Egoistlerin en güzel yanı başkaları hakkında konuşmuyor olmaları. -Lucille S. Harper |
|
||||||||||
|
Annesi onu güneşin yaşam haykıran sabahında kaldırdı. Oda bu güzel uykuyu hiç bozmak istemiyordu,yaşamı anlamayan benliği kendini sorgulama şansı bile vermiyordu,oda daha 10 yaşındaydı. Yaşamın zorluklarını daha o yaşta sırtına yüklenmişti,babası çalışmıyor,annesi ise ev temizliğine gidiyordu,oda daha 10 yaşında 2 küçük kardeşine bakıyordu,sabahları okula gidip,okuldan geldikten sonra trafik lambalarının yanında durup arabalaırn ön camını temizlemeye gidiyordu. Onun arkadaşları yaşamın çocukluk yıllarını yaşarken,o yaşamın çirkin ve zorluk yüzünü görüyor ve öyle yaşıyordu. Sınıfta en çalışkan,disiplinli,suskun,içine kapanık biriydi,öğretmenleri onu çok sefer onu öğrencilere örnek olarak gösterirlerdi. Okul bahçesinde arkadaşları oyun oynarken o ders çalışıyor,derslerden geri kalmak istemiyordu. Bunu gören öğretmeni yanına yaklaştı –Oğlum neden sende arkadaşlarında birlikte oynamıyorsun. –Şey öğretmenim dün akşam elektirik gitti ders çalışamadım,o yüzden derslerden geri kaldım. –Tamam oğlum. O öğretmenine istemeyerekte olsa yalan söylemişti,öğretmenine okuldan çıktığı gibi çalıştığını diyemezdi,hep utanırdı bu durumundan,araba camlarını silerken,tanıdık birinin çıkmamasına özellikle öğretmeninin çıkmaması için dua ediyordu. Arkadaşları oyun oynarken o çalışıyordu,çalıştığı yetmemişcesine eve döndüğünde sarhoş babasından dayak yiyiyordu,bu durum annesini çok üzüyordu eşinin oğluna her vuruşunda yüreğinden bir parça kopar gibi oluyordu,oda korkuyor ses çıkaramıyordu. Birgün dışardayken yağmur yağdı,sığınacak bir yeri olmadığı için sırılsıklam olmuştu,yağmur dinmiş güneş açmış,güneşin vurduğu yerde gökkuşağı doğmuştu bu durum onu çok sevindirirdi.Gökkuşağını severdi,her akşam annesine kendisinin birgün gökkuşağıda çıkacağını ve ordan sana sesleneceğim diyordu. O gördüğü tüm düşlerde hep gökkuşağına binmiş ordaki mavi güzelliklere bakar,o güzellikler içinde koşardı.Ama tüm güzellikeri hep babası yıkardı,babasının ona her vuruşunda içindeki düşler birer birer onu terkediyordu. Babasının onun kahramanı olması isterken,düşlediği ülkenin celladı olup vermişti. Kazandığı tüm parayı babası akşam eve gelip ondan alır dışarı çıkar meyhaneye gider sabah sarhoş olarak dönerdi. Ama o kendisini değil annesini düşünürdü,babasının annesine vurmasına izin vermez kendisini annesine siper ederdi. –Yapma baba anneme vurma. Birgün trafik lambalarının yanında beklerken siyah bir araba durdu,camlarından ötürü arabanın içini göremiyordu,arabaya yanaştı arabanın ön camına su sıkmaya başladı,adam arabanın yan camını açıp yüksek bir sesle. –Silmesene oğlum,istemiyorum. –Abi ekmek parası lütfen izin ver. –Hayır oğlum çekil git işine,zaten sizden gıçık oluyorum pis cahil insanlar,anneniz sizi doğurur ve dışarı atar ve bizim başımıza bela eder. Bu sözler kurşun gibi gelmişti ona adam durmadan sövüyordu. –Sahibin yokmu senin oğlum Alah bilir annen şimdi kiminle yatıp kalkıyor,baban ise belli değil neyaptığı git orus…… İnanılmaz bir acı hissediyordu neyaptığını bilmez oldu,yaşamından çok sevdiği annesine bu adam küfretmişti,onuru kırılmış sanki üzerine kaynar su dökülmüştü. Arabanın içinde başka insanlarda vardı,kadın sesleri geliyordu adam her küfrettiğinde kadınlar kahkaha atıyorlardı.Artık dayanacak gücü kalmamış öfkesini dışa vurmuştu yerde bulduğu bir taşla arabanın camına attı ve cam o anda paramparça oldu. Çocuktu ama bunu kaldıramazdı,değer verdiği varlığa kimse hakaret edemezdi. Adam arabadan çıktı küfürler savurarak çocuğu yere atıp tekmeliyordu.Çocuğun ağzı burnu kanda kalmıştı daha 10 yaşındaydı,acının ve zulmün cellatları onu dövüyordu. Birden sanki babasının sesini duyar gibi oldu –Bırak ya şu pislikleri hadi gidelim. Evet bu babasının sesiydi,kendisine pislik diyen babası yani düşlerinin celladıydı.O küçük bedeni ile adamdan kurtuldu babasının yüzüne baktı yüzü kan içindeydi ama dimdikti gözleri öfke kusuyordu,babasına öyle bir baktıki onurlu bir bakıştı bu. Babası dondu yerinde kaldı birşey diyemez oldu,dakikarlaca arkadaşının sövdüğü ve dövdüğü kişi oğluydu canından bir parçaydı. Oğlum diyemedi utandı yüzü kızardı,ama oğlu onurluydu onursuz olan babasına baba dedi. –Baba Arkadaşı ve yanında bayanlar durdu –Babamı –Evet baba,o benim babam. Serdar Özdemir (Gizemli ŞAİR) 18 Şubat 2011/Cuma Saat:15:44
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © serdar özdemir, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |