..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Deney, herkesin hatalarına verdiği addır. -Oscar Wilde
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > İsmail Sarıgene




8 Mayıs 2009
Ölümün Öldüğü Bir Şehre Götür Beni  
İsmail Sarıgene
Bayat ekmeğin üzerine sürülmüş acılarla geçiştirilmiş öğle paydoslarında sevdim seni.Gazoz kapaklarından alıntı yaptığım filintalı, şatafatlı sözlerle değil Anadolu’nun küçük bir kasabasının yarı bozuk yarı argo şivesi ile anlattım seni. Soğuk bir kışın izlerini barındıran demir sefer taslarına konmuş yemeklerden önce aç karnına içtim gözlerini. Gasp edilmiş çocukluğumu ararken gözlerinde, koca bir özlem cümlesi oldu sustuklarım.Bilmediğim bir sokakta hayatının bir harfine denk gelecek bir nefesi keşfetmişken tenimde, bir nihavent şarkı olur ömrüm dizlerinin dibinde.


:CBCF:
Bir gül idim ben,
Kökleri sende var olan.
Bir umud idim ben,
Mutlulukları sadece senin yüreğinde yazılan...

Bir rüzgar kızıyım ben.
Ellerim senin memleketin gibi toz toprak..
Bir sonbahar hikayesiyim ben..
Saçlarım satırlarından bir satır, cümlerinden bir cümle..

ve ben...
hayatın en koyu kahve tonundan
bir çift göz..
O göz ki; bozkır teninden kopup
Senin gözlerinden denizi görebilmiş bir masal..


Bilmiyorum bu mektubumu ne zaman görür ne zaman okursun. Belki de son mektubumdur kim bilir. Yolun sonundayım..Sendelenmekte gövdem. Senin mutluluklarının gölgesine bağdaş kuran yüreğim yavaş yavaş solmakta. Gözlerimin kahvesine "ölüm " çöreklenmiş..Son konuşmamızda " ölecek insanın her isteği yerine gelirmiş " sözüne şakayla karışık " Allah korusun " duasını iliştirmiştin. Gözyaşlarımı kirpiklerimden taşıp dudaklarıma kan diye düşürverdi. Dişlerimle dudaklarımı kemirip susmayı bilerken bıçağın gövdesinde gerçeği saklıyordum senden..Ölüyordum...Ölüme koşuyordu dizlerim..Keşke yalan olsaydı..Keşke...


Uzun zaman sonra bir dost vasıtasıyla sana ulaşıp beni aramanı sağladığımda çalıştığım kurumdaki tüm iş arkadaşlarıma çikolata dağıttım. Ben senin gözlerinde hep çocuktum ya...Sesi duyan yüzümde baharlar açtı oysa. Ölüm kapı eşiğimde mezarımı kazarken, ben senin gözlerindeki papatya bahçelerinde gezinmekteydim. Hatta sana ulaştığımda " onca zaman suskun onca zaman konuşmamışken bu arayış bu çağrı neden " diye kendine sorarken ben ise susmayı tercih ediyordum. Azrail'i ahizeye dayayıp sevdiğin ölüyor diye seslenmeli miydim sana..Hayır hayır..Sen bir ikinci kaybedişe hazır değilsin sevgili..


Bu satırları yazarken kulaklarımda " gurbet kuşu " " gücümüz yetene kadar "şarkıları bana eşlik ediyordu. Ve sen benden uzak bir yerde hayatı solurken ben ölümün şerbetini içirmekteyim dudaklarıma. Oysa seni ne çok özlemiştim ben.Daha ilkokula giderken çekilen resimlerimi, babam ölmeden kayıt altına alınmış aile albümlerimizi, işyerimin, köyümün tüm fotoğraflarını sana gösterecektim...Omuzlarıma yaslanıp beni huzur içinde dinleyecektin..Ama olmadı..Vakit doldu..Kum terazisi tersine döndü..

Ben " benden" düşüyorum...
Bende " ben " ölüyorum...
.....

Seni sevmeyi seviyorum ben..
Ve sevdiğimi özlüyorum...

Varlığımdan bir kırıntı bırakıyorum şimdi..

Son konuşmamızda ne güzel söylemiştin " biz hiç kavga etmedik diye " Oysa bizi birbirimize kavuşmak için hayatla kavga etmiştik biz.Daha fazla yazamadım ey sığlığıma dua genişliği katan kadın..

Gözlerim kıpkırmızı.
Yanaklarımdan taşan bir ıslaklık..
Ellerimde bitmeyen titreklik..

Yazacak o kadar şeyim var ki sana..Düşündüğün gibi değil..Hep dediğin gibi Azime teyze bekliyor seni. Evde tek başına..Hadi git derdin ya..Şimdiki gidişim daha yazmaya yeltensem sana bu mektubu yazdığım internet cafenin içinde bir yetim cocuk gibi ağlayacağım..

Bu bir veda değil bilesin..
Sadece eskisi gibi yazacak gücüm yok ..
Yazacak ellerim titrek,
Yazdıracak yüreğim senin özleminde kor..

Bu seneki doğum gününe sonra da kendi doğum günüme yetişemesem
Ne olur kusura bakma..
Sessizliğim; gövdemin toprağa kefen olmasındadır..
Seni unuttuğumdan değildir..

Ve ardımda sana bir umut bırakıyorum..Ona iyi bak..
Bir de Elif'i..Elif'imizi. Ona göz kulak ol..
Sizi ahirette bekliyor olacağım..
Bir de Can'a...Düşlerinde büyüt onu..

Bana hediye verdiğin deniz kabuklarını ve mor tesbihi anneme emanet ettim. Arada sırada annemi aramayı unutma. Onu aradığında Meleği de soracaksın biliyorum.

