..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herkes aynı notayı söylediğinde uyum elde edilmiş olunmuyor. -Doug Floyd
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Düşler > osman demircan




14 Mart 2009
Ölümüm İntihar Süsü Verilmiş Bir Ölüm Olacak  
osman demircan
Ölümüm intihar süsü verilmiş bir ölüm olacak. Fakat sen bunu asla bilemeyeceksin.İki üniversite de bitirsen bilemeyeceksin.Çünkü okuduğun kitapların sayfalarının arasında kurumuş bir karanfili asla göremeyeceksin. Bir bardağın son damlasının, göz pınarları kuruyan bir toprağın kıpkırmızı bir karanfilinden damlayan arta kalmış çiy olduğunu düşünemeyeceksin. Sen dudaklarını buruşturup şarıl şarıl akan derelere koşacaksın. Benimse acılara boğulduğumu göremeyeceksin.Ya da sararıp solduğumu ve öldüğümü öğrenemeyeceksin.


:AIBI:
Ölümüm intihar süsü verilmiş bir ölüm olacak. Fakat sen bunu asla bilemeyeceksin.İki üniversite de bitirsen bilemeyeceksin. Çünkü okuduğun kitapların sayfalarının arasında kurumuş bir karanfili asla göremeyeceksin.
Bir bardağın son damlasının, göz pınarları kuruyan bir toprağın kıpkırmızı bir karanfilinden damlayan arta kalmış çiy olduğunu düşünemeyeceksin. Sen dudaklarını buruşturup şarıl şarıl akan derelere koşacaksın. Benimse acılara boğulduğumu göremeyeceksin. Ya da sararıp solduğumu ve öldüğümü öğrenemeyeceksin. Ne yazık ben sonları yaşarken sen hep başlangıçları yaşayacaksın. Sen nasılsa yağmurlar var diyeceksin. Nasılsa bahtıma bir damla düşer diyerek senin için döktüğüm gözyaşlarımı hiç hissedemeyeceksin. Ne yazık aşkla sırılsıklam olsan da sonrasında eriyip gideceksin. Ölümüm intihar süsü verilmiş bir ölüm olacak. Çünkü ben hep acemice yaşayacağım. Bir kazanın ardından gazete kağıtlarına sarılmış cesedimin herkes önce yüzüne bakacak. Gözlerim intihar mavisi renginde olacak. Kaşlarım bir kemanın yayları gibi gerdin olacak. Ne yazık ki sana şarkılar söyleyemeyeceğim. Ve yüreğim donmuş bir buz kütlesi gibi yerinde duracak. Ellerim son çırpışlarımın ardından meleklere karanfiller dağıtmış olacak. Ve ben sokak lambalarını söndüre söndüre karanlık bir yola sapacağım.Sen gülüp eğlensen de ben arkamda bıraktığım cennete hiç bakmayacağım. Gök kütlesinin altında bir insan olmanın ağırlığıyla ezilirken hızla yeryüzünde kaynayan bir kazanın içine kurumuş bir yaprak gibi düşeceğim. Düşerken Tanrı’nın gözlerini ateşin içinde göreceğim. Kasvet, elem ve karanlık dolu bir acıya dönüşeceğim. Tanrı beni affeder mi affetmez mi bilmem ama ben seni asla bağışlamayacağım.
Tanrı balçıktan insanı yarattı da sonra yansın pişsin bir şekle girsin diye içine yürek yangınını koydu ya. Gönlüne ateş düşmemiş insanı çamur, balçık saydı ya. Bu yüzden Adem’i balçıktan yarattıktan sonra bir surete girsin yansın, pişsin, olgunlaşsın ve adam olsun diye Havva’yı yarattı ya. Bu yüzden yüreğine ateş düşmeyenin özü çamur kalır ve insan olma şerefine ulaşamaz ya. Sen de bembeyaz duygularımın içine bir leke gibi düştün. Ben işte bu yüzden sırf bu yüzden
şimdi cehennemlerdeyim. Fakat sen bunu asla bilemeyeceksin. Beni arayanlar aslında hep başka adresler peşindeydiler. Benim karanlık bir odada karanfilleri suladığımı hiç bilmediler. Geldiler kapıma hep güllerden çelenkleri koyuverdiler. Oysa ben gülleri hiç sevmem ki. Neden hayatım boyunca kapımı böyleler çalar ki. Neden yanlıştan hiç dönmezler ve ellerinde güllerle merdivenimi arşınlarlar ki.
İşte sen benim yanıma hep deste deste güllerle ya da gül kokularıyla geldin. Benimse karanfilleri sevdiğimi bilmedin ve asla bilmeyeceksin.
Yıllarca aşk ateşiyle yandım yandım da sonra fon müziği eşliğinde karların üzerinde tek başıma dans ettim. Yüzüme düşen kar taneleri ve ben saatlerce boşlukta döndük döndük.
Kollarım boş dizlerim yorgun dans ettiğim o saatlerde sen nerelerdeydin.Şimdi kolların gül dallarına benzese de açma onları bana. Çünkü ayaklarıma gökyüzünden güller döksen de ben karlı karanlık bir gecede yapayalnız dans ettim. Bu yüzden ne gonca dudakların ne de gül yüzün mutlu edemez beni artık. Ben karanfilleri çok seviyorum ama sen bunu asla bilemeyeceksin.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın düşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ah Angelina
Seninle Açarım Perdelerimi Güne
Ben Masallara İnanırım, Senin Realiten Beş Para Etmez
Of Of... Ne Güzel Bir Gün
Mum Işığı Neden Titrer Bilir misin?
Ey Kömür Gözlüm Yüreğimin Ateşinden Uzak Dur
Sürahi ile Bardak Gibiydik
Beni Şizofrenik Bir Halüsinasyon Sayın
Seni Bırakırsam Eğer, Ellerimden Utanırım.
Hayal

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sevgili Seninle Sevişmek Ne Güzel
Varlığım Bir Okyanus
Şimdi Sen Sus, İnsanlar Sussun
Yüreğimi Korkak Büyütmedim
Beylik Laflar Etmekle Olmuyor Dostum
Sen Benim En Büyük Hatamsın
Frezya
Çam Ormanı
Ey Sevgili Senin Aradığın Benim
Uzak Mesafeli Aşklar

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
En Ateşli Anımda Gel Yanıma [Şiir]
Öperek Beni Öldür [Şiir]
Cayır Cayır [Şiir]
Kar Yangınları [Şiir]
Söyle Neden Konuşmuyorsun [Şiir]
Kefenden Çiçekli Elbise [Şiir]
Gözlerim Kan Davalıdır Her Geceye [Şiir]
Martı Beyazı [Şiir]
Gül Şarabı [Şiir]
Varlığın Sevda Yokluğun Fırtına [Şiir]


osman demircan kimdir?

Yüreğimin ve beynimin tavanında buluyorum, tozlu mısraları. Aklım bir çatı katı. Gözlerim yıldızlarla dolduğunda, bakışlarımın ışıltısı vurur satırlara. İşte o zaman, şiirler bir Samanyolu olur. Mehtaplı gecelerimi vururum gözyaşlarımla biriktirdiğim göllere. Her mısra bir dal gibi düşer, şiir denizlerine. Kızıl bir duyguya boğulurum o an. Akarım ellerinize.

Etkilendiği Yazarlar:
Herkes


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.