaş şaşkın. Oğul,nedir ne değildir? Sorup soruşturmak gerek! Hem İzmir nerede! Kayseri nire? -Anne diyordun, -Bunları boş geç,vesaire... Benzemiştin,Zöhre`nin Tahir`e. Büyü denen şeyin, Aslı astarı var mıydı ne. Ah oğul! Benim sonradan fikrime takıldı bu! Ben hep düşündüm ki! Sendeki bu huy değişikliği? Geçirdiğin o korkunç... Kamyon kazasının korkusu! ...Ve acısından gelen şok. Bitanem oğul! Dur,dinlen yat oğul! Derken ben... O hasta halinde... Ne yatması,iyiyim ben! Diyordun sen. Tutukluydun sanki? Bir ileri,bir geri gidip gelmelerin? Voltaydı,ama ne voltası! Kapı dışına,hemen çıkmıştın oğul! Elinde ancak yol parası... Gittin. Selametle gitmiş olaydın oğul! Canın sağ olası. Oy oğul! Ah,yazmazdım ben! Daha da yazmayacağım. Zaten ahım,kimseye değil ki! Sadece yürek yangınımdan... Kendi kendime. Bu inilti sadece... Bir şarkı misali:Ne kadar zulmetsen, ah etmem sana, Her iki cihanda,gül kana kana. Der ya şarkıda... Aynen öyledir... Oğullarıma duygularım. Bebecikliğin geliyor aklıma... Hani sen doğduğunda, Mini mini bir bebekken,İstanbulda! İshal olup hastalanmıştın ya! Evimizse o zaman... Habipler köyünde, Ta,bayırın başında! Evler bile tek tük,o tarihte orada... Evde su bile yok! Çeşme yamacın aşasında... İki güğüm su almaya gitmek zor değildi! Yolda azgın köpekler olmasa Cesurdu senin ananda! Saldırmaya kalktığında! Güğümlerim kafasında. Neyse ki var elektrik! Baban iş verenine kızmış... İşinden çıkmış, İş vereni ağabeyi, Zaten bu köye de... Bu yüzden düştük. Beş can,bayırın başında üşüdük! Bayırd kök kazmaya giderdim... Biriktirir kökleri, Sobada köz ederdim. Senin mamanı... İsli odun ateşinde, Kaynattım ben oğul. Pirinç unu... Sütsüz. Bilirsin oğul! Büyüdüğünde,anlattım sana bunları... Neler görüp geçirdim.. Dahasını,bir ben bilirim, Bir de,ölesiye yanımda olan... Vefakârım,babannem... O büyük ANA. Devamı var..arkadaşlar.Hepinize saygı selam ve sevgilerimle... Müfide DECDELİ. Zor Dünya yuvarlak bir daire! Yaşamda,her şey bir vesaire. Varmak istersen,güzel yere İzzeti nefsin ile yaşa,göğsünü gere gere. Öte dünyan da sana,hakkını alâdan alâ vere. Müfide DECDELİ.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Müfide Decdeli, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |