 • İzEdebiyat > Roman > Fantastik Roman |
1
|
|
|
|
Beyaz Melek, bir hastane görevlisi ile bir hastanın öyküsünü anlatıyor. Doktor Bilge Göker'in hastanedeki görevi, komaya girmiş ve hayatı makinaya bağlı hastaları son yolculuklarına uğurlamaktır. Çalıştığı yıllar içerisinde onlarca hastayı bu şekilde makinalardan ve hayattan koparmıştır. Bir gün Bayındır Hastanesine Melek Bilen isimli gizemli ve tuhaf görünümlü bir hasta gelir. Ancak Melek Bilen’in bu tuhaf ve gizemli görünümünün altında oldukça saf ve o dünyaya ait olmayan bir ruh yatmaktadır. Melek Bilen'in günden güne gün yüzüne çıkan dünya ötesi güçleri, karakteri hakkında yeni ipuçlarını anbean ortaya çıkaracaktır. |
|
2
|
|
|
|
Nicole Beatrix tanımadığı bir yabancıdan bir atari alır. Üzerinde her ataride olması gereken tuşlar olsa da gizlenmiş bir tuş daha vardır. Gizemli yabancı atariyi Beatrix'e verirken her ne olursa olsun o tuşa basmaması gerektiğini söyler.
Atarinin sahip olduğu gizli güç Nicole Beatrix'i iyiliğe ya da kötülüğe sürükleyecek.
Beatrix, ona bir arkadaşı gibi eşlik eden iç sesinin şu sorusunu duyup duracaktır; Neden bir başkası değil de sen? Koskoca gezegende o gizemli adam neden seni seçti? Bu atari sana ne yaptıracak?
Beatrix' tüm bu soruların cevabını atarinin çarpıcı gizemiyle tanışınca alıyor.
'Hayatının ne kadarı gerçek ve sana ait, ne kadarı yalan ve atariye ait?
Gizemin ve merakın hiç bitmediği bu romanımı parça parça siz değerli okurlarla paylaşacağım. |
|
3
|
|
|
|
Gizemli ve sihirli hikâyelerde geçen masum bir kasaba mutlaka vardır. Ve o kasabalarda mutlu olmayı bekleyen insanlar muhakkak olur. Renkli Düşler Dükkânını harabe bir yerden bir gecede rengârenk tabelalarının olduğu, sevimli ve fantastik eşyaların satıldığı bir yere çevirmek ise Bay Baki Kalır adında gizemli bir gezginin görevidir.
Kim bilir? Belki de Renkli Düşler Dükkânın'da sizin için de gizemli bir eşya yer alıyordur. |
|
4
|
|
|
|
Kod. X şansız biriydi. En azından başka bir insan bedeniyle tekrar dünyaya geldiğinde öyleydi. 2123 yılında uyandırıldığında yapabileceği tek şey vardı; hayatta kalabilmek. Yargı sistemi onu geçmişte yaptığı ve cezasını çekmediği şeyler için hayata döndürmüştü. Evet, artık geçmişe dönük infazların yaşandığı bir çağ başlamıştı. Kod. X geçmişte işlediği suçların cezasını çekmek için özgür kalabileceği ya da ölebileceği bir infaz programına katılacaktı.
Kod. X şimdi merakla ve beğeniyle takip edilen bir infaz programındaydı. Benliği bir insan bedeninde tekrar uyandırılmıştı. Ensesinde diyez ve bemollerden oluşan bir kodlama vardı. İnfaz programı bitmeden suçsuz olduğunu kanıtlamak zorundaydı. Ya da İnfaz Programı onu öldürene ve belki özgürlüğünü hak edene kadar saklanmak ve kaçmak zorundaydı.
|
|
5
|
|
|
|
Ezildi...
Dövüldü...
Küçük düşürüldü...
Çocukluğu yaşatılmadı...
Aslan Aslan, gittiği Kur'an kursunda sırf altını ıslattığı için arkadaşları tarafından alay edildi. Sessizce ve ağlayarak bu alayın bitmesini bekledi. Sataşmalar, karışmalar, alaylar sadece bu olayla kalmadı. Ta ki bir noktaya kadar...
O gün Aslan Aslan'ın içinde biriktirdiği kin, nefret ve intikam duygusu daha önce görülmemiş bir sel gibi önüne neyi katıyorsa yok edecekti.
