Roman yazmanın üç kuralı vardır. Ne yazık kimse bu kuralların neler olduğunu bilmiyor. -Somerset Maugham |
|
||||||||||
|
Gün geçmiyor ki hicranın kuşatan efkarıyla yol almayayım Hali fakirliğin farkındalığında umutlara kendini bırakmış bir heyecanı yaşamayayım Gönlümün hasrete ducar olmuş hazin sesinde Ruhumu bekleyen nasibin rahleyi mefkuresinde Nefesin, heveslere galebe çalan ve bazen coşturan, bazen de yeise salan lehçesinde Aşkın, kalp için abat olan payesiyle yalnızlığıma şaşıyorum Ne kadar sabrın sadakatine meyletmişsem Kanaatin bereketini azimle nefeslenip gönlümün aşka hasretini umutla beklediysem Şehrine müdrik olamadığım hakikatin ilmini hal diliyle öğrenemediysem Çaresiz nazarlarıma perde olan vesileleri derleyip nefesin kadrine verdiysem Kalbimin bizarlığını, ruhumun yakarış için esin arayışını herkezden gizlediysem Herşeyi umudun ilhamından beklerim, kalbimin sahibine yönelir ne söylerim Heran esrarın latifliğinde müjdesine ram olduğum gün yine sessizce çekiliyor Bekleyen gecenin kollarına kendini teslim ederek bir ülfet içinde nasibini bekliyor Arzın her köşesinde vecdini hasreden gönüller niye bu kadar ayrışmalar içinde kalıyor Gönül ne söylüyor, kitabı celil neyi öğütlüyor, gül kokusu niçin gelmiyor Dile gelen maslahatlar aşkı bitiriyor ve sevdayı katledip öldürüyor Ne kadar hıçkırıklar gözlerden yaşları akıtsa da rahmet ve bereket hale ulaşmıyor Söyleniyordum zihnimin açmazlarında sayıklayan ve esarette kalan hülyalara Boşver kederlenme, hüznün iksirinden içerek gönlünü hicrana teslim etme Her doğan çocuğun saflığında gizlenen umutları görmezden gelip eğlenme Bahtın gerekçesinden bahsedilen ve iradeyle yapılan tercihleri yabana atma anla Aklın kalple ilişiğini hakkıyla yaşa ve hakikatin lehçesinden öğrenip vuslatı sayıkla Aşkın vecdine kapılmış gönüllerin sesini hal diline yönelten hakikatleri yok sayma Niye bu kadar sessizliğin senasında sancılarımı anarak yalvarıyorum Edebe muhtac halimin hicranını mısraların şevkine bırakarak hayıflanıyorum Niye kalbimin inşiraha hasretini ve gönlümün dinmeyen elemli sesini ayan ediyorum Gönüllerin muhabbetini, kalplerin ülfetini ve esinin niğmetini özlemle bekliyorum Açılan ellerimle, takata muhtaç halimle ve fersiz gözlerimin hasrettiği melali anıyorum Niye garipliğin içinde ve müddeti nefesin serdettiği hakikatle fakirliğimle yaşıyorum Mustafa CİLASUN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa CİLASUN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |