Bana Yasaktın
(emre gümüşdoğan) 12 Nisan 2005 |
Özlem Şiirleri |
| |
I /
yağmurlu kent sokağı gözlerin-- ıslak /
ayı dalgalandıran deniz, ince büyü /
/
II /
yasak afişler astın yok duvarıma /
yazdın aşk sloganlarını gün boyu /
/
|
|
Fahişeliğin Geni Bulundu
(emre gümüşdoğan) 30 Ekim 2004 |
Erotik |
| |
Erkekler... Onlar; içlerindeki acının bedelini öderler, acılarını bizim içimize boşalttıklarını düşünürler ama yanılırlar, yeni acılar, yeni yaralar açarız biz onların ruhlarında, bedenlerinde, işte bunu farketmezler, farkettiklerinde başka fahişe ararlar |
|
Eylülün Ruh Halleri
(emre gümüşdoğan) 26 Ekim 2004 |
Pastorel |
| |
su ateşten korkmazdı eskiden /
aşk neyle ilişkili herkes bilirdi /
binlerce misket yuvarlıyor şimdi /
intihar öncesi çocuk ellerim /
gölgem yüzümde kuruyor /
söz tüy!.. söz sürgünlüğüm!.. /
|
|
Deborah
(emre gümüşdoğan) 23 Ekim 2004 |
Aşk ve Romantizm |
| |
O iri, laciver gözleri hiç değişmemişti, yirmi iki yıl sonra, aynı masumiyet, aynı sevgi, aynı şefkat, aynı derinlikte bakıyordu Nüsapel.
|
|
O Sabah
(emre gümüşdoğan) 17 Ekim 2004 |
Sürrealizm |
| |
Telefonu kapattıktan sonra, bir süre sevdiği kadını düşündü. "Bitti" demişti kadın, biten neydi, neden bitmişti, bilemedi. Kadının yüzünü anımsamaya çalıştı, yüzü yoktu, panikledi.. |
|
İş İştir
(emre gümüşdoğan) 12 Ekim 2004 |
İronik |
| |
Arabasıyla geldi, üzerinde: meme uçlarını belirgin olarak gösteren, lacivert, dar badisi, altında kısa kot pantolonu vardı. Belli belirsiz makyaj yapmıştı. |
|
Veda Şiiri
(emre gümüşdoğan) 12 Ekim 2004 |
Aşk ve Romantizm |
| |
yağmurlu bir sokaktım /
gölgen benden geçerken /
bedenimde o eski, teni yorucu talan /
ve yüreğimi her gün /
her yönden mahmuzlayan /
o yatak şimdi bana /
bak iltihap ateşi /
bak iltihap ateşi /
|
|
|
veda şiiri
ö. ş'ye
seni bana sorduğum an
kaç anıyı tur yaptı belleğimde su yitik
kaç sıradağı, kaç gece
göğsüme dizdim uyudum
kaç göğsümden / kaç gece
aşkı emzirdi zaman
dilimin çekmecesi yine o küflü hüzün
ahh o biçimli bükülüşün
ahh o biçimli bükülüşün
içim bana kapan...
yağmurlu bir sokaktım
gölgen benden geçerken
bedenimde o eski, teni yorucu talan
ve yüreğimi her gün
her yönden mahmuzlayan
o yatak şimdi bana
bak iltihap ateşi
bak iltihap ateşi
yüreğim şimdi kapan...
sözlerin ki aşkımı perçinleyen çekiçti
al o asi ruhumu, koy aşkın tezgahına
vur bir daha vur, vur bir daha vur
ruhumun ikiz eşi, anladım ki avından
sorumlu değil avcı
acıya akar ırmak
anladım bitiş acı
anladım bitiş acı
gözlerim şimdi kapan...
|
|