..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kürtaj sadece kendileri bir zamanlar doğmuş insanlar tarafından savunuluyor. -Ronald Reagen
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Soyut > Ahmet Odabaş




9 Nisan 2011
2008 Yılı Şiirleri  
Ahmet Odabaş

:AHJJ:




Birinci Bölüm


29 Şubatın Şiiri

Bugün
2008 yılı
gülümsemek için bahane arıyordun ya
işte hazır
biliyorum
bugün doğmadın
ben de
sevdiğini kucakla
nedenini düşünmeden
zamana gülümse
özlemin sana kalsın
benim gibi
29 Şubat 2008









Anlatacak çok şey var

Anlatacak çok şey var
ondandır suskunluğum
neresinden başlasam bilmem ki
sevdan bir türlü
yalnızlık bir başka türlü
aynı türkünün parçalarıyız biz
sen bir yana
ben bir yana
yan yana
15 Şubat 2008





Aradım

Gençliğimi aradım
dimdik ayakta
göz bilek ve yürek meselesi
gözler miyop
biraz renk körü
azıcık astiğmat
benzer göz kusurları
onda da var
garip rastlantı
bir yanda peri masalının sultanı
bir yanda sihirli halı
gömleğini giyerken
düğme kopmasaydı
fırlayacaktı dışarı
biliyordu ki
hayalindeki güzel ona aşıktı
o da seviyordu
ölümsüz bir aşk ile
çarptığı pencere
zaman penceresi
kafasını dinledi
kulaklarıyla
duvara vurduğunda
ses geliyordu
bizi izlemeye devam edin
20 Şubat 2008






















Bunu saymam

Ozan demiş ki
ben bu dertten ölürsem
kaderime sayarım
ben saymam
ben saymam
18 Şubat 2008





Çok şey mi istiyorum

Sevdiğim çocuk
payesi
ne kadar hoş görünür
dudaklarında
eşek kadar olmuşsam da
ne farkeder
20.12.2007





Eleştiri

Kendimle baş başa kaldığım zaman
tüm zamanların sorgusunu yapıyorum
kim o yarış kuçusu
kim o tutamadığın hayal
peki sen gerçek misin
neden başkaları yönetiyor
oyunu
hayal dünyasının gerçeği
belki de gerçek dünyanın hayali
neresindesin bu oyunun
iyisi mi
falına baktır
güzel şeyler söyler falcı
o söyler
sen anlamazsın
hayal dünyasının gerçeği
saf çocuk
8 Mart 2008



Gözlerin

Çok şey söyler
gözlerin
kalbinin
sözcüsü gibi
12 Şubat 2008






Kadıköy’de çay

Bilemedin İnciraltı’nda
ülkemin bir yanında
yer önemli değil
önemli olan
bardağın çevresindekiler
doğa harikası arkadaşım bir yanda
karşısında şanslı
ve mutlu çocuk
yani ben
hayalleri karma karışık
beklentileri
bir gülümsemelik
hangi oyunu oynuyorsun koçum
kim yazdı
senin rolün belli mi
bu oyunda
ne halt etmeye şiire sarılıyorsun
özlediğinde
gerçek yanında
ama sen gerçek değilsin
6.11.2007














Karlı ve Sibirya soğuğunun terör
Estirdiği bir kış gününde
Sokak Kedisi’nin Küçük Kuş’a olan
Aşkına dair şiir

Siz birşey anladınız mı
bu büyük aşktan
     19 Ocak 2008




Kedinin Yaptıkları

Çok şey istemedi
yaşamdan
mart ayı gelmeli
güzel kedi onu sevmeliydi
sıradan bir çatı
bahar
azıcık ciğer
balık da olur
bir avuç fındık iyi gelir
de
yerse tabi
     30.01.2008























Oyuncağı kaybolan çocuk

Aramalıydı sokak sokak
gezmedik yer kalmamalı
hesapta olmayan
bitmeyen sağanak
alt tarafı bir oyuncaktı
ama
onun oyuncağı
gözyaşları da onun
masallar da
hayal kırıklıkları
ve mutluluk
hepsi onun
5 Mart 2008





Yarış kuçusu

Hedef hep aynı uzaklıkta
ben çılgınlar gibi koşuyorum
bu bir yarış değil biliyorum
kandırmaca
başkaları yönetiyor oyunu
bunu da biliyorum
gerçek karşımda
ama ulaşılmaz
yarış kuçusu gibi
koşuyor
koşuyor
koşuyorum
8 Mart 2008



Onu düşünmekten değil

Saçımın birkaç teli
aklaştı bu aralar
ama
şiirler sultanını düşünmekten değil
sınavlar belli ki canımı sıkmış
yok vallahi
onu düşünmekten değil
hep derslerden oluyor
19 Temmuz 1986





2008 ikinci bölüm




Adını sonra koy

Mutlu çocuk diyeceğim
adı bile yok
meraklı diyeceğim
biraz atmış olurum
bir şey demeyeceğim
işte onun kaderi
11.05.2008







Anlatamadığım

Anlattıklarım
buzdağının görünen yüzü
o da yalan yanlış
kalanlar
anlatamadıklarım
11.05.2008


















Buna gülünür

Genç adam
Milattan bilmem ne kadar önceki
aşkını anlatıyor
özlemlerini
falanları filanları
bak aslanım
Halep orda ise
arşın burda
sen buradasın
yüreğin de burada
güzellik dersen
şiirlere sığmaz
tarih olmuş anılar
yerinde kalsın
öyle öyküler düşün ki
buna gülünür
demeyelim
13.05.2008







Büyük Paşa’ma

28 Marttaki
Kıbrıs konuşmasında
ulaşabilsem
üç kez kucaklar
yanaklarından öperdim
saygılar Paşam
     28 Mart 2008
















Mütevazi Şiir

Doktorcum
şekerimin yüksek çıkması
kortizondan mı
yoksa
ben mi tatlıyım
Mart 2008





