..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyada insandan çok aptal var. -Heinrich Heine
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
ÝzEdebiyat - Yazar Portresi - Aydýn Akdeniz
Aydýn Akdeniz - Hadrianapolis
Site Ýçi Arama:


Ana Sayfa
  Deve Dikeni (Aydýn Akdeniz) 1 Þubat 2014 Gerilim 

Hava kara dönmüþtü. Üþümüþ ve acýkmýþtým. Beklemekten de sýkýlýnca çantayý açtým, sucuðu parmak kalýnlýðýnda kesip çubuða sýraladým. Ucunu ateþe doðru yere batýrmýþtým. Ekmeði de o þekilde. Dilimlemeden ortasýndan bölerek. Dallar kýrýlýyordu o ara, sesini duymuþtum. Önce boz renkli þu köpek sandým. Sonra gövdesi dýþýnda vücudundan kalanlarý bir gün kara gömülmüþ halde bulduðumu hatýrladým. Çok olmamýþtý öleli. Vücudu bile soðumamýþtý. Kýzarttýðým dilimleri artýk paylaþamayacaktým. O deðilse dedim, kim ya da neydi dallarý kýran þey.

  Zühre"ye Kanat Çýrpmak (Aydýn Akdeniz) 10 Eylül 2013 Varoluþçuluk 

Cama düþmeye baþlayan kar tanelerini görünce dönmek istedi. Yolun kapanmasýndan çekiniyordu. Bir süreliðine daha misafirim olmaktan...Sanýrým. Evden ayrýlalý nefes alýp verirken çýkan o hýrýltýsýný saymazsam yanýmda ki koltukta oturduðu gerçeðini büsbütün unutabilirdim. Sileceklerin hareketleniþine takýlmýþtý bakýþlarý. Onu böyle görünce baktýðý þey hakkýnda düþünüyorum. Nesnenin devinimi, düþen kar, anýlarý, türlü türlü þey geçiyor aklýmdan. Bunlardan biri ya da tümüne bakmasý kabulümdü, ama hiçbirine bakmýyorduysa. O zaman unutmalýyým iþte; kýþkýrtýcý bulacaðým için. Sinirlenmemle eðlenir gibi. Hayra yormayacaðým sessizliðini. Çünkü bilmek hakkýmdýr. Açýklamalý. Etiyle kemiðiyle –“ þey” demeye yine de varmýyor dilim – düne kadar tanýdýðýmý sandýðým kiþiyse, çekinmezdi. Dilindekini söylerdi.

  Ahlatýn Yaný (Aydýn Akdeniz) 16 Mart 2013 Bireysel 

Yol boyunca dalýp dalýp giderdi . Dizlerine, ayakkabýsýnýn tokasýndan vazgeçince pencere dýþýna . Kýzýyordum konuþmamasýna. Dikiz aynasýna öksürebiliyordum. Kýzýla mora bürünürken yüzüme, çizgilerine, egzoz dumanýnýn daðýlmasýna raðmen bir türlü göremediðim köyün boþluðuna doðru bakabiliyordum.

  Gün Görmezdi, Ýda'dan (Aydýn Akdeniz) 2 Þubat 2013 Baþkaldýrý 

Kýrýk döküklük var dilime düþenlerinde. Tekrar denemeliyim. Sorun seçtiklerim olabilir. Hafýzam. Dur bakayým. Zorluyorum, ama… Sözcükler, derinlere inmiþ gibi. Çýkarabilseydim. Soðuktan dilim de tutulmuþ olabilir. Az sonra kalmaz bir þeyciðim. Evet evet. Yere yuvarlanmýþtým. Bunu nasýl düþünemedim. Kanayan yerim yok ki. Çarpma derinde eser býrakmýþtýr belki. Yolunda sanýrdýn her þeyi ama içten içe kanayabilirdi damarlarýn.

  Maça Kýzýna (Aydýn Akdeniz) 29 Ocak 2013 Varoluþçuluk 

Nehir kýyýsýndaki kayalýða indiðimde suya düþen gölgeyle baþýný farkediyorum. Eðilmiþ, akýntýya bakýyordu. Yaklaþmak istedim, elinin iþaretiyle vazgeçtim. Dediðine göre balýklarý ürkütebilirmiþim. Poþet dolusu erzaðý görebileceði bir aðaç dalýna iliþtirip uzaklaþacaktým. Cebime uzanýyorum. Kahretsin. Boþ. Ýkisi de. Sigara atmasýný istiyorum. Kýmýldamýyor. Gözleri hep akýntýda. Birden sevinçle doðruluyor. Ýnlerini buldum diyor. Balýk aðýný kýyýya doðru çekiþini görseler, kahvede günlerce konuþulurdu bu. Eli boþ döndü dedirtmemek için miydi yoksa üç beþ balýða mý telaþý. Aklýndan ne geçiriyor bilemezdim.

