Dilerim, tüm yaşamınız boyunca yaşarsınız. -Swift |
|
||||||||||
|
Hasan TÜLÜCEOĞLU Beş sınıflı ancak iki derslikli ‘Tülücüler İlkokulu’nda iki derslik arasındaki girişinde ‘müdür’ yazan küçük odadan kırmızı yazılı Cumhuriyet gazetesi okuyan öğretmenin zaman zaman çıkarıp sınıfa astığı Türkiye ve dünya haritalarında bir üst sınıfta aşık olduğum kızla uzun teneffüslerde öğretmenden öğrendiğimiz şehir bulmaca oynardık. Öğrencilik hayatım boyunca yoksunluk kaynaklı zorunlu ders kitaplarım dışında hiçbir zaman atlasım olmadı. Çocukluğumda bize sorulan bilmecelerde de geçen atlasın kelime anlamını bile çok sonraları öğrendim. Ancak ortaokul ve lise öğretimimde pek görmediğim ama ‘Tülücüler İlkokulu’nda çeşit çeşit gördüğüm haritaları adeta hafızama kazıdım. Bugün bile Türkiye haritasını tüm ayrıntılarıyla ezbere çizerim. Birden üçe kadar üç sınıf birlikte okuduğumuz şirin ilkokulun karatahtasında asılı Dünya haritasında Asya ve Afrika’daki Müslüman ülkelerin düz çizgiler halindeki sınırları o zamandan dikkatimi çekmişti. Sınır çizgileri çok belirgin olarak cetvelle çizilmiş gibi düzdü. 12 Eylül’le başladığım liseden Atatürkçülük ruhuyla geçtiğim üniversite ortamında bazı gerçekleri farklı şekillerde işitiyor, merakla okuyor ve bir oyun olarak ilkokulda hep baktığım o dünya haritasını yavaş yavaş okumaya başlıyordum. Evet, Rönesans ve reform sonrası dünyayı yönetmeye başlayan Batı maalesef bu yönetimine devam ediyor. Bunun içindir ki koca bir imparatorluk kısa sürede çatırdayıp yıkılıyor. Onun geride bıraktığı topraklar üzerinde Batılılar yöneticilerini ve sınırlarını cetvelle çizip belirledikleri hatta isimlerini bile kendileri koydukları küçük küçük devletçikler kurdular. Adları cumhuriyet olmakla birlikte monarşik yada totaliter rejimlerdi bunlar. Saddam benzeri küçük operasyonlarla bunlar değişmeden bu güne kadar geldiler. Bu rejimlerin en belirgin özellikleri ise dine özelliklede siyasal İslam’a karşıt yaklaşımlarıydı. Zira Batılı efendiler temeli dine ve din birliğine dayalı Selçuklu ve özellikle Osmanlılardan çok çekmişti. Gücünü dini değerlerden alacak bir devlet yeniden bir Osmanlıyı tetikleyebilirdi. Bunun için cetvelle çizilmiş rejimler hep ama hep buna karşı reflekslerini geliştirdiler. Zira efendileri onlardan bunu istiyordu. “Sap döner keser döner gün olur hesap döner” halk ifadesiyle zaman geldi hesap değişti. Batılı sahiplerin yönetim ekseni ABD’ye kaydı. Halka fazla özgürlük tanımayan rejimler hem bir açıdan değiştirilemeyecek kadar kökleşip gerektiğinde efendilerinin dediklerini yapmayacak bir konuma gelirken bilişim teknolojisinin artık sınır ve rejim tanımadığı günümüzde halkların ‘Batılı Sahip’lere bağlanıp daha rahat yönetilebilmesi için bir miktar demokrasi gerekiyordu. Hem batı kültürünün hamulesinde yoğrulan siyasal İslam artık yumuşatılmıştı. Güce ulaşsalar bile Osmanlı gibi dünyayı ele geçirme ve yönetme hedefleri olmayacaktı. Üstelik dindar yöneticiler firavunların mirasını devam ettiren mevcutlardan daha çok bağlılardı ‘Batılı Sahip’lerine. Nasıl mı anladılar? Zira bazı yerel ve bölgesel uygulamalar yaptılar. Yeni ‘Batılı Sahip’ler kendinden başka güç istiyor ancak bir efendi olarak kendine bağlı olmayı şart koşuyorlar. Güçlü olsun, hatta bölgesel güce ulaşsın Mısır’ı Mezopotamya’yı yönetsin amma illaki batılı yeni sahiplerine bağlı kalsın. Postmodern yeni ‘Batılı Sahip’lerin dedelerinin cetvelle çizip belirlediği Tunus, Mısır gibi ülkelerde halk ayaklanması diye bize servis yapılan olaylar çağdaş batılı sahiplerin yeni bir sınır ve rejim belirleme müdahalesidir. Hiç beklemeyin ne Nemrut ve Firavunlar tamamen gidecek nede halk ayaklanması tam bir demokrasiye kavuşacak. İşte size iki derslikli bir ilkokuldaki haritaları zihnine nakşederek bakış açısını geliştiren öğrencinin yetişkin olarak Ortadoğu haritasıyla ilgili bir yorumu. Ha burada yirminci yüzyılın dahi yazarı George Orwell’ı hatırlatayım. Hazır Mısır’daki olaylar gündemdeyken onun ‘hayvan çiftliği’ ve ‘1984’ adlı eserlerini okumanın tam zamanı. İnanın hem gülecek hem düşüneceksiniz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © hasan tülüceoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |