..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bilinç ruhun sesidir, tutkular ise bedenin. -Rousseau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > lal-i handan




27 Mart 2010
Yaşam Oyunu  
Sabırlı bir meydan okuyuş gerektirir her oyun. Kişinin kendisine rağmen, bir başkası olmasını gerektirir

lal-i handan


Değil mi ki Tanrı “Dünya oyun, oyalanma yeridir” buyurmuş. En iyi oyuncudur insan. Umut yanıyla cenneti selamlayıp, zulüm yanıyla cehenneme göz kırpan...


:BCCH:
Zamanın yolcusudur insan, eğer bir oyunun içindeyse… Adına ne diyorsak diyelim: ister mutluluk oyunu, ister çocuk oyunu, ister hayat oyunu… Hiç fark etmez. Oynadığı nesnelerden ne kadar yararlanıyor olduğu da önemsizdir.

Sabırlı bir meydan okuyuş gerektirir her oyun. Kişinin kendisine rağmen, bir başkası olmasını gerektirir. Yaşamak, konuşmak ve diğer tüm eylemler, özen ve dikkat ister. Hüzün sokağından geçerken, dudağımızda tebessüm provalarıyla selamlıyoruzdur hayatı. Çocukluk, elma şekeri tadında olursa güzeldir.

Oyun demek; boşluk ve bilinmezliğin verdiği ürkekliğin bilincinde olmak demektir biraz da. Kendi ruhumuzda kaybolmak, amaçsız bir yolculukta da, bir anlam olduğunu fark etmektir. Derinliğimizde olanı anlamaya çalışarak; tüm beceriksizliğimizle hayatta kalmaya çabalamaktır. Bildik bir duaya eğreti tutunarak; her fırsatta tanrıyı selamlamaktır.

Yaşama sanatını sergiler oyuncu. Bir resim karesinden değişik imgeler çıkarır. İçgüdülerini, yeteneklerini dahası tüm yaşamını bir oyunun içine sığdırır. Gittikçe parçalanan maskesini ellerinin arasına alarak; hırpalanmış ruhuyla, insanların arasındaki rolünü en iyi şekilde oynamaya çalışır. Hayatta olmanın sırrına erer. Hayatın sırrına erer. Geçmişten kalma hüzünleriyle, geleceği selamlarken, ruhundaki sayısız benliğin fırtınasıyla baş eder.

Mutluluk ve acıyı dengeleyerek, ortaya güzel bir oyun çıkarma telaşındadır oyuncu. Kendi yaşadığı hayatın ötesine geçerek, bir başkası olabilme sanatına erendir. Hayır, hayır! hepsi bu değildir aslında. Başka biri olmanın verdiği bir kıpırtı, bir sevinç… Başka biri olmanın açmazlarını ve umutsuzluklarını duyumsayıp, bunlardan yeni acılar üretendir aynı zamanda. Ya da olağanüstü anların ve güzelliklerin sürekliliğini yakalamak için, sonsuz bir savaşın içinde bulandır kendini.



Değil mi ki Tanrı “Dünya oyun, oyalanma yeridir” buyurmuş. En iyi oyuncudur insan. Umut yanıyla cenneti selamlayıp, zulüm yanıyla cehenneme göz kırpan... Çocuksuluğuyla sokakta top koştururken; bilgeliğiyle hayatın yitip gitmelerine meydan okuyan… Yaşam oyununun ustasıdır insan, yazgısının bir parçası. Cennet ağacının meyvesinin tadındaki merak kadardır insan. Düşerken dünyaya; kendini bir oyunun içinde bulan…

Lal-i handan

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Yüzler yalan olsa maskeler gerçek!
Gönderen: nezahat artan özdil / , Türkiye
24 Ekim 2010
Değil mi ki her sabah güne uygun maskeyi yerleştiririz yüzümüze ve sonra başlarız oynamaya rollerimizi.Artık o gün payımıza ne düştüyse... kalemine sağlık.

:: Oyun içinde oyun oynamayalım!
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
13 Nisan 2010
Bu deneme bana insan olarak taktığımız ya da takmak zorunda kaldığımız maskeleri çağrıştırdı.Paylaşım için teşekkürler.Saygılarımla...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yüzleşme kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tanrım! Biraz Daha Özgüven, Lütfen.

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yemin Olsun Bitmedi...
Senin İçin Bir Dilek Tutmak İsterdim,öğretmenim...
Gözlerinde/kin/i Gördüm Rakkase!
Varlığımızı Düşünmek
Adın Bir "Hoşçakal" Oldu, Dudaklarımda...
Teşekkür Ederim Muhammed İbn-i Abdullah. Herşey İçin...
Aşkın Su Hali
Kendine Gitmeleri Yakıştıran Sevgili
Kendime Hükümdardım
Can Yitiği


lal-i handan kimdir?

Tanrı' nın izini bulmak, kendi dışımdaki gerçeğe; uzun zaman insanlardan gizlenmiş bir gerçeğe dokunur gibi dokunmak, giysinin eteğinden yakalayarak yüzündeki peçeyi çekip almak ve yüzünü insanlara göstermek isterdim. Ama kendi kendimden başka birşey bulmak yokmuş kaderde. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Çalgısız çalgı... Seni çıkardığı seslere hayran bırakan. Ama seslerin önemi yok benim için. Ben kendinde kendini taşır görmek isterim yine kendimi...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © lal-i handan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.