Dünyayı isteyen bilime sarılsın, ahireti isteyen bilime sarılsın; hem dünyayı hem ahireti isteyen yine bilime sarılsın" -Hz. Muhammed |
|
||||||||||
|
Ola ki Efsun, Kıpti kıza bir şey yapar endişesiyle Fatma odaya gitti. Efsun’un gözleri dolmuş, elleri titriyordu. Osman onun gönlünü verdiği ilk ve tek erkekti, ama o, nasıl olurdu da, ondan bu kadar kolay el çekebilirdi. Afet Fatma’nın onlara her lahzada hayta kabadayılara gönül vermemek, kendi çengi kolunu koruyup kollamak ve kendini zanaatine nezretmekle ilgili ettiği kelamlar geldi aklına. Yüreğinde bir acı dalgası kabardı. Tüm akşam boyunca olan neşesi söndü. Gözleri, bir köşede sessizce oturan, çehresini yere eğmiş, ellerini kenetlemiş Kıpti Simay’a ilişti. İleri doğru atıldı. Saçlarına yapışmak, üzerindekileri yırtıp çıkartmak, yüzünü tırmıklamak istiyordu, sonrasında onu Osman’ın önüne atabilirdi: “Al bakalım, buna mı gönül koydun?” Bir daha da ne mendil vermek vardı o nanköre, ne de aynı döşeğe baş koymak. Bundan sonra o da kendi taliplerine bakacak ve Osman için raks etmeyecekti. Afet Fatma, Efsun’un elini Kıpti’nin saçlarına yapışmadan son anda yakaladı. “Soğukkanlılığını muhafaza et,” dedi. “Her yaranın bir merhemi, her derdin bir dermanı var. Bu gece civanın senin koynunda olacak, kaygılanma.” Efsun, o dakika boşalttı gözlerinde biriken yaşları. “Nasıl olacak o?” dedi. “Baksana, ilk kez benden elini çekiyor.” Afet Fatma, cumbalı odaya bir göz attı. Yardımcısı tömbekileri tazelemiş, içkileri doldurmuştu. Osman, kehribar tesbihinin taşlarını öyle sert vuruyordu ki, sabırsızlığı çıkardığı sesten anlaşılıyordu. Selim, geldiği zamanki gibi başını önüne eğmiş, oturuyordu. “Ağam, kızın hazırlanması için bize biraz zaman bahşet. Bir rakslık hazırlık edilmişti. Çalgı takımıyla hangi şarkıyı çalacaklarına da karar kılalım,” dedi. Maksadı zaman kazanmaktı. Çalgıcılar çağrıldıkları üzere odaya gittiler. Çetrefilli bir durum olduğu belliydi. Afet Fatma’nın yapmayı aklına koyduğu şey tehlikeli bir oyundu. Eğer ki zokayı yutmazsa, ünlü külhanbeyinin oğluna böyle bir haraket çekmek hem zor kurtarılacak bir vaziyet olurdu hem de meşkhanesinin raconunu keserlerdi. Fakat Afet Fatma, babası ile aralarındaki muhabbete güveniyordu. Tek yol, kızın Osman’ın yanında başkasına mendilini vermesiydi. Bu düşüncesini kızlarına anlatmaya koyuldu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Seda Han Doukas, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |