..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Bilmezlik ile ne hoþtum; hayalimde ne güzellik, ne de aþk vardý." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Fantastik Roman > osman demircan




28 Nisan 2010
Aydýnlýk2  
osman demircan
Altýn Yol ile tanýþmam böyle baþlamýþtý. Aklýmýn ucundan yolun bir yerinde teyzeyle karþýlaþacaðým geçmemiþti. Her þeyi akýlla izah edenlere bundan dolayý þaþýyordum. Çünkü hayatta akla hayale gelmeyen o kadar çok þey yaþýyorduk ki.


:BGHA:
Altýn Yol ile tanýþmam böyle baþlamýþtý. Aklýmýn ucundan yolun bir yerinde teyzeyle karþýlaþacaðým geçmemiþti. Her þeyi akýlla izah edenlere bundan dolayý þaþýyordum. Çünkü hayatta akla hayale gelmeyen o kadar çok þey yaþýyorduk ki.
Yarýn teyzenin yanýna gidecek miydim? Beni ona çeken güç neydi? Derisi yüzülmüþ, boðazý kesilmiþ bir koyunun yarasý kalmazdý gerçi. Koyun baþtan aþaðý kocaman yara olurdu da býçak altýna yatmak onu asla iyileþtirmezdi. Þu an her yanýmdan kan damlýyordu sanki. Bir koyundan farkým yoktu. Acaba o teyze benim için çayýr, çimen olacabilecek miydi? Beni iyileþtirebilecek miydi? Artýk karar veremiyordum. Sadece sonumu merak ediyordum. Son bir bitiþ deðildi yeniden diriliþti. Bunu öðrenmiþtim yaþadýklarýmdan.
Ertesi güne huzurlu baþlamak için erkenden yattým. Yorgan bereketli topraktý sanki. Onu üzerime örttüm. Gül kokarak, kederlerin, yaslarýn, mezarsýz ölülerin üstüne örter gibi yorganý üzerime çektim. Gül, gül diyerek gözlerim aðýrlaþtý. Göz kapaklarýmý tutamýyordum artýk. Bakýþlarýmdan beyaz güvercinler kaçarak sabit bir noktaya ulaþtý. Uyuyakalmýþým.
Sabah aydýnlýðý panceremden içeri bir peri kýzý gibi girerken, masal tadýnda bir gün yaþamak için yataðýmdan kalktým. Tekrar teyzenin yanýna gidecektim. Kaderim onun elinde bir anahtar olmuþtu. Anca onun sayesinde bu eþikten kurtulup ya cehenneme ya cennete girecektim. Yeni kýyafetlerimden birini seçerek giyindim. Altýn Yol üzerinde bir saða bir sola bakarak gözlerimi hayatýn olasý dikenlerine, tozlarýna hazýrladým. Bugün ilk tanýþtýðýmýz günden daha çok heyecanlýydým. Konuþsam Türkçe mi, Farsça mý, Arapça mý konuþacaðým belli deðildi. Dudaklarým hiç açýlmamýþ gibi kapalýydý. Sanki terör korkusuyla bütün kepenkleri kapatýlmýþ kasaba gibiydi dudaklarým. Tanrý'm bana sözlerin en güzelini baðýþla dedim, kendi kendime. Yoksa suskunluðum bir cehennem olacaktý. Ýçimi yakan bu bilmeceden kurtulamayacaktým. Çiftlik evi göründüðünde dizlerimin bütün lifleri kopacaktý sanki. O liflerle hayata baðlanmak istiyordum aslýnda. Ýnsanýn dizlerinin baðý çözülmedikçe, nasýl heyecanla yürüyebilirdi ki hayat yolunda. Hayatta heyecanýný yitiren insan nasýl mutlu olabilirdi ki? Yaklaþtýkça daha bir çiftlik büyüdü gözümde. Yine orada burada kazlar, tavuklar, ördekler cirit atýyordu. Avluya yaklaþýr yaklaþmaz hep bir aðýzdan kora halinde baðrýþtýlar. Sesi duyan teyze elindeki mutfak peçetesiyle dýþarý çýktý. Beni görünce ellerini kurulamaktan vazgeçip yanýma geldi. Sanki uzun zamandýr oðlunu askere göndermiþ bir annenin iç burkan bakýþlarýyla bana baktý.
_Hoþ geldin oðlum.
_Hoþ bulduk teyze. Umarým rahatsýz etmemiþimdir. Beni buraya çeken bir þey var. Sanki þiddetli yaðmurdan sonra yola düþen kayalar gibi içimdeki fýrtýnanýn etkiseyle yollara düþüp ta buralara kadar yuvarlanýp geliyorum. Kendimi kontrol edemediðim için çok üzülüyorum. Beni hoþ görün.
_Dediðine bak. Olur mu hiç öyle. Hatta senin gelmeni çok istedim. Çünkü sende bilmediðim bir elektrik var. Iþýðýn belki beni de bu karanlýktan kurtarýr. Eþimin ölümünden sonra rüyalarýma hep karabasanlar giriyor da.
_Aslýnda ikimize de faydasý olacaksa gelmeye devam edeyim. Yalnýz ne sen beklemekten bez, ne de ben buraya gelmekten yorulayým. Sadece yüreðimizde sönen onca muma raðmen içimiz kararmasýn. Güneþ aydýnlýðýnda bir iç dünyaya kavuþalým.
_Yok bende asker ruhu var. Kolay kolay direncimi yitirmem. Bir de iki tane at besliyorum. Onlara binerek daðlara týrmanýyorum. Bana çok mutluluk veriyor bu. Benim direncimi arttýrýyorlar.
_Ya atlarý görebilir miyim?
_Tabi.
Beni çiftliðin arkasýndaki ahýra götürdü. Ahýrda birkaç tane koyun ve inek vardý. Atlar ise ahýrýn arka tarafýnda ýþýk hüzmelerinin aydýnlattýðý bir yerde duruyorlardý. Yanlarýna yaklaþýnca teyze elleriyle baþlarýna dokundu. Siyah olan sahibinin okþamalarýna kafasýný sallayarak karþýlýk verdi. Beyaz at ayaðýyla yeri eþeledi. Siyahýnýn adý Yaðýz, beyazýnýn adý Köpük'tü. Teyzeyle onlara adlarýyla hitap ediyordu. Bana dönerek binmek ister misin dedi. Ben de gülümseyerek onayladým.
Yaðýz'ý alarak dýþarý çýktýk. Üzerine bir hamlede çýktým. Dizginlere asýlýnca koþmaya baþladý. Koþ, koþ Yaðýz diyordum. Rüzgar yelesini savurdukça, yüreðimdeki yapraklar hortum þeklinde dönüyordu. Beni çiftlikten çýkarýp ana yola götürdü. Tepeköy'e doðru deðil de, yolun ucundaki daðlara doðru koþmaya baþladý. Öyle azgýn koþuyordu ki sanki elinden kadýný alýnmþ bir erkek gibiydi. Dizginlere sýkýca tutunuyordum. Daðlar sanki kýsraktý da üzerlerine atlamak istiyordu. Sonra amuda kalkarak kasýklarýný daða taþa gösterdi. Yeniden dörtnala koþtu. Daðýn eteðine vardýðýmýzda Yaðýz bir patikadan daða týrmanmaya baþladý. Daða týrmandýkça aðaçlar daha da seyrekleþiyordu. Daðýn yamacýndan hem çiftlik hem de Tepeköy kuþ bakýþý görünüyordu. Dünyaya tepeden bakmak ne güzeldi. Daðýn zirvesi býçakla kesilmiþ gibi dümdüzdü. Oraya ulaþýr ulaþýlmaz Yaðýz'ýn sýrtýndan indim. Atý otlama býrakýp yerin gök, göðün yer olduðu bu daðýn tepesinde gezmeye baþladým. Tanrý'm bu ne güzellikti böyle. Saklý bir cennetteydim. Her yer yemyeþil çimenlerle, rengarenk çiçeklerle týka basa doluydu. Ne Paris ne Londra böyle bir gizem sunabilirdi insana. Çimenlerin üzerinde bir yuvarlanarak bir koþarak ve taklalar atarak eðlenirken hem kuþ oldum hem tavþan oldum. Bir dere kayalarýn çatlaklarýndan çýkarak az ilerde bir göl oluþturup yoluna devam ediyordu. Dereyi takip ederek göle vardým ve üzerimde ne varsa çýkarýp attým. Kendimi gölün serin sularýna býraktým. Tenime serin suyun deðmesiyle kendimi alabalýklar kadar dinç ve zinde hissettim. Dibe daldýðýmda taþlar ýþýðýn aksiyle parlýyordu. Su berraktý. Yüzmekten yorgun düþüp sudan çýktýðýmda, Yaðýz'ýn yanama geldiðini gördüm. Üzerimi giyinip Yaðýz'ýn sýrtýna bindim. Dizginlerine asýlýp çayýr çimen demeden atý koþturdum. Yaban atlarýnýn bulunduðu yere geldiðimizde hepsi birden dörtnala koþmaya baþladý. Tanrý'm göðsüme vuran rüzgar gömleðimi neredeyse yýrtacaktý. Koþmak, koþmak ne çoþkun mutluluktu. Oysa þehirlerde hep koþturma vardý. Ne kadar yazýk. Þehirde insanlar yüzüne tokat atarlar da sonra nasýl tepkin vermen gerektiðini söylerler. Derler ki; sakin ol, sakin þiddete baþvurma, hakkýný medenice ara. Oysa senin yüzüne haksýzca vuran insana bir þamar patlatman seni rahatlatacaktýr. Bunu yapamayacaðýn için asla mutlu olamazsýn. Mutluluk, kendini ifade edebilmektir. Kaldý ki bunu baþarmak karþýna çýkan koca daða týrmanmaktan daha zordur. Ýnsanlar karþýna daðdan daha küçük çýkar da, daðdan daha büyük dertler yaratýrlar.
Vakit epeyce geç olmuþtu. Yýldýzlar göðe dolarken, Yaðýz'ýn sýrtýna bindim. Geldiðimiz yoldan tekrar geri dönerken, teyzenin endiþenmemiþ olmasý için dua ettim. Hayat bu gibi tekrarlardan ibaret olduðuna göre neden insanlar hata yaparlardý? Bunu düþünmeden kendimi alamadým. Yaðýz dönüþ yolunda ayný davranýþlarý tekrarlarken, patikadan çýkmamaya özen gösteriyordu. Ýnsaný hayvandan ayýran en önemli özellik; insanýn yoldan çýkma dürtüsünün daha fazla olmasýydý herhalde. Gittikçe yakýnlaþan çiftlik evi, gözümde saray yavrusu gibi görünüyordu.
Teyze, endiþeli yüzüyle beni kapýda karþýladý. Ak saçlarý baþ örtüsünün kenarlarýndan dökülmüþ, göz çukurlarý morarmýþtý. Beni görünce yüzünde ekþimsi bir gülümseme oluþtu. Gözlerindeki ýþýltý bakýþlarýma vurunca, mahçup bir ifadeyle baþýmý öne eðdim. Beni bu kadar düþüneceðini hiç sanmamýþtým. Bir kadýnýn beyninde yer almak, hem de endiþeyle, sevgiyle karýþýk bir þekilde yer almak beni mutlu etti.
_Seni çok merak ettim. Neden bu kadar geç kaldýn.
_Daðýn zirvesine çýkýnca saklý bir cennetle karþýlaþtým. O kadar cehennem azabý yaþadým ki, bir cennetle karþýlaþmak beni oyaladý. Özür dilerim.
_Lütfen bir daha yapma. Sen sorumluluðumdasýn. Sana bir þey olmasýndan çok korktum.
_Hýmmm. Bir daha olmaz emin olun.
_Neyse, sen artýk pansiyona dönemezsin. Ýçeri gidelim. Bu gece burada kal.
_Sana yük olmak istemem.
_Sorun deðil. Sofrayý da kurmuþtum. Bir þeyler yersin.
_Teþekkür ederim.
Evin salonuna girdik. Çok canlý renkler gözüme çarptý. Koltuklarýn rengi ile duvardaki tablonun kýrmýzý çiçekleri çok uyum içindeydi. Vitrindeki gümüþler ýþýðýn verdiði pýrýltýyla gözümü alýyordu. Bir koltuk takýmýnýn yanýnda berjar takýmý duruyordu. Ortadaki ahþap sehpa ve üzerindeki çini vazosu eskiyi hatýrlatýyordu. Oradan mutfaða geçtik. Mutfak, lavabosu pencerenin önünde olan geniþ ve ferah bir yerdi. Ayný zamanda ankastre bir mutfaktý. Davlumbaz fýrýný olan bu mutfaðýn ortasýndaki camdan bir masa yemeklerle donatýlmýþtý. Bir sandalyeye oturdum. Teyze de karþýmda oturdu. Poaçalarý ve salatalarý yerken konuþmaya baþladýk.
_Salondaki kýrmýzý renk yoðunluðu dikkatimi çekti. Kýrmýzýyý çok mu seviyorsun.
_Evet!
_Neden peki?
_Kýrmýzý renk, bir tutkudur, bir heyecandýr, bir aþktýr, bir ateþtir ve kandýr.
_Peki hangi kýrmýzý güzeldir? Þarap kýrmýzýsý mý, bayrak kýrmýzýsý mý, gül kýrmýzýsý mý?
_Tabi ki gül kýrmýzýsý...
_Neden?
_Çünkü, gül kýrmýzýsý sevgidir. Sevgi yeryüzüne hakim olduðunda, her sabah gül renginde þafaklarla güne uyanacaðýz. Bitecek kabus dolu gün boyu yaþanan bu hezeyanlar.
_Peki bayraklarýn kýrmýzý renkte olmasý hakkýnda ne düþünüyorsun.
_Öldürmek, insanlara hem Tanrýsal bir güç hem estetik bir yan kazandýrýr. Devletler de bu Tanrýsal güçten ve estetikten faydalanýrlar. Ayrýca, katillere edebiyatta çok yer verilir. Edebiyat evrensel bir kültür olduðu için de, can almak yaldýzlý sözlerle yaþama girer.
_Peki insan öldürmenin iyisi olur mu?
_Þöyle düþünün. Bir erkek yaþlý bir kadýnýn parasýný almak için öldürdüðünde toplumda infaal yaratýr. Oysa o erkek bir fahiþeyi, bir dinsizi, bir yoldan çýkmýþý öldürdüðünde toplumda örtülü bir ahlaki deðer kazanýr. Onlarýn parasýný alýp yemiþ olsa da pek dikkate alýnmaz.
_Ne yani toplum örtülü ödenek midir? Ne tarafa harcandýðýný anlayamaz mý?
_Toplum da sonuçta bir metadýr. Bazen çok ucuza gider.
_Ne yani insanlarýn seçme þansý yok mu? Öldürmemeyi de seçebilir.
_Önünüze baþka seçenekler býrakýlmamýþsa, seçme þansýn yoktur tabi.
_Katiller sevilir mi?
_Tabi ki. Örneðin bir seri katil onca insaný öldürmüþ ve yakalanmamýþsa, zeki kabul edilir. Zeka toplumda büyük bir deðerdir. Kendini zeki kabul ettiren herkes saygý görür. Bu yüzden diktatörlerin çoðuna zekilik yaftalanmýþtýr.
_Anlýyorum. Eline saðlýk hem midemi hem de beynimi doyurdun.
_Afiyet olsun. Salona geçelim mi?
_Olur.
Salona geçip koltuklara oturduðumuzda, kendimi yorgun hissettim. Teyze gözlerimden akan uykuyu fark edince yatmam için beni üst kattaki bir odaya götürdü. Ýyi geceler temennisiyle odadan içeri girdiðimde ay ýþýðýnýn odanýn bazý bölümlerini gizemli, bazý bölümlerini de usulca aydýnlattýðýný gördüm. O aydýnlýða doðru yürümek istedim; fakat o gizemli karanlýklar ayak bileðimi kavrayýp sürekledi karanlýða beni. O cýlýz aydýnlýklarda bir el aradým, tutup çýkarsýn beni karanlýðýmdan diye. Çocukluðumdaki yatak altý karanlýðýndan korkmalarým geldi aklýma. Sonra oda kapýmýn eþiðine kadar gelen ayak seslerinin beni ne kadar ter içinde býraktýðýný hatýrladým. Hayatýn ortasýnda bir korkuluk olmuþtum da sonralarý ne bir tarlaya sahip çýkabilmiþtim ne de kargalarý kokutabilmiþtim. Hayat fýrtýnalarýyla, þimþekleriyle, yaðmurlarýyla korkutmuþtu beni. Anne diye baðýramamýþtým hiç. Çünkü, annem, babamý amcasýnýn oðluyla aldattýðýndan beri, anne demekten de korkmuþtum. Babam ise anneme benzediðim için o olaydan sonra hiç yüzüme bakmamýþtý. Yani yüzümün fotoðrafýný polisler çekmese de, eþkalim belirlenmese de karakollarda, sabýkalý bir yüz taþýdým o günden sonra. Nasýl evsizler için bütün evler güzelse, benim de annem öyle güzeldi annesizliðimde. Fakat bunu hiç annem bilmedi.