Evrak çantası

Neler yok ki
içinde
ilgili ilgisiz
ana sevgisi
aşk yarası
tencere karası
ve daha neler
kim ne kaybetmişse
ondan bir parça
kendin için de bir çizik çek
karalama sayfasına
bir karıştıran
bir duyan olur
senin için çarpan
bir yürektir bulunur
09.05.2008

















Geleceksen şimdi gel

Geleceksen gel
can sıkıntısı
karı koca kavgası
benzer durumlarda
barış gücü ol
düşüncemde
geleceksen tam zamanı
şimdi gel
07.05.2008






Geleceksin

Bir gün geleceksin
özlemlerinle
eski aşkına
yine o sessiz köşede
buluşacaksınız
ve fakat
bıraktığın gibi olmayacak
hiçbir şey
sevdiğin çocuğun
gözlüklerini
çizmesine taktığını görüp
gülümseyeceksin
05.05.2008
















Gönderme

Diğer adı ile
atıf
siz iyisi mi
evrak çantasına bakın
neler yok ki
içinde
eksikleri espit edin
tamamlayalım
bir de
kayıp eşya bürosuna gidin
gülümseyelim
hep beraber
11.05.2008





İnkar

Galiba bizim okuldaydı
saçları dağınık
kendi halinde biri
şiir mi yazarmış
duymadım
sevdiği kız mı
kim bilir
     17 Mart 2008
     





İstanbul ve Sen

İstanbul ve sen
iki muhteşem
bana da bir gölge
var mı
ortalıkta
     22.03.2008






Kaç bilinmeyenli aşk

Hayalimde
hep beni seveceğin
mutlu günler vardı
ben ise
ne yapacağını bilmeyen
saf çocuk
bu ne biçim denklem
nasıl matematik
kaç bilinmeyenli aşk
çözene aşk olsun
08.05.2008



Kelepir

Sahibinden
az kullanılmış
63 model bir gönül
takas mümkündür
27.03.2008


Nasıl bir yalnızlık

Sen hep benimlesin
düşünce olarak
yalnızlık yanımda
hiç ayrılmadı ki
Güneş’in oğlu
her şeyle dost
bir kendisi ile barışamadı
işte böyle
09.05.2008



Ne çatısı

Ne çatısı kardeşim
ne çatısı
aylardan mart olduğu
doğru olabilir
sonrası yalan
     20 Mart 2008



Ne dersin

Var olan ve yaşayan
her şeyi seviyorsun
her şeye yer var
gönlünde
biliyorum
sana hayran olan
ufaklık da
açıkta kalmaz
bu durumda
ne dersin
     01.05.2008



Ne Oldu

Ne oldu
İnciraltı
ne oldu bize
güzeller güzeli dört prensesin
yalnız prensi
kolundan tutup
Kaf Dağı’na kaçırdığını
unuttun mu
26 Mart 2008



Rüya-II

Rüyanda rüya görüyorsun
o rüyada biz
gerçek dünyada uyurken
düşlerde yaşıyoruz
sence bu öykü mü komik
biz mi durumdan
vazife çıkarıyoruz
14.05.2008









Sayın Başkan

İyi ki
babanın itibarı
ve biraz parası var
sen de
ortalıkta geziniyorsun
09.04.2008




Sil

Sil geçmişi
ne varsa
benimle ilgili
anıları sil
sana yazdığım
şiirleri unut
bazı kırıntılar
kalabilir
düşüncende
aşkımızdan
izin ver o kadar olsun

     18 Mart 2008



Teleferik

Pencereden gördüğüm
teleferik
o teleferik olmalı
güzellerin kaçırdığı
genç adam
kaf dağı burası
diye gülümsedi
     21 Mart 2008









Tut elimden

Tut elimden
diyeceğim de
uçar mıyım sevinçten
korkuyorum
sonrası
hayal dünyası
birlikte gezindiğimiz
10.05.2008





Yalnız karganın dramı

Yok öyle bir şey
nerden çıktı
dram komedi şu bu
nerden çıktı yalnızlık
şurda karga karga yaşayıp gidiyoruz
insan sorunları insana kalsın
29.04.2008


























Üçüncü bölüm





Aşkımızın biyoloji dersi ile ilgisi

O başka
bu başka
biraz romantik ol kardeşim
dersmiş biyoloji imiş
olur mu
sandala bindirip Mualla’yı
Orhan Veli ile sohpet edeceksin
sınavda çıkmaz meraklanma
ne ilgisi var
aşkımızın
biyoloji dersi ile
15.05.2008






Bir de ben bilsem

Saksıdaki palmiye
ve bahçedeki minyatür gül
daha çok şey mi biliyor
aşkımıza dair
çiçeklerle konuşurum ama
onlara anlatmam ki
beni terk ettiğini sanıp
ağladığımı
onlara anlatmam
ahmak aşıkları
sen ve ben
iki komedyeni
yalan yanlış
hayal kırıklıklarını
şunlar ve bunları
onlara anlatmam
gülünesi aşkları
bir de ben bilsem
17.05.2008




Dik dur bakalım

Bir iki terslik
nasıl yıkar
düşlerini
önce bir dik dur
sık yumruklarını
ve gülümse
olumsuzluklara
bak nasıl dağılacaklar
23.05.2008



Doğru seçenek

Benim seni
senin beni
sevmen
doğru seçenek
karşılıklı sevgiye
bağlanan sonuçta
veriler eksik
soruyu anlamak
sınav sorumluluğuna dahil
şeklinde
saçmalamayacağım
ve fakat
dört yanlış
bir doğrunun
canına okur
kural olarak
aşkımız
çoktan seçmeli test gibi
biraz da romantik olsa
16.05.2008













Seni seven çocuk işte bu

Yakışıklı
kararlı
tuttuğunu koparan
aşkı için Ferhat’ları oynamaya hazır
bir delikanlı iken
öylesine eridim ki
acemi palyaçoyu bile oynayamadım
karşında
seni seven çocuk bu işte
işte bu
seviyor musun hala
22.05.2008