  E. T (Aydýn Akdeniz) 2 Ekim 2012 Varoluþçuluk 

Duman koca bir leke olup düþüyor aramýza. Konuþmalarýmýz kuru dal ve yaprak yýðýnýna gömülü. Kýrýlgan. Tetikte. Kývýlcýmla harlamaya hazýr. Geceyle iplik iplik daðýlmasa sabaha dek ateþin baþýnda öylece kalabilirdik. Gözlüðüyle oynamaktan usanýyor sonunda. Dili çözülüyor. Öksürüklerin arasýnda iþittin mi ? Þeytanýn aklýna gelmeyecek þeyler anlattý. Hem, yüzünde gölgeler dolaþmýþtý konuþurken. Ateþin þavký mý düþmüþtü, yoksa öyle mi görmüþtüm.

  Paltomun Yakasýnda (Aydýn Akdeniz) 10 Aðustos 2012 Aþk ve Romantizm 

Dudak büküp sýrt dönmelerin olurdu dargýnlýðý oynarken. Sonra aynada bir çift göz belirirdi. Unutmuþsun gibi, orada öylece bana bakardý. Karanlýða yaklaþtýkça irileþiyor gözbebeklerin. Derinliðine çekiliyor, giderek ufalýyor yansýmam. Tutup gazete geriyorum araya küçüldüðümü sanarak. Altta kalýr mýsýn hiç. Elin taraða uzanýyor, bakýþlarýn ise saçlarýna doðru kayýveriyor üzerimden. Sehpaya býrakýlan fincan týkýrdýyor da ayýlýyorum. Adýmlarýnla karþý odaya geçiyorum bu kez. Oda soðuk, üþüyeceksin. Canlandýrmak gerekecek sobayý. Olabildiðince bakýnýyorum loþ ýþýkta, göremiyorum. Yer yarýldý içine mi girdin ne, hiçbir yerde yoksun. Sokak lambasýnýn aydýnlattýðý köþe de boþ.

  Ýhtisar (Aydýn Akdeniz) 14 Temmuz 2012 Düþler 

Belki daha ötelere, bir vakitlerin bozkýr görünümlü ufuklarýna savrulurum oradan, yeni günün telaþýna kapýlmýþ kerpiç damlarýn üzerine; çayýr kokusuyla girdiðin kaçamak düþlerime ya da. Yaklaþtýkça gökkuþaðýna dönüþürdü gülümseyiþin. Yine de zihnime kazýnmýþ bir yüzün olduðunu söyleyemem sana.

  Tabelacý (Aydýn Akdeniz) 7 Nisan 2012 Varoluþçuluk 

Sarktýðý camdan yerine oturan biri " Abi, yine yanýldýn" der. Aðzým kulaklarýma varýr. Nasýlsa bir kaç dakikalýk yolu vardýr böylelerinin, önemsemem. Bir tabela gölgesinde frene basmamý isteyecekler. Kitabý defteri daðýldýðý yerden toplayýp, kýrpýþan gözlerle bir bana bir plakaya bakacaklar.

  Thomas Mann Öykülerinde Tipleme (Aydýn Akdeniz) 22 Mart 2012 Yazarlar ve Þairler 

Ýyi ki þans eseri önce, Faulkner’in Ses ve Öfke’sine bakmýþým. Derinlikli dil özelliðini oradan az buçuk tanýmasam kolayca gözardý edebilirdim Friedemann ve diðerlerini. Kuralcýlýðýn ardýna gizlediði gerçek yüzüyle barýþýk yaþayabilen Jason’la Thomas Mann kahramanlarý baþ edebilecek midir mesela? Friedemann’ýn karþýsýna vücut dilinde sýrnaþan diþiliðiyle Quentin çýksa ve týpký dayýsý Jason’u cezalandýrmak isterken yaptýðý gibi sessiz öfke ataklarýyla zavallý Friedemann’a yönelse ne yapardý bizimkisi? Kemanýna mý sarýlýrdý yine? Sanmam.

  Edilgenlik Aforizmasýnda Öykü Kurmacasý (Aydýn Akdeniz) 9 Kasým 2011 Yazarlar ve Þairler 

Öykü yazýldýkça karakterler belirginleþmeye baþlar. Bir el onlarý düþüncenin karanlýk, dipsiz derinliðinde uyuklarken bulmuþ çekip çýkarýyordur yüzeye. Direnirler mi? Sanmam, barýnacak beden bulmuþlardýr çünkü. Yazarýn boyun eðilecek iradesi üstelik o yaþlanýp giderken kendilerini ilk günkü canlýlýkla ölümsüz kýlacak sürece götürmektedir.