Buruþturulmuþ kaðýt gibi yataðýn bir köþesinde kalakaldým. Ýçimde nice orman hikayeleri varken, tüm yokluklarý sinemde badýrýndýrarak uykuya daldým. Acý gecenin karanlýklarýndan rüyalarýma sýzarken, kabus dolu bir kaseyi yudum yudum içtim. Rüyamda saz çalmaya çalýþýyordum. Sazýn tellerine notalar telgraf tellerine dizilmiþ kuþlar gibi dizilirken, ne bülbül oldum ne de papaðan oldum. Bir türlü þarký söyleyemedim. Sesimi boyadým dudaklarýma kalem sürmeden. Renkli bir türkü tutturamadým. Rüyamýn etkisiyle uyandým. Odam gölgelerle ve karanlýklarla boðuþurken, terlemenin etkisiyle su içinde kaldýðýmý gördüm. Okyanusun karanlýk dibinde ýþýk saçan balýklarýn sivri diþlerinin yüreðime saplandýðýný sandým. Derin acýlar içinde ayaða kalkýp, odamda bir saða bir sola gezinmeye baþladým. Iþýðý yakarak bu karanlýk dört duvarda biraz olsun aydýnlanmaya çalýþtým.
Oda geniþçeydi. Kapý giriþinin sað tarafýnda bir elbise dolabý, hemen yanýndaki bir pencereyle bütünleþiyordu. Odanýn sol tarafýnda ise bir yatak ve yine bir pencere vardý. Pencereler teleskop gibi tüm yýldýzlarý gözümün içine sokacak kadar yakýn gösteriyordu. Yataðýn yanýndaki komodinin üzerindeki kýrmýzý güller, ihtirasý ve tutkuyu çaðrýþtýrýyordý. Odadaki her eþya birbiriyle organik bir bað içindeydi. Canlý bir oda tasvirinin tam içindeydim. Oda týpký Ýstanbul'un pasajlarý gibi bana kozmopolit bir zevk yaþatýyordu. Tamamen soyunup ýþýðý kapattýktan sonra yataða girdim. Sonra tüm þeytanlarla, ifritlerle, ecinnilerle seviþtim. Ýfritler bir insanla seviþemediklerinde, o insaný bir kadýnla buluþturup yataða sürüklerlerdi. Ardýndan ikisinin seviþmelerine ortak olurlardý. Bu yüzden bedenimi saldým gecenin kadýnsý canavarlarýna. Beni yiyip bitirsinler de, baþkasýna sürtecek bir et parçam kalmasýn diye muz gibi soydum kendimi maymun iþtahlý gecenin ifritlerine. Sabah uyandýðýmda kansýz bir savaþtan çýkmýþtým. Doðruca lavaboya koþup elimi yüzümü yýkadým. Yüzüm ve elim suyun ferahlatýcý serinliðiyle kendine geldi. Þimdi bir kadýna bakmaya yüzüm olabilirdi, hayata termemiz tutanabilirdim de.