Şiirlerini yakan prenses

Sevdiğini anlatmıştı
cesur ve gururlu
sevdiğine anlatmıştı
yalın ve dostça
doğayı
aşkı
insanları işlemişti
dizelerinde
trene bakar gibi bakan
bir çift gözü
görünce
senin için mi anlattıklarım
duygusuz adam
diye düşündü
ve yaktı ne varsa
23.05.2008














Unutursam söyle

Ne haddime unutmak
sevdiğimi
unutmama koşulu yok mu
aşkta
pilavdan dönenin
kaşığı kırılsın
yar üstüne yar sevenin
boynu devrilsin
30.05.2008






Nurcan Vak’ası

Sanıyor musunuz ki
kına var bu gece
ve iki sonraki gün düğün
diye
şiir yazar amcamız
kendisine faydası yok ki
takmış Kral Yolu’na
yanındaki
prens
ve prensesten habersiz
3 bin yıl önceki
Bayındır Dağlarında
eşek izi bulacağım
diye
koşturuyor
bırakın kendi halinde
16.05.2008














Yanımızdaki kır çiçekleri

Uzaktaki gülleri görmek için
yanımdaki
kır çiçeklerini
çiğnediğim gibi
bir endişen olmasın
miyop olan sevgiliniz
her şeyi
güzel görür
ve fakat
görüş alanı içinde kalan
çiçekleri
daha güzel görür
sonuç itibarı ile
iş bu şiir
seni sevdiğimin itirafıdır
16.05.2008





Yaşamak üstüne

Hep yaşamak üstüne
çılgınlıklar
dağların delinmesi
çöllerin aşılması
sevdiği için
körfeze atlamak
muhtara bildirmeden adres değiştirmek
sevda üstüne türkü söyleyip
avunmak
yaşamak üstüne
ötesi
reklamları izlediniz
15.05.2008












Zaman makinası

Zaman makinasi olsa
elimin altında
fal baktığın zamanı
öpüştüğümüz an ile
buluşturacağım
zamanı dondurmak
doğasına aykırı
hayallerimin
birlikte yürümek
birlikte koşmak
el ele tutuşup
öylece kalmak
bir anlık
zaman makinasi olsa
çok şey istemeyeceğim
çay içmeye ne dersin
sevdiğinle
26.05.2008






























Dördüncü bölüm




Aynadaki görüntü

Fizik dersi değil ki
aynaları tanımak için
seni 18 indeki genç kız
olarak mı görecektim
40’ında bir dost
peki ya
beni nasıl gösterecekti
hain ayna
nasıl istersin
18 indeki yaramaz mı
45’indeki delikanlı
bana sorarsan
iyisi mi sorma
10.06.2008




Bu oyuna yabancıyım

Çoğunluk oynuyorsa
bu onların sorunu
oyuna yabancıyım
hata değil yaptığım
bilmemek
bir güzele aşığım
sanırım o da bana
saray olması için
bir samanlık alalım
iki gönül
ve samanlık meselesi
yine de söylüyorum
ikimiz de yabancıyız oyuna
ikimizde de para yok
saman yok
samanlık da hayal
biz galiba
sevdiğimizle kalacağız
bu gidişle
9 Haziran 2008



Büyücü

Salak büyücü
benden başka
oyuncak kalmadı mı
aynaya bakıp
kendini göreceksin
şekil sakatı
büyücüm benim
seni
ben bile kurtaramam
13 Haziran 2008



Cennet burası olmalı

28 yıl önce koştuğum
yerde
kuzu kuzu oturuyorum
Tire’de
Atatürk parkı’nın kuzeyindeki cadde
öyle güzeller
ve güzellikler var ki
cennet burası olmalı
28 Haziran 2008






















Çam ağaçları ve deniz

Bu vadiyi bilmiyorsun
çam ağaçları
ve deniz
ortada ben
masam
ve yalnızlıkla kadeh tokuşturduğum
masum zamanlar
geç mi kaldık
girdap mı
oyunu bozan
söylediğim gibi
ben burdayım
geleceksin
sanırım
bekleyeceğim
bir eksik var
biliyorsun
yalnız içilmiyor
13.07.2008





























Çekince

Ben senin bildiğin
çocuk değilim
babamın yatı
katı ve atı
yok elbette
olsa da işine yaramaz
küçük bir kayıkla
balıkçılık yapan
bir adet merkebi olan
ve çadırda yaşayan
biri de değilim
garip konulu şiirler
yazarım
bunlar para etmez
değişik biri olma düşüncem de yok
tek lüksüm
sana aşık olmak
küçük bir çekincem vardı
geçmişe dair
artık yok
yine de
aramızda kalsın
seni sevdiğim
hepsi bu
04.06.2008























Domates güzeli

Ayşen ablama saygılar
onsuz söz edilir mi
domates’ten
fakülte bahçesinde
dimdik ayakta
zamanı
ve ortamı
takmayan
kendi halinde kız
domates olarak
ünleneceğini
bilemezdi
aslında
adı geçen ülkenin
biricik sultanıydı
ve o bunu bilmiyordu
neler yaşıyoruz neler
bilemediğimiz
gerçekte
bildiğimizi sandıklarımız
devede kulak
aklımdan geçer miydi
domates ülkesinin krallığı
ve ayrı düşmek
sevdiğimden
2 Haziran 2008























Dönüp sarıldım

Bu akşam
rakı
ve bira
karışınca
dönüp sarıldım
sandalyeye
şişede durduğu gibi değil
meret
ben de değilim
o sarhoş ederse
ben de olurum
bahane arıyordum
söylemek için
işte bahane
ve fakat
doğru yerde
doğru zamanda
doğru kişiye anlat
aşkını
yanlış mesaj verme
sevdiğine
o varken
başka şeye sarılma
o yokken de
bu hatayı yapma
25.06.2008





Gecikmiş itiraf

Gözlerine bakmak
ne kadar zormuş
kitap gibi okuyacağından
korktum
çözecektin belki beni
belki kor gibi yakacaktın
sevdiğini söyleyecektin
korkak bir adamı
seviyor olamazdın
bu yüzden korktum
10.6.2008