Herkes için bir planı vardı. Son derece akıllı ve zeki olan Aslan Aslan artık bir ölüm makinasına dönüşmüştü.. |
|
6
|
|
|
|
Beyaz Melek, bir hastane görevlisi ile bir hastanın öyküsünü anlatıyor. Doktor Bilge Göker'in hastanedeki görevi, komaya girmiş ve hayatı makinaya bağlı hastaları son yolculuklarına uğurlamaktır. Çalıştığı yıllar içerisinde onlarca hastayı bu şekilde makinalardan ve hayattan koparmıştır. Bir gün Bayındır Hastanesine Melek Bilen isimli gizemli ve tuhaf görünümlü bir hasta gelir. Ancak Melek Bilen’in bu tuhaf ve gizemli görünümünün altında oldukça saf ve o dünyaya ait olmayan bir ruh yatmaktadır. Melek Bilen'in günden güne gün yüzüne çıkan dünya ötesi güçleri, karakteri hakkında yeni ipuçlarını anbean ortaya çıkaracaktır.
|
|
7
|
|
|
|
Beyaz Melek, bir hastane görevlisi ile bir hastanın öyküsünü anlatıyor. Doktor Bilge Göker'in hastanedeki görevi, komaya girmiş ve hayatı makinaya bağlı hastaları son yolculuklarına uğurlamaktır. Çalıştığı yıllar içerisinde onlarca hastayı bu şekilde makinalardan ve hayattan koparmıştır. Bir gün Bayındır Hastanesine Melek Bilen isimli gizemli ve tuhaf görünümlü bir hasta gelir. Ancak Melek Bilen’in bu tuhaf ve gizemli görünümünün altında oldukça saf ve o dünyaya ait olmayan bir ruh yatmaktadır. Melek Bilen'in günden güne gün yüzüne çıkan dünya ötesi güçleri, karakteri hakkında yeni ipuçlarını anbean ortaya çıkaracaktır. |
|
8
|
|
|
|
Beyaz Melek, bir hastane görevlisi ile bir hastanın öyküsünü anlatıyor. Doktor Bilge Göker'in hastanedeki görevi, komaya girmiş ve hayatı makinaya bağlı hastaları son yolculuklarına uğurlamaktır. Çalıştığı yıllar içerisinde onlarca hastayı bu şekilde makinalardan ve hayattan koparmıştır. Bir gün Bayındır Hastanesine Melek Bilen isimli gizemli ve tuhaf görünümlü bir hasta gelir. Ancak Melek Bilen’in bu tuhaf ve gizemli görünümünün altında oldukça saf ve o dünyaya ait olmayan bir ruh yatmaktadır. Melek Bilen'in günden güne gün yüzüne çıkan dünya ötesi güçleri, karakteri hakkında yeni ipuçlarını anbean ortaya çıkaracaktır. |
|
9
|
|
|
|
Gizemli bir adam Nicole Beatrix'e bir atari verir. Ondan istediği tek şey atarinin üzerindeki bir tuşu hiç kullanmamasıdır. |
|
10
|
|
|
|
Yavaş ve aksak adımlarla merdivenlere adım attığında Onorgud bunun hiç de Kahin’in sıradan hallerinden olmadığını anladı.
Cadıkahin Kral’dan iki basamak aşağı da durdu.
Kral ürperdi.
Krallarınkahini sıska, kemikli elini Krallarınkılıcı’na doğru uzatıyordu. Uzun, kalın çelik namlunun usturadan yüz bin kat keskin ağzına bir deri bir kemik parmaklarıyla dokundu. Namlunun keskinliğini parmağını keskin ağızda yavaşça kaydırarak sınadı..
Sıradan bir anda Kılıç’ın bu ufak dokunuşunun koca bir tomruğu umarsızca parçalayacak gücü vardı. Ama Cadıkahin’e hiç bir şey olmadı. Kılıç bir çiziğe bile neden olmadı. Tek bir ufak damla bile kan akmadı. Kralların kılıcı Kahin’i tanıyordu. Uykusundan uyanması emredilmediği ve gerek de duymadığı için sessizce bekliyordu.
Birden hiçbir işaret göstermeksizin Onorgud’u sarsan bir şey oldu. Cadıkahin Kral’a doğru başını kaldırdı. Bunu daha önce sadece bir kez daha yapmıştı. Uzun yıllar önce Rein isminde bir genç kral Kılıç kulesi’ndeki efsanevi kılıcı eline alıp Onorgud olduğu gün.
Kral karanlıkla gölgelenmiş, yüzyılların yıprattığı ve adeta silip şeffaflaştırdığı yaşlı yüze, o geçmişi sayısız yüzyıllardan beri süzgecinden geçirmiş gözlere ikinci bakışında da iliklerine kadar ürperdi. Ama bu defa ürperti daha dehşetliydi.. O çok yaşlı ve bilgiliydi. Çok şey görmüştü. Öyle ki artık önceden gördüğü hiçbir şeye bakmıyordu. Şu anda ne görmek için ona bakıyordu? Yüzyıllardır görmediği neyi görüyordu? Bunların düşünceleri Rein’in aklını gitgide ağırlaştırırken Cadıkahin’in sesini duydu. Boğuk ve fısıltılı ses derin karanlıklardan ona yankılanıyor gibiydi. Sanki kaderin sesi ona kehanet haykırıyordu...