Teyze ayak sesimi duyup beni çaðýrdý. Mutfaktan gelen sese kulak vererek yanýna gittim. Kahvaltýyý çoktan hazýrlamýþtý. Günaydýn diyerek masaya oturdum. Baþbaþa kahvaltý yaparken bana rahat uyuyup uyumadýðýmý sordu. Rahat uyuduðumu söyleyerek geçiþtirdim. Kahvaltý sofrasýna bakarak aklýma o an, eðer bir sütsen ayran olmaktan, peynir olmaktan, tereyaðý olmaktan ya da çökelek olmaktan baþka seçeneðimizin olamayacaðý geldi. Madem ki hayatta hiçbir þey dört dörtlük olamýyordu, neden hayatta dört dörtlük olmaya çalýþtýðýmýza anlam veremedim. O an kafamýn bir yerinde düðme olmasýný çok istedim. Düþünceden bunaldýðým zamanlarda o düðmeye basar, azap dolu düþüncelerden kurtulurdum. Böyle bir eylem yapma þansým hiç yoktu. Peki neydi beni þanslý kýlan? Öldürülmem mi, teyzeyle karþýlaþmam mý, ressam olmam mý? Belki de þans diye bir þey yoktu. Öyleyse nasýl bazý insanlar çok yeteneksiz olmalarýna raðmen, büyük þair ve yazar olabiliyorlardý? Ah dedim içimden yine. Hayat bazý insanlara tüm olanaklarýný seferber edip imkanlar sunarken, bazýlarýna bir çöp bile vermiyordu. Bunlarý düþünürken, karanlýðýn ortasýnda olmadýðýmý anladým. Bütün bunlarýn hepsi aydýnlacaktý. Teyze bu havuz misali olan dünyada, sazan gibi kalmýþlýðýma bir çare olacaktý.
Teyzenin içeri geçelim mi sözüyle kendime geldim. Olur onayýyla beraber içeri geçtik. Koltuklara oturduðumuzda teyzenin yeþil ile kahve tonlarýndan oluþan gözleri dikkatimi çekti. Onun gözlerinin içine bakarak:
_Bana incelik gösterip evinde kalmama izin verdiðin için teþekkür ederim.
_Rica ederim.
_Eþinizin hapishanede intihar ettiðini söylemiþtiniz. Peki, ailenizden kimse sizi arayýp sormuyor mu? Bir kadýn olarak burada yalnýz yaþamak size zor gelmiyor mu?
_Yalnýzlýðý nasýl anlamlandýrdýðýnýz çok önemli. Ben kendimi yalnýz hissetmiyorum ki. Evim ve hayvanlarým bana yetiyor. Ötesi benim için bardaðý taþýran su damlasý gibi olur.
_Hayatýnýza umarým bir su damlasý gibi girmemiþimdir.
_Yok endiþe etmeyin. Siz bir kaþýk suda fýrtýnalar koparak bir kiþiye benzemiyorsunuz.
_Teþekkür ederim.
_Aslýnda sizi merak etmiyor deðilim. Kendinizden pek bahsetmediniz. Ben size karþý hislerimi söyledim; fakat bu hislerimin bir hezeyana sebep olmasýný istemediðimden dolayý size pek soru sormak istemedim.
_Yo, ne münasebet! Ýstediðinizi sorabilirsiniz.
_Bana cümle kapýlarýný açtýðýn için teþekkür ederim. Kelimeler, bir düðüm halinde içimde dururken, çözmek için gösterdiðin iðne inceliðinden dolayý çok mutlu oldum.
_Rica ederim. Ne soru sormak istiyorsanýz, cevaplamaya hazýrým.
_Nerelisiniz? Tepeköye gelme nedeniniz neydi? Niçin yalnýzsýnýz?
_Ýstanbulluyum. Tepeköy'e gelme nedenim biraz kendimi dinlemek ve bir sorunu çözmek içindi.
_Sorun mu dediniz! Sizin sorununuz ne olabilir. Yardým etmek isterim.
_Aslýnda yardým edebilecek tek kiþi de sizsiniz.
_Nasýl yani?
_Anlatmasý uzun hikaye. Sadece eþinizin bir ressamý niçin öldürdüðünü çözmek istiyorum. Bunun benimle çok alakasý var. Yalnýz bunu þimdi size açýklayamam.
_Eþimle ne alakanýz var anlayamadým. Size eþimle ilgili niçin bilgi vereyim ki? Ben o konuda pek konuþmak istemiyorum.
_Beni merak ettiðinizi söylediniz. Merakýnýzý gidermek için bazý konularý açmam gerekti. Eðer siz bana yardým ederseniz, benimle ilgili tüm merak ettiklerinize de cevap vermiþ olacaktým.
_Peki dediðiniz gibi olsun. Size eþimle ilgili bilgi vereceðim. Umarým siz de tüm samimiyetinizle bana karþýlýk verirsiniz.