Hep aynı çorba

Doğanın kuralıdır
yaşamak
sevmek
ve ölmek
acemi şair
hep aynı çorbayı yapar
aynı pilavı
aynı öyküyü anlatır
çevirir çevirir
aynı dizeleri yazar
değişik bir salata
iyi gelmez mi
Boğaz’da
Değirmen’de
Çınardibi
Alankıyı vs. yaylada
8 Haziran 2008 , Pazar






Kararsızlık üzerine

O komedi filminin
kahramanı ben olamazdım
üstüme üstüme geliyor
gerçekler
gülünen adamı oynuyorum
o yapılır mı lan
diye bağırdığım sahnede
ben varım
karar veren ben değilim elbette
ciddi ciddi
aynaya baksam
yaşarken
güleceğim kendime
belki de ağlayacağım
kafamı duvara vurmak
çözüm gibi görünecek
ya da sessizce Akdeniz’e koşup
balıklara hal hatır
soracağım
31 .05.2008



Kendimle Söyleşiler

Anı defterimdeki
kendi yazısını
yırtan
arkadaşım
son derece haklıydı
yalnızca benim okumam
gerekirken
elden ele dolanıyordu
defter

birinci bölüm
biraz erken başladı
oysa daha
Ayvacık Pazarında
bana bakarak
yetimin boynu bükük olur
diyen
kara cahilden söz etmedim
yaş 6
o gün bu gündür
dik tutmaya çalışıyorum
başımı
sen öyle san moruk
dercesine


yolda giderken
fakülteye doğru
o şiiri düşünüyor
ve dudağımı ısırıyordum
gülmemek için
beni deli zannedeceklerini düşünüp
gülümsüyorum
demiş O. Veli
benim endişem daha farklı
onun yolu da burası
ya görürse beni
bu halde
tam sevimli bir tablo
çizmişken
onun gözünde

bu bölüm de
zamansız oldu
sen önce okula başla
Ayvacık’ta
üç gün sora
derse alınma
birleştirilmiş sınıf
maceranı
kendine sakla

üniversiteli
olmak için
daha çok yolun var
sırayla lütfen


ya şimdi özlemlerin gerçekleşir
bir çorap söküğü gibi gelirse ard arda
ve birden bilinmezdeki sevgili çıkarsa karşına
her şey dilediğinden de güzel
mutlu çocuk
söyle bana bu öykü nereye varacak
aşılmaz dağ ulaşılmaz sevgili kalmadığı zaman
söyle bana bu öykü nereye varacak
ya şimdi beklediğin kız girerse içeri
hayalindeki gibi gülümser ve
kollarını sarmak için boynunu
koşarsa sana
dayanabilir misin
          Ilıca 1 Haziran 1990


sevdiğimle çay içtim bugün bir başıma
kimsecikler yoktu masamızda
o ve benden başka
geçmiş günlerden konuştuk
biraz da gelecekten
karamsar olduğumu söyledim
hem de çok
ama iyimser gözüktüğümü
rol yaptığımı söyledim
gülümsedi
zaten yaşam bir sahne değil mi
hepimiz rol yapmıyor muyuz... dedi
sevindim bana destek oldu diye
çaylar bittiğinde
gülümsedim kendi kendime
gerçekten iki bardak çay vardı
ve iki sevdalı
ama madde olarak yalnızca ben vardım
sevdiğim ise hayal
gülümsedim gerçeğe
yalnızlığıma gülümsedim
yalnızca gülümsedim
          1988 ?

Ali gitti diye
küsmedi
inadına yaşadı
ve inadına sevdi


neden
duygularımı anlatırken
süsleyemiyorum
neden okula giderken
saçımı taramayı unutuyorum
neden
ucuz gömlek ve pantolon giyiyorum
anlayamıyorum
neden sanki
hep
bana yüz vermeyenleri
seviyorum
bir şey daha var
anlayamadığım
neden kendime soruyorum bu soruları
          İzmir 1985 ?


belki yarın
gün bir başka doğacak
bir başka uçacak kelebekler
ve rüzgar
bir başka sallayacak yaprakları
kim bilir belki
ben de bambaşka olacağım
          28 Mart 1986



Masada yalnız
çayımı içerken
sessizce gelip
arkadan
sarsan kollarını
ve ben geldim desen
ölmez miyim mutluluktan
ve fakat
yaşayan aşıklar
tercih nedeni
1 Haziran 2008




Ben söylemedim
bir türküden alıntı
ölüm Allahın emri
ayrılık olmasaydı
sen
şaka yapmak
yapmamak çizgisinde
gezinirken
o
seninle
kafa buluyor
her şeyi veresiye kullanıyorsun
senin mi sanki
kütleni oluşturan su
azot, oksijen
kalsiyum falan
kimya laboratuarı gibisin
ölüm dediğin
ödünç malzemelerin iadesi
değil mi
sayın ölüm
işte buna içilir
07.07.2008


Rakı
ve bira
karışınca
dönüp sarıldım
sandalyeye
şişede durduğu gibi değil
meret
ben de değilim
o sarhoş ederse
ben de olurum
bahane arıyordum
söylemek için
işte bahane
ve fakat
doğru yerde
doğru zamanda
doğru kişiye anlat
aşkını Bu akşam
rakı
yanlış mesaj verme
sevdiğine
o varken
başka şeye sarılma
25.06.2008



anlayamazsın anlayamazsın
anlasan da zaten bir şey değişmez
bir öğrenci
lanet olası öğrencilik sona ererken
yorgun yüzücünün son kulaçlarını atıyor
sahile doğru
               12 Ağustos 88


Kadıköy’de Karaköy iskelesi
saat 20.45, 16 Ağustos 91
görülecek birşeyler her zaman vardır
tam anlamıyla satılmış
bir delikanlı örneğini bile bulabilirsiniz
Kadıköy’de
az sonralar
ve yarın sabahlar kaçınılmazdır
dedim ya
görülecek birşeyler her zaman vardır
yarın işin olmasa olmaz mıydı
yazık değil mi bu delikanlıya
yüz üstü bırakılmış
          16 Ağ.91



sağımda saat kulesi
solumda deniz
Konak Meydanı ana-baba günü
sen yalnız olmadığını
külahıma anlat
ve aşkını
baharını
bilmem neni bilmem neni
          Konak 13 Nisan 1991