  Kapela (Aydýn Akdeniz) 12 Temmuz 2011 Varoluþçuluk 

Ýteklemesiyle açýlýyor kapý. Eve uzanan yolda ýhlamur kokusu, çok sever. Çayýný deðil de kendisini. Koca birer aðaç olmuþlar þimdi. Dolgun tanelerde dolaþan elleri “ Haticeee!” haykýrýþýyla utanýp kavrýyor valizi. Yüksek topuklar zeminde sendeleniyor. “ Patlama geliyorum.” Baþ baþa vermiþte geliþinden habersiz çekiþip duruyorlar. Ýnatçý iki keçi gibiler. Anasý baþlamasýn bir kez, söyleniyor yine “ütüsüz pantolon giymezmiþ þu yaþta.” Výzýltýlar perde olup örtüyor mahremiyeti. Bahçenin her yanýndalar, en çok salkýmlarda. Uðuldayan saydam kanatlarý ile göðün maviliðine dalýyorlar. Aðaç kovuðu, bir kaya dibine ulaþana dek öylece uçacaklar.

  Kömür Karasýydý Elleri (Aydýn Akdeniz) 19 Mayýs 2011 Varoluþçuluk 

Adýmlarý hýzlanýrken, nedir çilesi þu kadýnýn diye düþündü. Ýlle de ütülü olacakmýþ giysileri. Ütüye kömür doldururken solgun parmaklarý sýmsýký kavrardý kýrýk ahþap sapý. Nasýrlaþan avuçlarý bazý geceler yüzüne kapanýrdý. Evden uzakta koca iki yýl. Neler deðiþmiþti yokluðunda kim bilir? Topuk sesleri zeminde yanký bulurken výzýltýlar bahçenin her yanýnda. Baþýnýn üstünde uçuþan saydam kanatlar göðün maviliðinde kararan beneklere dönüþerek výzýldýyordu.

  Baþtan Karaymýþ Baþtankaralar (Aydýn Akdeniz) 10 Mart 2011 Varoluþçuluk 

Ne kadar çok anlatacak þeyi de varmýþ diye geçti aklýndan. Çocuklarýna mý anlatýyordu bu hikâyeleri yoksa içinde o yaþýna dek bir yerlerde sakladýðý çocuksuluða mý? Neþeyle gülüyor, burnunu, kulaðýný yakalamak için uzanan solucan parmaklardan bir türlü sakýnamýyor kendini. Bir vakitler saçlarýna düþen aklara takýlýrdý bakýþlarý, þakaklarýnýn üzerinde gençliðinin henüz yabancýsý olduðu bir renk iken, aklýk. Siyahýn zýddý, yaðan karýn sýcacýk rengi. Ulu daðlara nasýl yakýþýrsa öylece yakýþýrdý þakaklarýna. Yelkovanýn akrebi kovalamacasýn da zaman da erirmiþ meðer ve beyazýn ayný zamanda renksizliðinde adýnýn olduðunu öðrendiði yýllar geldi peþinden. Parmaklardan sakýnmaya çalýþýyordu hala o baþ kendini, omuzlarýna tüneyen diðer torunu almaya çalýþana gözdaðý vererek.

  Kadeh Ustasý (Aydýn Akdeniz) 23 Þubat 2011 Varoluþçuluk 

Üç aydýr aðzýna bir yudum almamýþtý. Tuhaftýr, þikâyetçi deðildi halinden. Daha önce býrakmayý denemiþti. Hem de kaç kez. Peki, yakasýný kurtarabilmiþ miydi illetten? Elbette hayýr. Çabaladýkça batmýþtý yalnýzca. Oysa küçücük bir kývýlcýmdý aradýðý ya da yüreklendirici birkaç cümle. Fakat hastane odasýnda çakacaktý o kývýlcým. Olmasýný umduðu þeye deðil de kendi gerçekliðine ayýltacak olan, ( kadeh sayýsýnca artan baþ aðrýlarýydý gerçeði.) Oraya nasýl geldiðini sormayacaktý. Reddetmiþti tedavisini. Ýçindeki þeyle savaþamazdý ki. Ele güne karþý rezil olmak da vardý sonra.

  Virginia Woolf, Gölgesi Olmayan Kadýn (Aydýn Akdeniz) 11 Aralýk 2010 Varoluþçuluk 

Günlerdir çýkmýyor dýþarý. Uzatýlan öteberiyi kapýdan alýp odasýna çekiliyor yine. Bazen de sayýklarken buluyorum O'nu. Bilseniz nasýl acýyor yüreðim. Üç yýl kadar önce, tiyatro çýkýþý arkadaþlarýna dönüp " böyle bitirmezdim hikâyeyi, " demiþti.