_Eþim paraya çok düþkündü. O kadar parayý hýrs etmiþti ki yerlere düþen paralarý eðilip alacak kadar dik duruþundan ödün vermiþti. Hatta bir keresinde çok sevdiði bir arkadaþýndan borç istediðinde, o arkadaþý borç için vereceði parayý güya yanlýþlýkla yere düþürmüþtü. Eþim onursuz bir þekilde eðilip o paralarý büyük bir hevesle toplamýþtý. Bu para hýrsýyla yanýp tutuþurken, baþarýlý bir ressamla karþýlaþmýþtý. Ondan sonra hayatýmýz tümden deðiþti. Ressam sanki fýrçasýyla hayatýmýza kara çalmýþtý. Nasýl siyahýn üzerinde, kara bir leke belli olmazsa, o tanýþmadan sonra her þey iyice belirsizleþmiþti.
_Aslýný ararsanýz o ressam benim. Öldükten sonra tekrar dünyaya gönderildim.
_Sen ne saçmalýyorsun. Derhal evimi terk et.
O an bir buz daðý gibi kendimi hem bumbuz hem de kocaman hissettim. Duygularýmýn donup kaldýðý noktadan kocaman bir buz daðý gibi koparak, kendimi o anýn akýþýyla kapýda buldum. Suskundum, aþaðýlanmýþtým, yapayalnýzdým. Geriye bakmadan çiftlik evinden uzaklaþtým. Ana yoldan Tepeköy'e doðru omuzlarým çökmüþ bir vaziyette yürüdüm. Aklýma kovalmanýn ne olabileceði hiç gelmemiþti. Þimdi aklýmýn kan ayaklý düþüncelerinde, kovulmanýn muhakemesini yapýyordum.
Kadýnýn binlerce emek verdiði bir evden kapý dýþarý edilmesi, çocuðun annesinin arkasýndan bakmasýna raðmen aðlamaktan baþka bir þey yapamamasý, iþ yerinde türlü entrikalarla baþ edemeyen baþarýlý bir emekçinin masada otururken iþ adamýnýn gelip neden dangalak gibi oturuyorsun sözleriyle kendisine kapýnýn göründüðünü anlamasý, kendi ülkesinde birtakým yanlýþlara göz yummayýp bunu dillendirmesinden sonra, ya sev ya terk et sloganýyla karþýlaþmasý beynime bir çivi gibi çakýldý.
Ana yoldan adýmlarýmý sürterek ilerlerken, yol kenarýndaki otlar, çiçekler gözüme iliþti. Ýlk defa küçülmesinin etkisiyle, detaylar dikkatimi çekti. Ufacýk bitkiler kocaman aðaçlarýn altýnda bir halý gibi duruyordu. Önemli olan bastýðýn yer miydi, yoksa gözlerinin yüksekte kaldýðý yer miydi? Aðaçlara ve gökyüzüne bakmaktan vazgeçip yerdeki karýncalara dikkat kesildim.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik roman kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Aydýnlýk9
Aydýnlýk7
Aydýnlýk8
Aydýnlýk4
Aydýnlýk6
Aydýnlýk1
Aydýnlýk3
Aydýnlýk (Giriþ)
Aydýnlýk5

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
En Ateþli Anýmda Gel Yanýma [Þiir]
Öperek Beni Öldür [Þiir]
Cayýr Cayýr [Þiir]
Kar Yangýnlarý [Þiir]
Söyle Neden Konuþmuyorsun [Þiir]
Gözlerim Kan Davalýdýr Her Geceye [Þiir]
Kefenden Çiçekli Elbise [Þiir]
Martý Beyazý [Þiir]
Gül Þarabý [Þiir]
Yanlýzlýk Çinlidir [Þiir]


osman demircan kimdir?

Yüreðimin ve beynimin tavanýnda buluyorum, tozlu mýsralarý. Aklým bir çatý katý. Gözlerim yýldýzlarla dolduðunda, bakýþlarýmýn ýþýltýsý vurur satýrlara. Ýþte o zaman, þiirler bir Samanyolu olur. Mehtaplý gecelerimi vururum gözyaþlarýmla biriktirdiðim göllere. Her mýsra bir dal gibi düþer, þiir denizlerine. Kýzýl bir duyguya boðulurum o an. Akarým ellerinize.

Etkilendiði Yazarlar:
Herkes


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © osman demircan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.