* Son olarak sana mesaj olarak attıklarımı derli toplu bu mektubuma iliştirdim..

Kabul eyle gözlerimin kahvesine sevda kadınım..

" Pastel boyalı düşlerim sorguda iken al götür beni buralardan. Ölümün öldüğü bir kentin geçmişi yaralı sokaklarına bırak beni. Çocukluğumda hile yaparak kazandığım bilyeleri bağışlamışken sen bana kağıttan gemiler yapmayı öğret bana. Sonra da gözlerimin kahve renginden binlerce uçurtma. Gözyaşımdaki tuzla gusül ederken yaralarımı, bir şarkıyı fısılda kulaklarıma. Eteklerine doldurduğun bayramlık sevinçlerimi arife sabahı olmadan yetiştir yetim yanıma ve güçsüz kollarıma yüreğini giydirip bir baharı çiz gözlerimin en beyaz bulutuna.

Bayat ekmeğin üzerine sürülmüş acılarla geçiştirilmiş öğle paydoslarında sevdim seni.Gazoz kapaklarından alıntı yaptığım filintalı, şatafatlı sözlerle değil Anadolu’nun küçük bir kasabasının yarı bozuk yarı argo şivesi ile anlattım seni. Soğuk bir kışın izlerini barındıran demir sefer taslarına konmuş yemeklerden önce aç karnına içtim gözlerini. Gasp edilmiş çocukluğumu ararken gözlerinde, koca bir özlem cümlesi oldu sustuklarım.Bilmediğim bir sokakta hayatının bir harfine denk gelecek bir nefesi keşfetmişken tenimde, bir nihavent şarkı olur ömrüm dizlerinin dibinde.

Gecenin karanlığına bir bıçak diye gözlerini sürerken bana ilişmiş ölümün saçlarına nefesini nakışladim. Içimin aynalarına çocukluğumu istiflerken, dudaklarımda senle başlayıp benle biten söz olur gözlerin. Ellerim bir duaya durmuşken, yüzünden geçerim Cennetin üzüm bahçelerine ve ucuz bir gazetenin üçüncü sayfasından kovulmuş mutluluklarim sadece senin yüreğinde var olur."

Seni seviyorum sığlığıma dua genişliği katan kadınım...

Kocaman eyvallah...


08 Mayıs 2009

İsmail Sarıgene




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bedelini "" Yüreğimle "" Ödediğim En Masum Günahındım
Gözümü Kapadım / Yakala Beni Ey Aşk!
Özlediğim Kadar Sensin / Sevdiğim Kadar Bensin
Ayyuka Çıkmışken Kekemeliğim / Bir Bıçak Yürür Sol Yanıma
Gözlerinin Kıyılarında Büyümek Öylece
Her Gülüşün Dua Olur Yalnızlığıma
Bir Dua Asılı Kaldı Dudaklarımın İki Yakasında
Sen Geldin / Bildiğim Herşeyi Unuttum
Ben Sana Mecburum Sen İmkansızlığa!
Nüshası Yok Hiçliğimin* / Aslım Sadece Sana Ait

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Demlenmiş Yalnızlığını Yudumluyorum
Kendime Virgülsüz Sitemler
Umudum Oldu Gözlerin
Hasretinle Öptüm Yokluğunu
Yokluğunun Yoksuluyum / Düşmesin Mavi Bilyelerim
Umut Ektim Karanlıklarına
Küçüğüm
İmkansızlığınıza Şerh Düşüyorum
Gidiyorum
Yağmurları Giyindik Üzerimize

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yokluğunu Öptüm [Şiir]
Hasretinle Yaşıyorum [Şiir]
Kıyamam Sana [Şiir]
Severken Unutmayı Öğrenemedim [Şiir]
İmkansızlığını Sevdim [Şiir]
Nerden Bileceksin ki [Şiir]
Güllerim Yansın Avuçlarında [Şiir]
Gözlerine Sakladım Cenneti [Şiir]
Hiç Yağmur Üşür Mü Anne? [Şiir]
Unutmak Ölmekti [Şiir]


İsmail Sarıgene kimdir?

Bir anahtar deliğinin ardına gizlenmiş Cenneti, gözlerinin ovalarına seren kelimelerimi arayacaksın yorgun kağıtların suskun nefeslerinde. Bulutsuz düşlerin , yıldızsız gecelerin ardında takılıp rüzgarları avuçlarında çıplak denizleri senin gözlerin için yaktığım satırlarımı özleyeceksin. En çok yüreğine dokunduğum " yüreğimi " özleyeceksin. Yüreğini yıldızlara yaslayıp özlemi demleyeceksin gecenin karanlık çaydanlıklarında. . Hasretim büyüyecek damarlarında, duvarlar dilini yutmuşcasına suskunluğun maskesini giyinecek. Beni arayacaksın bensiz cümlelerin sen kokan satırlarında. Bir sigara daha yakacaksın dumanını dağların yüksek yamaçlarına yolladığın. Kesmeyecek bir daha. Küllüklerde öldürdügün sigara izmaritlerinle sönmeyecek hasretim. . Seni şimdiden özlediğim gibi sende " beni " özleyeceksin. . Her dokunuşumda saçlarına gelincikleri seren ellerimin kücüklügünü arayacaksın avuç içlerinde. Temmuz gecesi sebebsizce üştüğünde titreyen tenine gözlerimi sermemi dileyeceksin. Hasreti kanatıp özleyeceksin. . Belki de en çok parmak uçlarının üşümüşlüğüne gözyaşlarımı ateşlere rehin verdiğim gözbebeklerimi özleyeceksin.

Etkilendiği Yazarlar:
Acılarımın arasında kalmış yetim düşlerim beni anlatmaya yetiyor


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © İsmail Sarıgene, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.