35 yıl yaşadın
başka ne yaptın
     5 Mart 1997








kalkmış nerelerden gelmiş kızcağız
yakın olmak için
sen ise seviyor sevmiyor diye
papatya yoluyorsun
aslanım daha ne bekliyorsun
Beyazıt ya da Taksim Meydanı’nda
miting mi düzenlesin seviyorum diye
          10.7.1998



şimdiki zaman sahnesine
koyup yaşadıklarımı
gelecekten bakınca kendime
garip bir komedinin orta yerinde
görüp yaptıklarımı
eğleniyorum
          13 Ocak 1989





ayın parladığı
yıldızların yandığı yer
bizim dünyamız
ve sonsuz yıldızlardaki
sonsuz dünyalar
bir dileğim var duyarsanız beni
eğer mutluluk olacaksa herkesin olsun
          9 Haziran 1983



sadık birer hizmetçiyiz bizler
aşkımız
sevdamız
karagözlü yarimiz
ve ne varsa güzelden yana düşündüğümüz
hepsi doğaya hizmet için
          4 Eylül 1996


Tuzla’dan selam gönderiyorum
takvimlerin acele ile geçiştirdiği günlere
İnciraltı’na
saatlerle oynamak istemiyorum
ve zamanla
olmayan aşkımızın pembe tablolarına
gülümsüyorum




nasıl bir aşktı
tatlı mı tatlı bir kız
zakkum gibi
sevsen zehrinden
vazgeçsen kahrından ölürsün
ya da benim gibi divane
dolanır durursun



fala inanıyorsa eğer azıcık
iskambil karıştırıp da
bana mutlu geleceğimi okuyan falcı
o da seni seviyor derken
belki de anlamıştır neden kızardığımı
     4 temmuz 88



SONUÇ     : Bir sonuç çıkarılamamıştır.16.07.2008






Komik çocuk

Senden söz ederken
bir yabancı gibi
ne kadar zor
ve komik oluyor
nasıl derim
o benim sevdiğim
biricik aşkımdı
ben onun için
neysem ne
19.06.2008






Korkak aşık

Gözünün içine bakarak
pezevenleri oynatırsa
sevdiğin kadın
sakın şaşırma
derenin sessiz akanı
adamın yere bakanı
meselesi
31 Mayıs 2008




Ölmez miyim

Masada yalnız
çayımı içerken
sessizce gelip
arkadan
sarsan kollarını
ve ben geldim desen
ölmez miyim mutluluktan
ve fakat
yaşayan aşıklar
tercih nedeni
1 Haziran 2008























Şaka yapabiliyor musun ölüme

Ben söylemedim
bir türküden alıntı
ölüm Allahın emri
ayrılık olmasaydı
sen
şaka yapmak
yapmamak çizgisinde
gezinirken
o
seninle
kafa buluyor
her şeyi veresiye kullanıyorsun
senin mi sanki
kütleni oluşturan su
azot, oksijen
kalsiyum falan
kimya laboratuarı gibisin
ölüm dediğin
ödünç malzemelerin iadesi
değil mi
sayın ölüm
işte buna içilir
07.07.2008





Teşekkür sanatı

O da seni
seviyor
dediğinde
falcı kız
ellerine sarılıp
öptün mü
30 Haziran 2008











Yarım kalmış çay faslı

İnciraltı’nda
Kani’nin kahvesinde
bir yudum çay
uzun bir gülümseme
o kadar cesur değilim
sevdiğimi söylemeye
sen de değilsin
çay ve gülümseme ile
günü kurtardık
bu öykü
romantik değil
komik bir öykü
sonu mu
bir çay molası
ondan sonra
9 Haziran 2008




Yolda giderken

Yolda giderken
fakülteye doğru
o şiiri düşünüyor
ve dudağımı ısırıyordum
gülmemek için
beni deli zannedeceklerini düşünüp
gülümsüyorum
demiş O. Veli
benim endişem daha farklı
onun yolu da burası
ya görürse
bu halde
tam sevimli bir tablo
çizmişken
onun gözünde
14.07.2008










Beşinci Bölüm



Hanya ve Konya meselesi

Her şey yolunda
sevdaya dair
deliler gibi
sevdiğin kız
da
seni seviyor
senin sevdiğin kadar
iki cambaz
bir ipte
oynarsanız
böyle olur
komedi desem
ciddi çocuklarız
neden
birimiz Hanya�da
birimiz Konya�da
belli değil
aşk değil
meyve-sebze ticareti bizimki
olsun
zamanaşımı yok ki
aşkta
fatura ve irsaliye de aranmaz
21 Ağustos 2008 Perşembe


Artı otuzbeş

Gülen arkadaşım
beş yaşında iken
ben kocaman bir adamdım
on onbir
boyacının aşkı idim
onun için
o küçük prenses
boya reklamı vardı
o zamanlar
biraz uzakta kaldı ya
olsun
zamana uymak için
artı otuzbeş
formülü iyi mi
20.07.2008

Kendine acıma

Tanımakla yetin
sandığından daha güçlüsün
bir vincin kaldırmasıyla
bir manivela ile
kıyaslama kendini
sen o değilsin
karıncanın adımları ile
ceylan
veya kurt
veya başka bir şey
herkesin adımı kendine
yorulunca
dur ve düşün
farklılığını kullan
son damlasına kadar
saçlarını tarayabilirsin
asıl işlevi
süslenmek değil kafanın
düşünmektir
20.07.2008












Klasik oyun

Romantik olmak
klasik oyun
işin aslı
domates
ya da salata
var mı başka
izah tarzı
19.07.2008






Salaklık ödülü

Aslan gibisin
abicim benim
aramızda pozitif
bir enerji oluştu
sen olmasan
sen olmasan
kim oynar
bu rolü
bu ödül senin
bu ödül senin
köprüyü geçene kadar
söylenenlere
değer verme
20.07.2008








Senin şansın

Aynı olayda
birimizin şanslı
birimizin şanssız olması
olur mu
konu
gönül meselesi ise
olabilir
frekanslar tutmalı
kanımca
kıvırtacak
başka yol
bulamıyorum da ondan
romantik
ya da
vahşi bir kucaklaşma
olacak
bizimki
24.07.2008






Ayakkabı ve şapka parantezi

Sayılar dünyasında
benim de
yerim var
aç şapka parantezi
üç nokta
sonsuz işareti
kapa
ayakkabı parantezi
olur olur
kafanı yorma
07.08.2008




Tanık

İstanbul tanık
sevdiğime
üç-beş gizli mektup
bir de dizeler
12.09.2008






Vücut dili

Hiç bir şiir
hiç bir öykü
hiç bir roman
bu kadar cesur
ve patavatsız olamaz
anlatmak istediklerin yanında
anlamak istediklerim
her şey var
nazar değmesin
pabuç gibi
19.07.2008







Yaşam kalitesi

Gülünesi ayrıntılar
sayılmazsa
beyler gibi yaşadık
bunca zaman
yaptıklarımız
yapacaklarımızın
güvencesi
kalan yaşam süremiz
ortalamalara göre
şu kadar yıl
45 yılı
afiyetle yediysen
kalan 20 yi
iyi değerlendir
ne mi yapacaksın
dünya senin olsa
üç öğünü geçmez tüketimin
uzayın tapusu olsa
anı olarak saklarsın
arşivde
gerisi size kalmış
01.08.2008









Altıncı Bölüm…….



Komik bir sayfa

Aşkımız
gerçek
yaşamın
komik bir sayfası
ben gerçek birini sevdim
sanarak
bir hayalin
ardından koştum
04.10.2008



Arz-ı hal

Kalem tutan
ve klavyede seken
fare ile dans eden
ellere
kurban olayım
katip
ahvalimi yaz yare böyle
Şah’a da selam olsun
bu arada
istedim vermediler
değil aslında
nerde o medeni cesaret
şoför olmaktan öte
bir ehliyetim bile yok
elden düşme bisiklet ile
kız mı tavlanır
uzun boyumun
yüksek topuktan kaynaklandığı
ve renkli gözlerimin
lens olduğu
anlaşılmasın
kul olayım
yukarıda özetlediğim ellere
katip ahvalimi yaz
kime istersen ona yaz
yare yaz
Şah’a yaz
malum sebzeye
istersen hal müdürlüğüne yaz
Ekim 2008

















Dut yemiş bülbül

Beni seviyorsun
biliyorum
ben de seni
burada konuştuklarımı
o zaman söylemek
nerde
senden çıt çıkmadığı gibi
ben de dut yemiş bülbül
hadi sayın dut
sevgili bülbül
siz de böyle
komedileri oynayın da
görsün bu çocuk
ona da
selam söyleyin
Ekim 2008



Böyle bir şey mi

Sen onu seviyorsun
o da seni
üç beş dizelik
şiire
nasıl da sığdı
bu uzun öykü
saklambaç oynadınız
sözcükler arasında
anlaşıldı
çok sevmek
böyle bir şey
29.09.2008















Çalakalem yaşamak

Bir müsteşarım bile yok
N’apcaz şimdi
Ekim 2008






Çiçek adları sözlüğü

Bir ad bulamadım
seni tanımlamaya
çiçeklerle papaz oldum
bu yüzden
sözlüklere savaş açtım
yel değirmenine saldıran
kahraman gibi
09.10.2008



Elbet bir gün

Elbet bir gün
buluşacağız
milyon kere milyon
parçaya bölünmüş
ben ile
parçalı bulutlu güzel
yani sen
bir yerlerde buluşacağız
bilirsin
ben işimi yarım bırakmam
09.04.2011












Hesapta yoktu

Hesapta yoktu
ayrılık
ve unutmak
yine de
ayrılığmızın üstünden
20 yıl
5 ay
2 gün
7 saat geçti
Ekim 2008









Hukukçunun Aşkı

Senin bir
aşk şiiri olduğuna
kimse inanmaz
hukukçunun aşkı
diyelim istersen
Manavgat’ta mukim
avukatlıkla iştigal eden
kardeşim
ve hocamız İsa’yı
saygı ile anar
ve kendisine
telif ödenmeyeceğini
belirtirim
konumuz bu değil
milyon kere milyon
parçaya bölünmem
aşaması
seni sevdiğimin
Ekim 2008









Kendi halinde dizeler

Biliyor musun
ne ben
yeteri kadar gevezeyim
ne sen tümden suskun
iki sözcüğü
getirip yan yana
anlam veremedik
senin gizli dünyan
benimki ile yarıştı
kim kazandı dersin
doğa
bizimle dalgasını geçti
gülümsemeler kaldı
yalnızca
zaman ayırıp
bir bardak çaya
bir tebessüm gönderelim
eski sevgiliye
Ekim 2008





Sevimli çocuk

Küçükler
hep sevimli
olmaz mı
belki
ben bile
öyleydim
2008














Takas

Beni ağlattıkların
ile
seni üzdüğüm zamanların
takas ve mahsubunu dilerim
kalan olursa
borcum borç
ben alacaklı çıkarsam
bırak öyle kalsın
Ekim 2008




Üç beş güzel

Üç beş güzel
bir araya gelmişler
neler kaynatıyorlar
benim sevdiceğim
var mı
yok mu
aralarında
belli değil
09.04.2011
























Yolun başı İstanbul

Okumayı yazmayı
saklambaç oynamayı
öğretir
sevgili çıkagelir
bu arada
şaşkına döner gençliğin
kavuşmak
ve ayrılmayı
yeniden
hissedersin
bu ne biçim sevda
ne biçim lahana turşusu
bekle ve gör
beş dakika kendine ayır
ve sevdiğine
gülmek için boy aynası
ağlamak
size kalmış
bu öykü bitmez
bu şiir
yazılmayı bekler
ben de beklerim
Ekim 2008