  Küçükyalý"da Erguvani Kýzýllýk... (Aydýn Akdeniz) 2 Aralýk 2010 Anýlar 

Dedem de anlatýrdý bir þeyler. O vakitler çocuktuk dinlemezdik. Toplandýðýmýz radyo baþýnda cazýrtýlý seslere karýþan “ arkasý yarýn”lar varken onu kim umursardý ki. Boðazýn iki yakasýný bir araya getirecek köprü tamamlanmak üzereydi. Kardeþimle, hiç unutmam þimdiki giþelerin önünde hatýra fotoðrafý çekinmiþtik. Omuzlarda karþýlýklý sarmaþ dolaþ atýlmýþ kollar, damalý o biçim pantolonlar! Ve objektife poz verirken yüzünde donup kalan gülümsemesiyle komik görünüþlü kardeþim. Biz kakara kikiriler arasýnda gülüþürken resme, dedem sokaða bakan penceresinden homurdanmasýný sürdürürdü,

  Düþleriniz "Ferrari" Kadar Ulaþýlmaz Olmalý (Aydýn Akdeniz) 27 Kasým 2010 Varoluþçuluk 

“ Bakýn” dedi. “ Herkesin gerçekleþmesini umduðu düþleri olur. Düþ kurmak iyi oyuncular için yalnýzca bir oyalanmaca dan ibaret deðildir. Gençsiniz, eminim ki anlýyorsunuz beni. Þirketimizin bunca yýllýk baþarýsýnýn ardýnda gerçekle düþ arasýndaki espriyi yakalayabilmiþ dinamik bir kadronun payý olduðuna inanýyorum. Kendinizden bahsederken lütfen bunu da dikkate alýn! ” Mülakata gelen gençlerden kravatlý olan öne çýkarak, “ Çok iyi bir not ortalamasýyla bitirdim fakülteyi. Kötü alýþkanlýklarým hiç olmadý. Ev ile okul arasýnda gidip geldim dört yýl boyunca. Bilgisayar programlarýný kullanmasýný bilirim. Az çokta yabancý dil,” “ Adýnýz neydi? ” “ Mete efendim.” “ Nereyi bitirmiþtiniz? ” “ Ýktisat bölümü mezunuyum.” “ Geleceðe dönük beklentileriniz?” “ Ferrari marka arabam olmalý ve bir dediðimi iki etmeyecek çalýþanlarým.” “ Peki, anlaþýldý. Ya siz?

  Ýsterik Kadýn, Haydi Oradan Sen De! (Aydýn Akdeniz) 18 Kasým 2010 Sürrealizm 

Kirli, yorgun bir gündü tamamlanan. Çiseyen yaðmur egzoz ve homurtulara karýþarak benim gibi evinin yolunu tutan kent sakinlerinin tepesine inmekteydi. Çöp yýðýnlarýndan yükselen þu iðrenç kokuyu saymazsak özlemiþim tozun topraðýn kokusunu. Derin bir nefesle çektim doyasýya içime; daðý ovayý vadiyi. “Ah ulan ” dedim kendi kendime “ kaz daðlarýnýn tepesinde olacakta, iki yana açtýðýn kollarýnla bir kuþ gibi süzülecektin þimdi gri bulutlarýn arasýnda” Yolun öte yakasýna geçiyormuþum fark etmedim, ýslak zeminde kayan bir fren sesi. Þoför el kol hareketleri içerisinde yanýndakine sürekli beni iþaret etmekteydi. Açýlan camdan dýþarý bir baþ sarktý. Baðýrýrken büzülen aðzýndaki aðýr makyaj ýslanmýþ, kandamlalarý gibi hýzlanan yaðmur akýntýsýna karýþmaktaydý. Aldýrmadým, duymadým söylediklerini. Ýltifat edecek hali yoktu ya! Bu kez uzaklaþan araçtan ayný baþ, orta parmaðýný kaldýrmýþ sallamaktaydý ortalýk yere. Patladým ben de “Haydi oradan isterik cadý sende. Dikleþerek sallananlarla bozmuþsun kafayý!”

  Ýnce Hastalýkmýþ Baðrýna Düþen… (Aydýn Akdeniz) 16 Kasým 2010 Halk Öyküleri 

Mevsimin ilk karý yaðmýþtý. Geceleyin kuvvetlenen fýrtýna, buz tutmuþ dere yataðýndaki kar tümseklerini küreyip kuzeye çevresi meþe aðaçlarýnca kuþatýlan köye doðru savrulmaktaydý. Kývrýldýðý çatý altlarýndan karanlýða kulaklarýný diken birkaç çoban köpeði yerlerinden doðrulup uðultuya karþý isteksizce havlýyordu.

 

 



Hayatýn kendisi mi sorgulanýr satýrlarda, geçip giden zaman mý? cevap mýdýr önemli olan yoksa yaþanan anlar mý?



 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Aydýn Akdeniz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.

 

Bu dosyanýn son güncelleme tarihi: 29.03.2024 04:13:01