“Kılıcını bile Ey Kral.. Savaşa gidiyorsun..” |
|
11
|
|
|
|
Yer, İstanbul'un Üsküdar ilçesi... Suç oranı yok denecek kadar az olan Çamlıca Mahallesi yaz ayının o kavurucu sıcağında polise yapılan bir ihbarla sarsıldı. Fatih Sitesi içinde bulunan bir binanın birinci katında kalan Erhan'dan haber alamayan Umay, Erhan'ın başına bir şey gelmiş olabileceği korkusuyla durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen polis, çilingir yardımıyla kapıyı açtığında ağır bir koku ile karşılaştı. Polisler nefes almakta zorluk çekmelerine rağmen evin odalarında Erhan’ı aradılar. |
|
12
|
|
|
|
Roman kurgu bakımından olaydan çok düşünceye vurgu yapar. Ayrıntılarla ilgilenmez. Pek çok kişiye ağır gelebilecek konu ve düşünce örgüsü böylece daha anlaşılır hale getirilir. Sadece felsefeyle ilgilenenler için değil, her insan için okunma kolaylığı sağlar. |
|
13
|
|
|
|
Normalde herkesin olduğu gibi, bir kiralık katilin de özel hayatı vardır. Sevip aşık olabilirler. Tek fark, onların öyküleri genelde pek tatlı sonla bitmez. Bu da tanrının adaleti olmalı. |
|
14
|
|
|
|
Romanınızı sınırsız sevdim. Roman eleştirmeni olsaydım, “sınırsız sevdim” gibi dümdüz bazı lâflar edeceğime, bu sevgimi yetesiye dışlaştırabilecek cümleler kurmaya çalışırdım. Roman kültürümün enezliğinden ötürü, beni bağışlayın lütfen! |
|
15
|
|
|
|
"yaşamakta ayak direyeceksin.
Belki bahtiyarlık değildir artık
boynunun borcudur fakat
düşmana inat
bir gün fazla yaşamak."
NAZIM HİKMET RAN |
|
16
|
|
|
|
“HERKES HEYBESİNE ÖMRÜNÜ DOLDURUR; BEN KAMBURUMA TAKILAN HAYALLERİMİ… BEN BİR BOZKIR PİGMESİ DEĞİLİM; HAYALLERİ OLAN VE ÇİĞNENMİŞ BİR HAYATIM.” |
|
17
|
|
|
|
-Bu çalışma birkaç bölümlük öykü olarak tasarlanmış, ancak konunun uygun olması nedeniyle okuyuculardan da gelen istek ve teşviklerle bir romana dönüştürülmüştür.
-Bu sitede öykü olarak 20 bölüm halinde yayınlanmıştır.
-Öykü iken takip eden okurların bu romanı tekrar okumalarına gerek yoktur. Çünkü herhangi bir değişiklik yapılmamış, sadece gözden geçirilip birkaç düzeltme yapılmıştır.
-Öykü olarak bu sitede ve başka sitelerde yayınlandığında yaklaşık 5-6 bin kere tıklandığı saptanmıştır.
-Okuma süresi ortalama hıza sahip bir okur için tahmini 3.5-4 saat arasıdır.
-Tavsiye ve eleştirilerinize açıktır.
-Umarım hoşunuza giden bir çalışma olmuştur.
-Saygılarımla. |
|
18
|
|
|
|
Dilruba’nın yolu bir ermişle kesiştiğinde ermiş ondan göğsündeki gökyüzünün fotoğrafını çekmesini ister. Ama önce Dilruba’yı farklı ve fantastik alemlere götürecektir: Duymak, görmek ve koku alemleri. Burada Dilruba’nın kendini yeniden keşfetmesini isteyen ermiş ona duyularla ilgili uzun dersler de verir. Sıra koku alemine geldiğinde Dilruba Tuğrul’la tanışır ve onun kokusunu duymaya başlar. Bunun sırrına kendi göğünün fotoğrafını çekmeden önce koku aleminde yaklaşacaktır. |
|
19
|
|
|
|
"Ben bir fotoğraf albümüyüm. Kafamın içinde, hiç değişmeyen, kimisi silik, kimisi derin izleri olan canlı yüzler taşıyorum. Binlerce…” |
|
20
|
|
|
|
Ve arkada ki konuştu; “Yalnızca gerçek seni özgür bırakabilir Leibniz, ölüm değil.” Eos!, tahmin etmeliydim diye düşündü, rüzgara bu kadar laf edip de Eos'u nasıl unutabilirdi ki, onun tek aşkı, en büyük savaşta aldığı en büyük yaradan daha ağır yaralayan baş düşmanı, en tehlikeli dostu… |
|