Zamanda Yolculuk

20 yıl önceye
döndüğünde
kimler vardı
bugün olmayan
İnciraltı
buluşma
ve
ayrılma noktamız
Ekim 2008











Zamane aşkı

Senin DNA ile
benimki
özlemlerini
bir gen bankasında
buluşarak mı
giderecek
04 Ekim 2008





Yedinci bölüm





7 Kasım 1992

1+1 ne zaman 4 oluyor
biraz matematik
biraz biyoloji
ve hayat bilgisi
kim kimi
ayartır
bilinmez
maçı kendisi
yönettiğini sanır
oyuncu
kendine bile
sözü geçmez
gerçekte
savrulur durur
işlemin nasıl yapıldığı
değil
sonuç önemli
mutlu musunuz
gençler
gerçek olan bu
7 Kasım 2008








söyleşi

Atatürk’ten
tutkuları
kavgaları ve
sevdalarını
dinliyorum
kara bulutların
arkasındaki çakalların
nasıl etkisiz bırakılacağını
savaşmayı değil
ölmeyi emreden komutanın
insan sevgisini
karamsarlığın
nasıl aşıldığını
uygarlık savaşının
hiç bitmeyeceğini
herkesin
yapabileceğinin en güzelini
en iyisini
yapma borcu olduğunu
onu görmenin
sevmek olduğunu
dinliyorum
Ekim 2008



Ben değilim

Birileri
aşk acısı
yalnızlık şarkısı
terk edildimişlik
duygularını
ballandıra ballandıra
biraz da abartarak
anlatır
o biri ben değilim
çiğdem çiçek açtı
minyatür gül
bir harika
ben bir harikayım
sen de harikasın
peki eksik olan ne
Kasım 2008




Buldum

Öyle sanmaya devam et
senden başkası
kandıramaz
bu çocuğu
Kasım 2008



Camın arkasındaki güzel

Saçlarını tarar
elleriyle
rüzgara bırakır
düş kadar güzel
kadın
gönlümdeki
işgalci
kibritsiz kandil yakanı
türkülerimin
ne desem ben sana
seviyorum işte
camın arkasındaki güzel
Kasım 2008




Kararsızlık Eğrisi

Hep doğrudan gider ya
bu müthiş çocuk
en küçük hata
kabul edilmez
yalan mı söyledin
aşka dair
yoksa yanlış mı
deliler gibi sevdiğin
şiirler sultanı
güzel
hayal ürünü mü yoksa
dersimiz ekonomi değil
yine de
karasızlık eğrisi
görünüyor
bu sayfada
Kasım 2008


Kimlik arayışı


Yari gönlünde ara
arayan bulur derler
sığ sularda
hava alırken
derinlerde işin zor
biliyor musun
senden daha yakını yok
sana
eşek izi aramakla
meşgulsün
Ağrı Dağı’nda
bulamazsın elbette
bulamazsın
işin zor
bu gözlerle
Kasım 2008



Nasıl geçti

Arabesk takılırsak
rüzgar gibi
yazmak istersen
ayrıntı çok
aşk romanından
toplumsal konulara
geometriden
biyolojiye
edebiyata
şuraya
buraya
boş konuşmak yok
hepsini yaşadın
ve
devam ediyor
oyun
Kasım 2008









Siper

Saldırı amaçlı mı
yoksa savunma
belli değil
sahnenin paravanı
görünen başka
görünmeyen başka
niyet ise
bambaşka
domatesten
siper olur mu
Kasım 2008





Sitem

Gençlik
komik değil mi
sözüme darıldılar
alsam ne yapacaklar
neden darıldık
birbirimize
depremin şiddetinden mi
her şeyi biliyor
her şeyi anlıyorduk
gibi geliyordu
da
zaman okulu
öğretti
bizi bize
gecikmeli olarak
sandığımız kadar dürüst
ve delikanlı değildik
belki de
Kasım 2008











Teşekkürler

Çizelgesini çıkarsam
artılarının
borçlu çıkacağım
ifa yerine
bir teşekkür
buruk bir tebessüm
mahçubiyet hesabından
yumulan gözler
Kasım 2008








































2008 sonbahar birinci bölüm


Beni bu numaradan ara

Beni bu numaradan ara
numaradan olsa bile
yine de ara
sesini duyarsam
mutlu olurum
bilirim ki o an
beni düşünüyorsun
geçmişe selam söyler
geleceğe gülümseriz
birlikte
bugünü sorma gitsin
yatay hislerim
dikey gerçeklerle
çatışma halinde
çok şey istemiyorum
seni unutur muyum diye
yalan söyle
benim gibi
hukuku kenara koy
pazar tezgahını aç
sebze meyve satarsın
manav da olur
çay ocağı da
büyük bir marketin
serin köşesi
beni unutma lütfen
ve
bu numaradan ara
numaradan bile olsa ara
sevinsin çocuk
15.11.2008













Bir çay lütfen

Çay bir güzellik
sen ise bir başka
seninle çay içmek
daha da başka
ve fakat
senin demlediğin
ve birlikte içilen çay
anlatılamaz
sözcüklerle
15.11.2008




Boyacının Aşkı

beş yaşındaki genç kız
boyacının aşkı idi
hoş göründü
gözümüze
reklamlar
daha mı kolaydı
mutluluk
birkaç misket
birkaç arkadaş
kıraç bir bahçe
İstanbul’un orta yeri
10.11.2008




Cıbıldak düşler

Susma hakkımı
kullanacağım da
kızarmakla iştigal ediyorum
kırmızı
kıpkırmızı
yutkunup
burnunu çeken çocuk
belki de
ağlayarak kapatacak
sayfayı
15.11.2008




Eşim beni aldatıyor

Eşim
beni
doğa ile aldatıyor
müştekiyim
şikayetçiyim
yakınma dilekçesi vermek istiyorum
beyfendi kalkmış
çiçek adları sözlüğü hazırlıyor
yeşilin
mavi ile kucaklaştığı
içinde dereler akan
cennetlerden söz ediyor
başka bir şey bilmez
bu adam
11.Kasım 2008



Hayallerimiz ve dik üçgen

Kaf dağına tırmanmak
tam bize göre
enerji sonsuz
yorulmak yok
böyle bir zamanda tanıştım
masaldaki sevgili
ve dik üçgenle
hipotenüs
bir bütün olarak
anlamlı olduğunu biliyor
dik kenarlar ile
biz de anlamlı olmak için
birlik gerektiğini
biliyoruz
sen dik kenarlardan biri
ben diğeri
kim çözecek
bu problemi.
16.11.2008







İade-i itibar

Zaman
itibarını
öyle iade eder ki
şaşırır kalırsın
14.11.2008




Koş vatandaş

Koş vatandaş
koş
sera malı
değil
yayla domatesi bunlar
ithal ya da
hibrit tohum yok
koş vatandaş
tamamen yerli
para da geçmez
bir şiire
birkaç kilo meyve
hediyesi
gel vatandaş
sevdiği ile kaçanlara
kavuşanlara
hepsi bedava
15.11.2008



















Küçük hayaller

Fazla mı büyüttün
hayallerini
sen mi küçüldün
durduk yerde
zamana direnebilir misin
ve şartlara
şurdakini alıp
burdakine
ekleyebilir misin
sınırı yok düşlerinin
onun da öyle
o sekizinci harikası
Dünya’nın
sen makul bir yer bul
kendine
sonsuz evrende
birilerinin güldürmesi gerekir
insanları
n’olcek şimdi
16.11.2008





Nerede aşk

Biyolojik bir oyun mu
yoksa kimyasal
hormonlar var ya
hormonlor
peki nasıl yazılacak
şiirler
şarkılar neler anlatacak
kan pompalamak dışında
bir görevi var mı kalbin
alt tarafı
iş bölümü
yumurta merkezli
yaşam oyunu
hepsi bu
14.11.2008






Yakınma

Ne felekten
ne de
bana yüz vermeyen
güzelden
yakınmam var
kendi yağımla
kızarıyorum
bir fırsat daha
verirse
zaman
o zaman
hangi cevizleri
kıracağımı
bilemiyorum
14 Kasım 2008

































Yalancının destanı

Hiç yalan söylemedim
ne kendime
ne başkalarına
hiç aşık olmadım
masaldaki güzelden
de
haberim yok
yaşam komedi
bu çocuk için
ben de oyuncu
kaf dağı var ya
inanmayın
masal kardeşim
hem de kuyruklusundan
pamuk prenses
beni severdi
hem de
çılgınlar gibi
şarkılar söyler
şiirler yazardı
o mektuplar var ya
sanat eseri
yine de
yüz vermedim
hangi sultanlar peşimden koştu
hangi prensesler
hangi masalda
prenslik teklifi aldım
hatta ve hatta
gol krallığı
milli takım teknik direktörlüğü
bir filmde baş rol
başkan yardımcılığı
patagonyada
çatılardan sorumlu
devlet bakanı
malum ülkede
yok kardeşim yok
hepsini toplasan
bir kg domates etmez
mutluyum
gururluyum
yarışmacı arkadaşlara
başarılar diliyorum
14 Kasım 2008





2008 sonbahar ikinci bölüm



Bıkmadım

Bıkmadım
şiir yazmaktan
senin için
delice bir tutku
belki
belki bu yüzden
kafam karışık
bunca zaman sonra
yollarımız
farklı yönlerde
ışık yılı kadar
uzaklaşmışken
aynı yerden geçmeyi
yolların kesişeceğini ummak
bilgi eksiği olsa gerek
doğrular
düzlemler konusunda
ya da
böylesine bir aşk
22.11.2008




İyimserlik şiirleri

Bilmediğini bilmek
çok şey bilmektir
bildiğini tartışmak
gerçeğe giden yol
kendinden başkası değilsin
kimse değil
18.11.2008









Sevda şiirlerinin
genetik açılımı

en çok sevdiğin
her şey olabilir
paradan bilgisayara
çiçekten bakteriye
dereye
balığa
yağmura
kara r
aşık olduğun ise
bir insan
18.11.2008




Ümit verdin

Bize uyar mı
bilinmez
ümit verdin kız bana
sevindirdin elleri
ben ne yaptım
bu ara
elim koynumda
yürüdüm
Yeşilırmak boyunda
peki ya sen
bu denli seven
bir avanak
buldun mu
sen neresinde kaldın
bu türkünün
ben neresinde
22.11.2008















Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın soyut kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gel Vatandaş
Kendi Dünyasının Yalnız Askeri
Öğrenilmiş İyimserlik
Son Dönem 2009
Bir Çizik Çek
Protesto
Buzdağının Görünen Yüzü

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sorma İsterse
Kukla
Odabaş Tüm Şiirler
1001 Gece Masalları
Kuklacı Amca
Buluşalım
Çay Koy Ortak
Çay Koy Ortak
Geliyorum Ortak
Zamanın Yaptıkları

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kitaplar Üstüne [Öykü]
Suriyeye Anayasa [Öykü]
Yankı [Roman]
Masum Bir Gen'in İtirafları [Deneme]
Rastlantı ve Uygarlık [Deneme]
Köy Enstitüleri Neden Kapandı [Deneme]
Eğitim, Hukuk Eğitimi, Ölçme ve Değerlendirme [Deneme]
Trabzon - İzmir [Deneme]
Ulusal Arpalıklar ve Üretim [Deneme]
Edirne'den Hakkari'ye [Deneme]


Ahmet Odabaş kimdir?

1963 Çarşamba/Samsun doğumluyum. Serbest avukat olarak çalışıyorum. (İzmir'de)

Etkilendiği Yazarlar:
Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Hayyam, O Veli, Aziz Nesin,


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Odabaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.